EVET yüzde 58, HAYIR 42...

ABD mutlu... AB mutlu... AKP mutlu.. BDP mutlu.. PKK mutlu.

Okyanus ötesi ise zaten kınasını yakmıştır bile...

Başbakan ''okyanus ötesi''ni unutmamış.

ABD'deki imam da teşekkürü kaptı..

Ne de olsa ölüleri bile kaldıracaktı.

Başbakan, ''okyanus ötesi''ne sadece teşekkür etmekle kalmayacak, diyet borcunu da odeyecek.

Referandumun sonucunun ardından krallığa da soyunan Erdoğan çok tehlikeli bir yola girdi...

Başkanlık sistemini gündeme taşıyan Erdoğan, bütün yetkileri ele geçirmek için harekete geçti.

Referandum propagandaları sırasında sık sık ''2011 seçimlerinde son kez milletvekilliği için aday olacağını'' açıklayan Erdoğan, gözünü Çankaya'ya çevirdi.

Meclis'te uzlaşma bulamasa da, gerekirse yeni bir referandumu göze alarak başkanlık, ya da yarı başkanlık sitemine geçiş için çalışmaları başlattı.

Başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelerin çoğunda eyalet sistemi var.  

ABD'Yİ ÖRNEK ALIYOR...

BDP ve İmralı da aynı isteği dillendiriyor. Erdoğan da ABD'yi örnek alan başkanlık sistemini öneriyor.

Erdoğan, azaltılmış veya mevcut yetkilerle cumhurbaşkanı olmak istemeyecektir.

Yeni anayasa tartışmalarına bağlı olarak, Erdoğan'ın Meclis'te uzlaşma bulamasa da, gerekirse yeni bir referandumu göze alarak başkanlık, ya da yarı başkanlık sitemine geçişi deneyeceği ciddi bir ihtimaldir.

Gelelim Erdoğan'ın ABD'yi örnek alan başkanlık sistemi önerisine.

Her şey bir yana ABD'deki başkanlık sistemi federal yapıya dayanır.

ABD 50 eyalete bölünmüştür. Her eyaletin kendi içinde ayrı parlamentosu ve yönetimi vardır. Eyaletler kendi kanunlarını kendileri belirler, valilerini, savcılarını, polis müdürlerini kendileri seçer.

İmralı ve BDP'nin tüm vekilleri de bunu istiyor...

Hele de Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir...

Eğer Amerika örnek alınacaksa Erdoğan'ın kafasında bir tür "federal yapı" var demektir.

KRALIN ACELİSİ VAR...

YENİ Anayasa önümüzdeki günlerde yeni Meclis'in gündemine gelecek.

AKP iki taslak metin üzerinde hızla çalışıyor.

Tabii son karar Erdoğan'ın olacak.

Eğer TBMM'de uzlaşma komisyonu oluşturulabilirse, yeni Anayasa metni bu komisyonca şekillendirilecek.

Ardından da 2011 seçimlerinde oluşan yeni Meclis tablosu ne olursa olsun teklif taslağı TBMM Başkanlığı'na bir uzlaşma metni olarak sunulacak.

Ancak Kasım ayından itibaren Meclis'te bütçe maratonunun başlayacak olması, Anayasa değişikliklerinin uyum yasalarının Meclis'ten geçirilmesi zorunluluğu ve yılbaşından itibaren de seçim atmosferine girilecek olması bu seçeneğin hayata geçirilmesi açısından handikap olarak görülüyor. Erdoğan ve kurmaylarının yeni Anayasa metninin şekillendirilmesi konusunda üzerinde durduğu ikinci seçenek ise, AKP'nin bu dönem başkanlık sistemi modelini de öngörecek şekilde, geçmişte Prof. Ergun Özbudun başkanlığındaki komisyon aracılığıyla hazırlanan metni revize edip, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin görüşlerini alarak kendi yeni Anayasa teklif taslak metnini hazırlayıp, 2011 seçimleri sonrası oluşacak Meclis'in gündemine getirilmesi.

ATATÜRK DİYOR Kİ...

BİR 12 Eylül'de komaya sokulan demokrasi, diğer bir 12 Eylül'de kat kat şekerle kaplanmış zehir ilaç diye sunulmuştur.

Eğer çıkarılan deli gömleği ise, giydirilen ve giydirilecek kefendir.

Bundan sonra yaşanacaklarsa cabası...

Erdoğan'a bu cüreti veren ise yüzde 58'lik oy oranıdır.

Bundan sonra hiç kimse bana ''Emekli geçinemiyormuş, çiftçi perişanmış, esnaf siftah edemiyormuş, mahkemelerde hak aramak bitti'' demesin...

Demeye de hakkı yok..

Demek ki herkes hayatından memnunmuş...

Çıkan sonuç bunu anlatıyor.

Ulu Önder Atatürk'ün dediği gibi ''Dünyada her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır..'.