Mehmet Emin Yurdakul...
Türk Milli Edebiyat akımının öncü şairleri arasında yer almıştır.
1869 yılında İstanbul'un, Beşiktaş semtinde doğdu. Babası balıkçılıkla uğraşan Salih Reis, annesi Emine Hatun'dur.
Beşiktaş Askeri Rüştiyesi'nden sonra devam ettiği Mekteb-i Mülkiye'nin İdadi bölümünden ayrıldı,
devlet memurluğuna başladı.
Sadrazam Cevdet Paşa'nın tavsiyesiyle Rusumat Evrak Dairesi'nde göreve başlayan Mehmet Emin Bey, 1897-1907 yılları arasında Rüsumat Evrak Müdürlüğü yaptı.
İlk şiirini 1897'de Yunan Harbi sırasında Selanik'te Asır Gazetesi'nde yayımladı.
''Cenge Giderken'' adlı bu şiir ile ünlendi.
1899'da ''Türkçe Şiirler'' isimli bir şiir dergisi çıkardı.
İstanbul'da ''Servet-i Fünun'da, '' Selanik'te ''Çocuk Bahçesi'' Dergisi'nde, İzmir'de "Muktebes" adlı dergide şiirlerini yayımlamayı sürdürdü.
İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiydi.
Şiirleri ile hükümeti eleştirince 1907'de İstanbul'dan uzaklaştırılıp Erzurum'da görevlendirildi;
II. Meşrutiyet'in ilanının ardından Trabzon'da gönderildi.
II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi ile sonuçlanan
31 Mart Olayı'ndan sonra İstanbul'a çağrıldı;
Bahriye Nezareti Müsteşarlığı'na atandı ancak bu görevi istemeyince, 1909'da Hicaz, 1910'da Sivas valiliği yaptı.
Çalışmasının engellendiği gerekçesiyle 1910 yılında istifa ederek İstanbul'a geri döndü.
Ahmet Ağaoğlu, Dr. Fuat Salih, Ahmet Ferit Beylerle birlikte ''Türk kültürü, dili ve sanatının geliştirilmesi amacıyla'' kurulan Türk Ocağı adlı örgütün kurucuları arasında yer aldı.
Örgütün ilk genel başkanı oldu, çıkarılan Türk Yurdu Dergisi'nin sorumluluğunu üstlendi.
Ancak henüz dergi çıkmadan İttihat ve Terakki Cemiyeti ile anlaşmazlığa düşünce Erzurum'a vali olarak atandı, 1912'de bu görevde iken emekliye ayrılmak zorunda bırakıldı.
İstanbul'a dönüp Türkçülük düşüncesini yaymak üzere yayıncılık yapmaya devam etti.
1913'te Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda Musul milletvekili oldu.
Türk Ocakları'nın 1918 tarihli kongresinde Hamdullah Suphi ve Ziya Gökalp gibi isimlerle birlikte örgütün ''Hars ve İlim Heyeti'' üyeliğine seçildi.
1919 seçimlerine katılan Milli Türk Fırkası'nın kurucuları arasında yer aldı.
İstanbul'un işgalinden sonra Mayıs 1919'da Sultanahmet Meydanı'nda düzenlenen mitingde sarfettiği şu sözleri ünlüdür:
"Demir ve ateş;
kardeşler ben bunlarla hiçbir vatan ve ırkın öldüğünü işitmedim.
Şerefli bir tarih ve medeniyete, sağlam bir fazilet ve ahlâka, zengin bir şiir ve edebiyata, dini ve milli ananelere, ırkı ve vatani hatıralara malik olan bir milletin mahvolduğunu tarih göstermiyor..."
1921'de Milli Mücadele'ye katılmak için Anadolu'ya geçti.
Antalya, Adana, İzmir yörelerinde dolaşarak halkın ve ordunun manevi gücünü arttırıcı konuşmalar yaptı.
TBMM'de önce Şebinkarahisar, sonra da Urfa ve İstanbul milletvekili olarak beş dönem görev yaptı. Milletvekilliğini ölümüne kadar sürdürdü.
Şiir yazmaya Servet-i Fünun Dergisi'nde başlayan Yurdakul, bütün şiirlerinde sade bir dil ve hece ölçüsü kullandı;
konularını toplum dertlerinden, sosyal epik hayat sahnelerinden aldı;uyarıcı öğretici şiirler yazdı.
"Türk Şairi", "Milli Şair" diye anılır.
14 Ocak 1944 tarihinde İstanbul'da öldü.
Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Vikipedi..
***
Vur:
Ey Türk vur, vatanın bakirlerine,
Günahkar gömleği biçenleri vur;
Kemikten taslarla şarap yerine
Şehitler kanını içenleri vur!
***
Vur, güzel aşıklar cenazesinden
Kırmızı meşaller yakanları vur;
Şehvetin raksına yetim sesinden
Besteler, şarkılar yapanları vur!
***
Vur, katlin o kızıl sapanlarıyla
Dünyaya ölümler ekenleri vur;
Vur, zulmün o kanlı urganlarıyla
Bir kavmi iplere çekenleri vur.
***
Vur, etten, kemikten saraylar kuran
O vahşi ruhları ezmek için vur;
Dört büyük rüzgara küller savuran
O mücrim elleri kesmek için vur!
***
Vur, sen de mukaddes hürriyet için,
Dünyanın diktiği bayrak için vur;
Her dinin sevdiği adalet için,
Her yerde haykıran bir hak için vur!
***
Vur, aşkın ve hakkın zaferi için,
Vur, senden bak, dünya bunu istiyor;
Vur, yerde bak tarih senin seyircin;
Vur, gökten bak Allah sana; "Vur!" diyor.
***
Vur, çelik kolların kopana kadar
Olanca aşkınla, kuvvetinle vur;
Son düşman, son gölge kalana kadar
Olanca kininle, şiddetinle vur.
***
Vur, senin darbenden çıkacak ateş
İntikam isteyen bir milletindir;
Alnında doğacak kırmızı güneş,
Bu senin ilahi hürriyetindir!...
Mehmet Emin Yurdakul...
