Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Dekanı Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, deprem ve binalarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kadıoğlu, CNN Türk'te katıldığı programda şu ifadeleri kullandı:

"Jeolojik açıdan Marmara fayına en yakın kesimler Fatih, Avcılar, Büyükçekmece en çok etkilenebilecek bölgelerdir. Bu bölgelerde Fatih yarımadasındaki tarihi konumda olmasından dolayı binalar eski. Bu binaların depreme karşı dayanıklık güçlerinin hepimizce oldukça zayıf olduğunu biliyoruz.

Binaların bir kısmı yenilendi. İnsanların egemen yaşadığı kısımlar Fatih yarımadasında, Avcılar’da, Beşiktaş’ta binaların önemli bir bölümü eski. 

Son 2019 yılında İstanbul depremi gerçekleştiği zaman bu bölgede devlet bir araştırma yaptı. Bunlarla ilgili olarak aslında hangi bölgenin daha çok riskli olduğunu ve özellikle tsunamiye karşı hangi bölgenin ne kadar su altında kaldığına dair belgeler mevcut.

Bireysel olarak üzerimize düşen çok şey var. Bir tanesi yaşadığımız bölgenin önce bir yapısını bilip özellikle Çevre Bakanlığı’na başvurup binamızın sağlamlık açısından belirlenmesi için teşebbüste bulunmamız gerekiyor. İncelenip ona göre karar verilmesi lazım.

Jeolojik olarak zemine bakıldığı zaman Antakya örneği, Elbistan örneği buna canlı bir örnektir. Zeminin daha çok alüvyon yatağından oluşması bölgenin içerisinde dalganın çok daha etkili bir şekilde 10 kat artarak yıkıcı etkisini gördük. Ciddi hasarlara neden oldu.

İnsanların bilmesi gereken en önemli husus zemini ölçmesinden ziyade binasının sağlam olup olmadığına bakması gerekiyor. İstanbul’da deprem olacak mı? Olacak tabi ama ne zaman olacağını kimse bilemiyor.

Sahada çalışma yaptık. Şunu gördük, 2018-2019 yılında yapılan binalar ciddi anlamda hasar görmüş ve yıkılmış. Her ne kadar deprem yönetmeliği mevcut olsa da binanın içerisinde kullanılan betonların çalışmasını yaptık. Beton petografisine baktığımızda içerisinde kireç oranının fazla olduğu, 2019 yılında yapılan binalarda dere kumu kullanıldığını gördüm. İstanbul için de aynı şey söz konusu. Yeni binaların da kontrol edilmesinde yarar vardır. Beton kalitesinin test edilmesinde yarar vardır. 2000 sonrası yapılan bina sayısı yaklaşık 360 bin.

Karot alımı yeterli olmayabilir. Dikkat etmek lazım binaya zarar vermeden alım yapmak lazım. Rastgele her yerden almak doğru değil. Binanın petografisine bakmak lazım. Betonun ömrü söz konusu.

Kıyı şeridinde yaşayan insanların binaları nem oranı yüksek olmasından dolayı beton daha çok yıpranmaktadır. İzmir’de İstanbul’da çok bariz. Sadece demir değil betonun da ömrü önemli.

Sizin binanızın temeli suyun altında kalmışsa binanın ömrünü tüketecektir. Temel hiçbir zaman su görmemişse ömrü 50 senedir. Bazı binaların temeli su altında kalabilmektedir. Demirlerin korozyona, betonların çürümesine neden olabiliyor. Bunlar binanın sağlamlığını düşürmektedir."

Editör: Grlyrtts