İstanbul aşkımız

İstanbul gönül işi

İstanbul’a hizmet şudur budur

Her şey güzel

Hizmete bir lafımız yok

Ancak İstanbul’un bir sorunu var ki!

Sormayın gitsin!

“Trafik”

Artık içinden çıkılmaz,

Yaşanmaz hale geldi

Hele hele park sorunu…

O daha da berbat bir şey

Eminönü’ne, Beyoğlu’na, Taksim’e, Levent’e, Sirkeci’ye,

Veya trafik yoğunluğunun fazla olduğu bir yere gidin,

Park yeri arayın

İnanın ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelir

BU İŞ NASIL HALLEDİLECEK?

İstanbul 20 milyona yaklaşan nüfusu ile devasa bir kent

Korkunç bir göç var

Çocuklar ana rahmine düşmeden,

İstanbul’a gitme rüyası görüyorlar

Bir de yabancılar Suriyeliler, Afrikalılar, Araplar, Afganlar…

Var ki sormayın gitsin

Bu göç tabii ki iskân ve de nüfus sorununu gündeme getiriyor

İmamoğlu’nun fazla bir icraatı yokken,

AKP Hükümeti İstanbul için BETON YIĞINI haline gelen

ESENYURT gibi ilçeler hariç iyi şeyler yaptı

Köprüler, tüneller, geçitler, trafik düzenlemeleri

Ancak bu yetmedi

Mega kent oluşu, iş bulma potansiyelinin yüksek oluşu,

İnsanları mıknatıs gibi bu kente çekiyor

Nefes alamaz hale geldik

Artık İstanbul’a bence PASAPORT ile vatandaş

Almanın zamanı geliyor mu ne!

BOĞAZA GİTMEK HAYAL OLDU

1980-95’li yılarda Tercüman gazetesinde

Cumartesi günleri izin günümüzdü

Çoğu hafta sonu şöyle bir boğazı turlar

Denizin kokusunu alır,

Sarıyer’in tepelerinde çayımızı yudumlar,

Koylarda da ızgara hamsimizi yer neşeyle,

Enerji toplamış olarak evimize dönerdik

Önceki hafta Mersin’den misafirlerimiz geldi

Eczacı Levent ve Eczacı eşi Neslihan Uslu.

Günlerden cumartesi;

“Boğazı görmek, gezmek,

İstanbul’un tadını çıkarmak istiyoruz” dediler

Biz de öyle yaptık

Yapmaz olaydık!

Sabah erken kalktık

17 dakikada Sarıyer’deydik

Her şey güzeldi

Sarıyer börekçisini ziyaret ettik

Su muhallebicisinde tatlı ihtiyacımızı giderdik

Sonra Sarıyer’in tepesine çıktık

Şahin Tepesinde çayımızı kahvemizi yudumladık

Buraya kadar her şey MUHTEŞEMDİ

Sonrası, dönüş süreci

Öğle saatlerinde, Sarıyer’den,

Evimize 2,5 saatte döndük

Yani sabah zevkimiz burnumuzdan geldi inanın

Bir trafik ki sormayın

Güneşi, ışığı gören yola dökülmüş

Trafik öyle yoğun ki nefes bile alınacak gibi değil

Bulunduğumuz semtte börekte var çay da

Boğaz ve de denizin cazibesi olmasa

Bu ızdırap çekilir mi?

Bilmiyorum!

SÜRÜCÜ ÇILDIRDI

Trafiğin yoğun olduğu bir saat

Yine öğle saatleri

Adam başını camdan çıkarmış bağırıyor;

“İzmir’den, Osman gazi Köprüsüne 4,5 saatte geldim

Evim Avcılarda

3 saattir yoldayım

Ne zaman evime varacağım belli değil

Birileri Yeşilköy’lerde büyükelçilerle,

Balık ızgara yiyeceğine,

Artık şu trafiği de biraz kafa yorsun Allah Aşkına!

Canımız burnumuzdan geliyor.”

BİRŞEYLER YAPILMALI

Evet, trafik için,

Otopark için,

Akın akın gelen göçler için,

Bir şeyler yapılmalı.

Ama ne!

Bu bizim işimiz değil!

Çünkü belediye başkanı değiliz

Ama kesin olan bir şey var,

O da bu gidişle artık İstanbul insanı,

Bu mega kentte nefes alamayacak gibi

Denizi bile artık aydan aya görecek gibi

Çünkü bir yere gitmek için yola çıktığınızda,

Çileden de çıkıyorsunuz

Allah Sirkeci’de çalışıp ta,

Akşam arabasıyla Beylikdüzü,

Avcılar veya Büyük Çekmecede’de,

Evine gideceklerin yardımcısı olsun diyorum