Gaziantep’te asırlardır süregelen ata mesleği bakırcılık, günümüzde de ustaların elinde hayat bulmaya devam ediyor. Tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda bir sanat eseri gibi işlenen bakır ürünleri, hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük ilgi görüyor. Bakırcı ustaları, bakıra şekil verirken çıkan ritmik çekiç sesleriyle huzur bulduklarını dile getiriyor.

Bakırcılar Çarşısı’nda Asırlık Gelenek Yaşıyor

Gaziantep’te yaklaşık 500 yıl önce inşa edilen Bakırcılar Çarşısı, geçmişten günümüze geleneksel el sanatlarının yaşatıldığı en önemli merkezlerden biri. Çarşıda her sabah dükkânlarını açan bakırcılar, bir koronun ahenkli ritmini andıran çekiç sesleriyle güne başlıyor. Çekiç darbeleriyle şekillenen bakır ürünleri, ustaların el emeği ve göz nuruyla adeta bir sanat eserine dönüşüyor.

Asırlardır çekiç seslerinin hiç dinmediği çarşı, bakır işçiliğinin en güzel örneklerine ev sahipliği yapıyor. Bakırcılar, ata miraslarını yaşatmak için her gün büyük bir özveriyle çalışıyor. Ustalar, mesleklerinin gelecek nesillere aktarılması ve çekiç seslerinin susmaması için çaba sarf ediyor.

Bakırcılar İçin Çekiç Sesleri Bir Melodi Gibi

Tarihi çarşının en eski ustalarından biri olan Bülent Göksu, mesleğe küçük yaşta başladığını ve bakırcılığın kendisi için sadece bir iş değil, bir tutku olduğunu söylüyor. Çekiç seslerinin kendilerini rahatsız etmediğini belirten Göksu, şu ifadeleri kullanıyor:

Salt Beyoğlu’nda "Bu Son Şansımız mı?" Gösterim Programı Başlıyor! Salt Beyoğlu’nda "Bu Son Şansımız mı?" Gösterim Programı Başlıyor!

"Güne bir koronun ahenkli ritmini andıran çekiç sesleriyle başlıyoruz. Kimilerine bu sesler rahatsız edici gelebilir ama biz ustalar için adeta bir müzik gibidir. Bakıra şekil verirken çıkan sesle motive oluyoruz ve günün yorgunluğunu atıyoruz."

Göksu, bakırcılığın zor bir meslek olduğunu, sabır ve uzun yıllar süren bir ustalık gerektirdiğini de vurguluyor. "Bakırcılığı 8 yaşında öğrendim. Hem okula gidip hem de çıraklık yaptım. 15-16 yıl kalfalık dönemim oldu. Ustalık sürecim askerden sonra başladı ve kendi dükkânımı açtım. Bu meslek sabır ve azim isteyen bir sanat." diyor.

Bakır Ürünlerine İlgi Yeniden Arttı

Geçmişte günlük kullanım eşyası olarak evlerin her köşesinde yer bulan bakır, günümüzde hem sağlık açısından hem de estetik bir obje olarak tekrar popüler hale geldi. Özellikle Kovid-19 salgını sonrası sağlıklı olması nedeniyle bakır eşyalar yeniden tercih edilmeye başlandı. Bunun yanı sıra, işlemeli bakır eşyalar turistik hediyelik eşya olarak da büyük ilgi görüyor.

Bakırcı ustaları, el işçiliğiyle ürettikleri tencere, kazan, kahve takımları, cezve, tepsi ve sürahileri geleneksel motiflerle süsleyerek alıcıların beğenisine sunuyor. Göksu, bakır ürünlerine olan ilginin artmasında Gaziantep’in kültürel mirasına yapılan yatırımların etkili olduğunu söylüyor:

"Eskiden sanatımız bu kadar ilgi görmüyordu. Ancak sosyal medyanın etkisi, tarihi han ve müzelerin restorasyonu, kültür merkezlerinin açılması Gaziantep’e ilgiyi artırdı. Şehir gastronomi ve turizm merkezi olduğu için gelen turistler hem yemek kültürümüzü deneyimliyor hem de çarşımıza uğrayarak bakır ürünler satın alıyor."

Gaziantep’ten Dünyaya Açılan El Sanatı

El emeğiyle üretilen bakır ürünler Amerika ve Çin başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ihraç ediliyor. Geleneksel yöntemlerle üretilen bakır eşyalar, e-ticaret üzerinden dünyanın dört bir yanına satılarak Gaziantep’in kültürel mirasının uluslararası alanda tanıtılmasına katkı sağlıyor.

Bakır ustaları, mesleklerinin geleceğe taşınması için gençlerin bakırcılığa ilgi duymasını arzuluyor. Ancak el sanatlarına olan ilginin azalması nedeniyle çırak yetiştirme konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirtiyorlar. Geleneksel sanatlarımızın yaşatılması için yeni nesillerin el sanatlarına yönlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken ustalar, bakırcılığın sadece bir meslek değil, yüzyılların birikimiyle oluşan bir sanat olduğunu vurguluyor.

Kaynak: iha