Polat çiftinin tutuklanmasının ardından, franchising sistemindeki mağduriyetleri kamuoyuyla paylaşan iş insanı Erdener Aktaş, Haberler.com’da yayınlanan Magazin Bahane programında ses getiren açıklamalarda bulundu. Aktaş, toplam 130 şubenin sosyal medya fenomenleri aracılığıyla sahte cirolarla yatırımcılara pazarlanarak adeta bir saadet zinciri düzeni kurulduğunu öne sürdü.
"Batma Noktasına Geldim"
Aktaş, sisteme 3 milyon TL elden yatırdığını, ancak bu yatırımın kendisini iflasın eşiğine sürüklediğini belirtti. “Sistem beni batma noktasına getirdi” diyen iş insanı, yaşadığı mağduriyet nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti.
Eldeki delilleri detaylandıran Aktaş, sahte ciro tabloları, yazışmalar, dekontlar ve sözleşme parçalarından oluşan kapsamlı bir dosya sunduğunu açıkladı.
"Gerçek Ciro Ortalaması 33,5 Milyon TL"
İstanbul’daki bazı şubelerin 78 milyon TL ciro yaptığına dair tabloların gerçeği yansıtmadığını belirten Aktaş, “Önümüze konulan ekranlarda küçük bir şubenin cirosu 35 milyon TL olarak gösteriliyordu. Bunlar gerçek değildi. 130 şubenin tamamı bu şekilde kandırıldı” ifadelerini kullandı. Gerçek ciro ortalamasının ise 33,5 milyon TL olduğunu vurguladı.
“Sözleşme Yapılmadan Ödeme Aldılar”
Erdener Aktaş ve eşi, Alaçatı’da yapılan görüşme sonrası sisteme dahil olma kararı alırken, herhangi bir resmi evrak sunulmadan ödeme yapıldığını aktardı. “Sözleşme yapılmadan 3 milyon TL elden ödeme yaptım. Daha sonra bana sadece 10 sayfalık bir sözleşme verildi. Oysa 34 veya 36 sayfa hazırlanmıştı” sözleriyle yaşadıklarını dile getirdi.
"Hokkabas Şarkısı Bile Kriz Havuzundan Fonlandı"
Aktaş’ın iddialarına göre, sistemde yaşanan krizleri yönetmek adına oluşturulan özel bir kriz yönetim grubu da vardı. Bu gruba katılan kişilerin, olumsuz haberleri sildirmek için para ödediklerini, hatta "Dilan Polat’ın 'Hokkabas' şarkısının bile bu havuzdan toplanan paralarla finanse edildiğini" iddia etti.
“Arabam Gitti, Eve Haciz Geldi”
Maddi çöküşünü detaylandıran Aktaş, "Arabamı E-5'te polis çevirmesinde kaybettim, evlerime haciz geldi. Elden verdiğim 3 milyon TL'ye karşılık ne bir fatura ne bir fiş alabildim. Üstüne üstlük Sezgin Polat üzerinden evlerime tekrar haciz geldi" ifadeleriyle yaşadığı mağduriyeti dile getirdi.
"Fake Hesap Açmayanlar İşten Çıkarıldı"
Polat ailesinin sosyal medya gücünü mağdurlar üzerinde bir baskı unsuru olarak kullandığını öne süren Aktaş, “Destek için fake hesap açmayanlar işten çıkarıldı. İnsanlar hâlâ dava açmaya korkuyor. 67 kişi elden para verdi ama sadece birkaç kişi konuşabiliyor” dedi.
"Kahve Ürünlerinde Sağlık Şüphesi Var"
Aktaş’ın açıklamalarındaki bir diğer dikkat çekici başlık ise, Polat ailesinin pazarladığı zayıflama kahvesine dair iddialardı. “Kullananlar arasında şikâyetler arttı. Bazı kullanıcılar paketi bitiremeden bıraktı. Ancak bu ürün halen 699 TL'ye satılıyor. Analiz yaptırmak istedik ama engellerle karşılaştık” sözleriyle, ürünün içeriğine dair sağlık riskleri olduğunu öne sürdü.
"Davalar Bitmedi, Denetim Hâlâ Sürüyor"
Kamuoyunda oluşan “aklandılar” algısının gerçek dışı olduğunu söyleyen Aktaş, “Hâlâ birçok dava sürüyor. Ticari faaliyetler sınırlı, denetim kalkmadı” diyerek, şirketlerin hâlâ devlet kontrolünde olduğunu vurguladı. Ayrıca denetimli kayyum uygulamasının devam ettiğini belirtti.
