Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Mezuniyet Töreni'nde açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, şunları söyledi:

"Sözlerimin hemen başında dün vefat eden fikir ve edebiyat dünyamızın abidevi isimlerinden, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi Rasim Özdenören'i rahmetle yad ediyorum. Rasim Ağabey ömrünü düşüncesini sözü, sözünü eyleme dönüştürmek için bu uğurda emek vermiş, eser vermiş gerçek bir mücadele adamıdır.

Kuruluşunun üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen üniversitemiz bünyesindeki 6 fakülte, 12 bölüm, 2 enstitüsüyle iftihar verici bir seviyeye ulaşmıştır. Dünyada tüm büyük kalkınma devrimlerinin, tüm büyük değişimlerin gerisinde güçlü bir fikri temel vardır. Maddi imkanlar bakımından belki de tarihin en müreffeh döneminde olmasına rağmen, insanlığın yaşadığı derin sancıların temelinde bu hakikat vardır. Sözünü ettiğimiz tüm bu tehditlerin ve fırsatların merkezinde gençlerimizin, onların eğitim ve öğretimlerinin yer aldığına inanıyorum. Biz dünyanın en eski eğitim kurumlarına ev sahipliği yapan bir coğrafyada yaşıyoruz. Eskilerin münevver dediği, bugün aydın diye isimlendirilen iletişim, sosyal, dil ve mesleki becerilere yüksek insanlara ihtiyaç var. Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okullarımızı öğretmeniyle, kütüphanesiyle, laboratuvarlarıyla, spor salonuyla baştan sona yeniledik. Kendi özgün yaklaşımımızla, ülkemizi yeniden dünyanın en gözde bilim ve teknoloji merkezi haline getirmemizin önünde hiçbir engel göremiyorum. Bu millet öyle rastgele bir millet değil. Bu milletin mayası sağlam. Mayası sağlam olduğu için de geleceği çok farklı şekilde inşa etmeye namzet. Artık üniversitelerimiz sayıları 260 bine çıkan uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyor.

Küresel yönetim ve ekonomi sisteminin yeni baştan oluştuğu bu kritik dönemde Türkiye olarak kendimize çok büyük hedefler belirledik. Geçen 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma altyapısından aldığımız güçlü hedeflerimize doğru adım adım yürüyoruz. Son dönemdeki sınamaları da başarıyla geçtiğimize inanıyorum. Salgın sürecinde sağlık ve üretim kapasitemizi test ettik. Kur , faiz, enflasyon şeytan üçgeninde sıkıştırıldığımız ekonomi istikrar mücadelemizi de zaferle neticelendireceğiz. Güney sınırlarımızı terör örgütlerinden temizleme kararlılığımızla hem uluslararası meşruiyetimizi güçlendiriyor, hem bölgedeki desteğimizi artırıyoruz.

Bütün mesele dost kazanmak. Düşman değil. Biz de bunu hamdolsun şu ana kadar başardık, başarıyoruz. Bize güvenen dost ülkeleri zor zamanlarda yanlarında olarak hayalkırıklığına uğratmadık. Türkiye'ye husumet besleyen herkesi tavırlarını gözden geçirmek zorunda bıraktık. Göreve geldiğimizde, 20 yıl önceyi söylüyorum, savunma sanayiinde sadece bize ait olan yüzde 20'ydi. Ama şu anda savunma sanayiinde ürettiğimiz hamdolsun yüzde 80'e ulaştı. Bütün bunlarla beraber savunma sanayiinde kendi ürünlerimiz ortada. Bu birilerine de ciddi manada Türkiye'ye göz kırparken dikkatli olun demeyi gerektiriyor. Pek çok ülkenin resesyona sürüklenme korkusu yaşandığı bir dönemde ekonomimizi büyüterek yolumuza devam ediyoruz. Sadece son 8 yılda başımıza gelenlerin herhangi birine maruz kalması halinde ayakta kalabilecek çok az ülke olduğuna inanıyorum. Bir yandan önümüze çıkan engelleri aşıp tehditleri bertaraf ederken, bir yandan da demokrasi ve kalkınma hedeflerinden sapma göstermiyoruz. Kuzeyimizdeki savaşta diyalog yollarını açık tutan, son tahıl anlaşmasındaki gibi mümkün olan alanlarla iş birliğini sağlayan anahtar ülke konumundayız."

Editör: Haber Merkezi