Orta Doğu Zirvesi İsrail'i Sarsarken Türkiye'nin Rolü Öne Çıktı
ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çevrim içi toplantısı Orta Doğu’da dengeleri değiştirdi. Görüşmeye Erdoğan çevrim içi olarak katılırken, İsrail basını bu gelişmeye tepki gösterdi ve “İsrail masadaki yerini kaybetti” yorumunu yaptı.
İsrail Basınında Tepki
İsrail medyası, Trump’ın Suriye lideri Şara ile doğrudan görüşmesini ve Türkiye’yi tercih ettiğini belirtmesini “İsrail açısından diplomatik bir kayıp” olarak değerlendirdi. İsraelhayom gazetesi, “Suriye uluslararası topluma yeniden kazandırılıyor, İsrail ise dışarıda bırakıldı” ifadelerini kullandı.
Görüşmenin Önemi
Riyad merkezli görüşme, ABD ile Suriye arasında 25 yıl sonra ilk üst düzey temas olarak dikkat çekti. Trump’ın Şara ile görüşmesi, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımlarda değişiklik sinyali olarak değerlendirildi. PBS ve NBC gibi Amerikan medya kuruluşları, görüşmeyi Orta Doğu’da yeni bir dönemin başlangıcı olarak yorumladı.
Suriye’ye Uygulanan Yaptırımlar
ABD’nin 1979’da başlayan ve Trump döneminde Sezar Yasası’yla zirveye ulaşan yaptırımları, Suriye’ye ekonomik ve siyasi izolasyon getirmişti. Trump’ın bu yaptırımları kaldırma kararı, ülkenin para biriminde değer artışına yol açtı ve ekonomik canlanma umudunu artırdı.
Türkiye’nin Rolü
Zirvede Erdoğan’ın aktif rol alması, Türkiye’nin Orta Doğu diplomasisindeki arabuluculuk misyonunu yeniden gündeme taşıdı. Trump’ın, Türkiye’nin duruşunu tercih ettiğini açıklaması, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğinin arttığını gösterdi.
Sonuç ve Tepkiler
Trump-Şara görüşmesi, sadece diplomatik değil, ekonomik ve jeopolitik etkileriyle de yankı uyandırdı. Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında Suudi Arabistan ve Katar’dan destek açıklamaları gelirken, İsrail hükümeti bu gelişmelere temkinli yaklaştı.
Bu zirve, Orta Doğu'daki geleneksel güç dengelerini yeniden şekillendirecek potansiyelde bir diplomatik adım olarak görülüyor. Özellikle Türkiye'nin konumunun güçlenmesi, bölgesel politika için önemli bir kırılma noktası olabilir.