17 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Mehmet Emin Yurdakul...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türk Milli Edebiyat akımının öncü şairleri arasında yer almıştır. 

1869 yılında İstanbul'un, Beşiktaş semtinde doğdu. Babası balıkçılıkla uğraşan Salih Reis, annesi Emine Hatun'dur.

Beşiktaş Askeri Rüştiyesi'nden sonra devam ettiği Mekteb-i Mülkiye'nin İdadi bölümünden ayrıldı,  

devlet memurluğuna başladı. 

Sadrazam Cevdet Paşa'nın tavsiyesiyle Rusumat Evrak Dairesi'nde göreve başlayan Mehmet Emin Bey, 1897-1907 yılları arasında Rüsumat Evrak Müdürlüğü yaptı. 

İlk şiirini 1897'de Yunan Harbi sırasında Selanik'te Asır Gazetesi'nde yayımladı. 

''Cenge Giderken'' adlı bu şiir ile ünlendi. 

1899'da ''Türkçe Şiirler'' isimli bir şiir dergisi çıkardı. 

İstanbul'da ''Servet-i Fünun'da, '' Selanik'te ''Çocuk Bahçesi'' Dergisi'nde, İzmir'de "Muktebes" adlı dergide şiirlerini yayımlamayı sürdürdü.

İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiydi. 

Şiirleri ile hükümeti eleştirince 1907'de İstanbul'dan uzaklaştırılıp Erzurum'da görevlendirildi; 

II. Meşrutiyet'in ilanının ardından Trabzon'da gönderildi. 

II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi ile sonuçlanan 

31 Mart Olayı'ndan sonra İstanbul'a çağrıldı; 

Bahriye Nezareti Müsteşarlığı'na atandı ancak bu görevi istemeyince, 1909'da Hicaz, 1910'da Sivas valiliği yaptı. 

Çalışmasının engellendiği gerekçesiyle 1910 yılında istifa ederek İstanbul'a geri döndü.

Ahmet Ağaoğlu, Dr. Fuat Salih, Ahmet Ferit Beylerle birlikte ''Türk kültürü, dili ve sanatının geliştirilmesi amacıyla'' kurulan Türk Ocağı adlı örgütün kurucuları arasında yer aldı. 

Örgütün ilk genel başkanı oldu, çıkarılan Türk Yurdu Dergisi'nin sorumluluğunu üstlendi. 

Ancak henüz dergi çıkmadan İttihat ve Terakki Cemiyeti ile anlaşmazlığa düşünce Erzurum'a vali olarak atandı, 1912'de bu görevde iken emekliye ayrılmak zorunda bırakıldı. 

İstanbul'a dönüp Türkçülük düşüncesini yaymak üzere yayıncılık yapmaya devam etti.

1913'te Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda Musul milletvekili oldu. 

Türk Ocakları'nın 1918 tarihli kongresinde Hamdullah Suphi ve Ziya Gökalp gibi isimlerle birlikte örgütün ''Hars ve İlim Heyeti'' üyeliğine seçildi. 

1919 seçimlerine katılan Milli Türk Fırkası'nın kurucuları arasında yer aldı.

İstanbul'un işgalinden sonra Mayıs 1919'da Sultanahmet Meydanı'nda düzenlenen mitingde sarfettiği şu sözleri ünlüdür:

"Demir ve ateş; 

kardeşler ben bunlarla hiçbir vatan ve ırkın öldüğünü işitmedim. 

Şerefli bir tarih ve medeniyete, sağlam bir fazilet ve ahlâka, zengin bir şiir ve edebiyata, dini ve milli ananelere, ırkı ve vatani hatıralara malik olan bir milletin mahvolduğunu tarih göstermiyor..."

1921'de Milli Mücadele'ye katılmak için Anadolu'ya geçti. 

Antalya, Adana, İzmir yörelerinde dolaşarak halkın ve ordunun manevi gücünü arttırıcı konuşmalar yaptı. 

TBMM'de önce Şebinkarahisar, sonra da Urfa ve İstanbul milletvekili olarak beş dönem görev yaptı. Milletvekilliğini ölümüne kadar sürdürdü.

Şiir yazmaya Servet-i Fünun Dergisi'nde başlayan Yurdakul, bütün şiirlerinde sade bir dil ve hece ölçüsü kullandı; 

konularını toplum dertlerinden, sosyal epik hayat sahnelerinden aldı;uyarıcı öğretici şiirler yazdı. 

"Türk Şairi", "Milli Şair" diye anılır. 

14 Ocak 1944 tarihinde İstanbul'da öldü. 

Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Vikipedi..

***

Vur:

Ey Türk vur, vatanın bakirlerine,

Günahkar gömleği biçenleri vur;

Kemikten taslarla şarap yerine

Şehitler kanını içenleri vur!

***

Vur, güzel aşıklar cenazesinden

Kırmızı meşaller yakanları vur;

Şehvetin raksına yetim sesinden

Besteler, şarkılar yapanları vur!

***

Vur, katlin o kızıl sapanlarıyla

Dünyaya ölümler ekenleri vur;

Vur, zulmün o kanlı urganlarıyla

Bir kavmi iplere çekenleri vur.

***

Vur, etten, kemikten saraylar kuran

O vahşi ruhları ezmek için vur;

Dört büyük rüzgara küller savuran

O mücrim elleri kesmek için vur!

***

Vur, sen de mukaddes hürriyet için,

Dünyanın diktiği bayrak için vur;

Her dinin sevdiği adalet için,

Her yerde haykıran bir hak için vur!

***

Vur, aşkın ve hakkın zaferi için,

Vur, senden bak, dünya bunu istiyor;

Vur, yerde bak tarih senin seyircin;

Vur, gökten bak Allah sana; "Vur!" diyor.

***

Vur, çelik kolların kopana kadar

Olanca aşkınla, kuvvetinle vur;

Son düşman, son gölge kalana kadar

Olanca kininle, şiddetinle vur.

***

Vur, senin darbenden çıkacak ateş

İntikam isteyen bir milletindir;

Alnında doğacak kırmızı güneş,

Bu senin ilahi hürriyetindir!...

Mehmet Emin Yurdakul...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *