Birisi Mecnun'a dediki; ''Ey iyi huylu, irfan sahibi Mecnun! Leylanın obasına gelmiyorsun? Artık sende Leyla'ya karşı olan aşkından eser kalmadı mı yoksa! Fikrin değiştimi? Leyla'ya isteğin mi kalmadı?

Mecnun bu sözleri işitince ağlayarak dedi ki;

''Efendi benimle uğraşma. Benim derdim bana yeter.Birde sen yarama tuz ekme. Bir çok defa ayrılık zaruri olur. Ayrılığa katlanmak

ve sabırlı olmak aşkın azaldığına, sevdanın geçtiğine delalet etmez ki..''

Adam bu seferde;

Ey vefalı ve temiz ahlaklı Mecnun! Leylanın bulunduğu taraflara gidiyorum. Bir haber göndereceksen söylede ben söyleyeyim.

Mecnun ona şu cevabı vermiş;

''Leylanın yanında benden bahsetme ve benim adımı anma.

Onun bulunduğu yerde benim bahis konusu olmam manasız olur.  Çünkü ben onun varlığı ile varım. Ondan ayrı benim bir varlığım yoktur.''

Gülistan. Şeyh Sadi Şirazi.

***

HİKAYE:

Birisi Gazneli Sultan Mahmudu şu suretle tenkit etmiş;

Tuhaf şey doğrusu! Eyazın bir güzelliği yok. Sultan Mahmud onun nesini seviyor?

Bir gülün kokusu ve rengi olmasa onun sevdasından çırpınan bülbüle şaşılır.

Birisi keyfiyeti Sultan Mahmuda  anlattı. Hükümdarın canı sıkıldı ve dedi ki; ''Aycı ben Eyazın boyunu, bosunu, rengini değil, ahlakını seviyorum''.

İşittiğime göre bir deve, dar bir geçitten geçerken yere yıkılmış. Yüklediği sandık düşüp kırılmış. Meğerse sandıkta inci varmış.

İncilerde ortaya dökülüp dağılmış.

Sultan Mahmud:

Yağmadır! Alan alsın, demiş ve atını sürerek oradan acele geçip gitmiş.

Padişahın yağmadır sözü, üzerine maiyettekilr hükümdarlarını bırakarak incileri yağmaya koyulmuşlar.

Padişahın yanında yalnız Eyaz adlı köle kalmış.

Sultan Mahmud yanında yalnız Eyazı görünce ona;

''Ey canü dlden sevdiğim, o yağmadan ne getirdin, diye sormuş.

Eyaz demiş ki; '' Hiç bir şey. Çünkü ben onlara katılmadım. Ben sizin arkanızdan geliyordum. O nimet, beni size hizmetten alıkoymadı.''

Yakınlık istersen nimeti vereni unutup da nimet ile meşgul olma. Evliya Allah'tan ancak Allah'ı isterler. Ondan gayrı bir şey dilememeleri tarikata aykırıdır.

Dostundan ihsan bekliyorsan sen dostunu değil, kendini düşünüyorsun demektir. Ağzın hırs ile açıksa kulağına gaibten bir sır gelmez ve girmez.

Hakikat süslü sraya heva ve heves ise toza dumana benzer.

Bilirsin ki toz duman kaltığı zaman göz sağlamda olsa bir şey göremez.

Şeyh Sadi Razi.