Türk edebiyatının usta şairlerinden Ömer Bedrettin Uşaklı'nın vefatının ardından 75 yıl geçti. Uşaklı, Amasya'nın Karahacip köyünden Ömer Lütfi Efendi ve Uşak'ın tanınmış ailelerinden Ali Mollazadeler'den Hayriye Hanım'ın oğlu olarak 24 Ağustos 1904'de Uşak'ta dünyaya geldi.
Kadı olan babasının görevi dolayısıyla Uşak'ta başladığı ilk öğrenimini Anadolu ve Rumeli'nin çeşitli yerinde ve Suriye'de sürdüren Uşaklı, küçük yaşlarda babasından Arapça ve Farsça öğrendi.

İLK ŞİİRİ MİLLİ MECMUA'DA YAYINLANDI

Ömer Bedrettin Uşaklı, 1918'de lise eğitimi için İstanbul'a geldi ve Nişantaşı Sultanisi'nde 2 yıl okudu. Daha sonra Kabataş Sultanisi'ne geçen Uşaklı, burada da 2 yıl okuduktan sonra babasının Sivas kadılığına tayin edilmesi sebebiyle Sivas Sultanisi'nde de bir süre eğitim aldı.

Sivas Sultanisi'nde edebiyat öğretmeni şair Cenap Muhittin Kozanoğlu'ndan aldığı edebiyat zevkiyle aruz ve hece vezninde şiir denemelerine giren Uşaklı'nın ilk şiiri "Ona", Milli Mecmua dergisinde 1 Şubat 1925'te yayınlandı.

Uşaklı'nın bu dönemden sonra şiirleri ve yazıları, "Anadolu Mecmuası", "Türk Yurdu", "Hayat", "Muhit", "Fikir Hareketleri", "Meşale", "Hız", "Varlık", "Oluş" ve "Ülkü" dergilerinde okurlarla buluştu.

Kabataş Lisesi'nden 1923'te, Mülkiye Mektebi'nden de 1927'de mezun olan Uşaklı, bir dönem Bursa'da maiyet memurluğu ve Türkçe öğretmenliği görevlerinde bulundu. Mülkiye müfettişi olarak Anadolu'nun değişik bölgelerini dolaşan Uşaklı, 1928'den sonra ayrıca Mudanya, Manavgat, Ünye, Şavşat, Artvin ve Edremit'te kaymakamlık yaptı.

'YAYLA DUMANI'NI 1945'TE BASTIRDI

Ömer Bedrettin Uşaklı, "Beni teşvik edecek kadar iyi karşılandı." dediği ilk şiir kitabı "Deniz Sarhoşları"nı 1926'da çıkardı. Adını "Yayla Dumanı" (1934) ve ölen küçük kızı için yazdığı şiirlerden meydana gelen "Sarıkız Mermerleri" (1942) adlı kitabıyla duyuran usta edebiyatçı, vefatından kısa bir süre önce bütün şiirlerinden yaptığı derlemeyi yine "Yayla Dumanı" adıyla 1945'te bastırdı.

Bir roman çıkaracağından da 1938'de Mehmet Behçet Yazar'a gönderdiği mektubunda bahseden fakat ömrü yetmeyen Uşaklı, yazarlığının ilk yıllarında "Gökbelen" soyadını kullanırken, daha sonra "Uşaklı" soyadını aldı.

Usta edebiyatçı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 7. döneminde (1943-1946) Kütahya milletvekili iken verem hastalığından tedavi gördüğü Yakacık Senatoryumu'nda 24 Şubat 1946'da vefat etti.

Milli edebiyatın Cumhuriyet dönemindeki temsilcilerinden biri olan Uşaklı, Anadolu insanını, coğrafyasını, kendi duyuş ve düşünüş tarzı çerçevesinde, hece vezniyle Türkçenin tüm imkanlarını kullanarak eserlerinde ifade etti.

MEMLEKET EDEBİYATI ANLAYIŞINI BENİMSEDİ

Cumhuriyet yıllarının ilk şairlerinden Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Haşim'in etkisinde kalan Uşaklı, Haşim'in empresyonist ve sembolik şiir tarzını hece vezniyle anlamlandırdı. Bu yönüyle usta şair, "memleketçi şiir" ile "saf şiir" arasında bir terkip kurmaya gayret etti.

Uşaklı'nın şiirlerinin tematik yapısını Anadolu insanı ve coğrafyasının yanı sıra şairin üzüntüleri, kaygıları, yalnızlığı, sevinci ve umudu oluşturdu.

"Memleket edebiyatı" zevk ve anlayışını benimseyen Ömer Bedrettin Uşaklı, benimsediği bu ekol için, "Memleket edebiyatı en ferdi ve en hür mahsullerine kadar bu toprağın ve bu milletin katıksız edebiyatı, yurdun en büyük parçasıyla Anadolu'nun bugünü söyleyen halis ve yeni şiiri, Anadolu'nun gerçek romanı ve tiyatrosu, kısaca yeni ve yerli bir edebiyattır." ifadelerini kullanmıştı.

Türk tarihindeki zaferlerin kazanılmasını sağlayan tarihi şahsiyetleri de şiirlerinde ele alan Uşaklı, "Barbaros Hayrettin" şiirinde Barbaros Hayrettin Paşa'dan, "Bursa'da Akşam" eserinde Emir Sultan ve Yıldırım Bayezid'dan ve "Ülkü Tanrımıza" şiirinde Mustafa Kemal Atatürk'ten bahsetti.

BİRÇOK ŞİİRİ BESTELENDİ

Uşaklı, aynı zamanda şiirlerini doğa unsurlarını kullanarak, tabiattan edindiği izlenimlerle, kendi duyguları arasında bir bağ kurarak kaleme aldı. 

Halk edebiyatını, divan edebiyatından üstün tutan ve taklitçi edebiyatı "şahsiyetsiz" olarak nitelendiren usta şair, şu değerlendirmede bulunmuştu:

"İslamiyet'ten sonraki edebiyatımız Arapça ve bilhassa Acemcenin tesiri altında, şahsiyetini kaybetmiş bir edebiyattır ki, onun bütün işlenmiş sanatına, ince ahengine ve ihtişamına rağmen, tamamen bizim felsefemiz ve şiirimiz olan tabii ve samimi halk edebiyatını, tekke ve aşık şiirleriyle, halk türküleriyle, bu suni saray edebiyatından daha cana yakın buluyorum."

Uşaklı'nın birçok şiiri aynı zamanda Türk müziğinin usta bestekarları tarafından bestelendi. Özellikle de Kaptanzade Ali Rıza Bey ve Cevdet Çağla'nın yaptığı besteler, halk tarafından büyük beğeni kazandı. Usta edebiyatçının bestelenen eserleri arasında "Yıldızların Altında", "Eğilmez Başın Gibi" ve "Kapıldım Gidiyorum" gibi şarkılar, yeni kuşaklar tarafından da halen beğeniyle dinleniliyor.

Toplumsal konulara karşı duyarlılığı bulunan, sanatının son döneminde Fransız şairlerden de etkilenen Ömer Bedrettin Uşaklı, "Deniz Sarhoşları" kitabında 25, "Yayla Dumanı"nda 46, "Sarıkız Mermerleri"nde 31 olmak üzere toplamda 102 şiir kaleme aldı.

"Anadolu şairi" olarak tanımlanan Uşaklı'nın ayrıca kitaplarına girmemiş "Ona", "Köy Yıldızı", "Karlı Bir Dağ Dizinde", "Yirminci Asra", "Melikenin Hayali", "Denizimde", "Mezarlık Ağaçları", "Doğan Güneşe", "Hayal ve Hatıra", "Ay Işığında Bekleyiş" şiirleri bulunuyor.
 

Editör: Haber Merkezi