Varol Ürkmez'i izlemeye yaşım gereği yetişemedim. Ama nasıl bir kaleci olduğunu çok dinledim.

Tanıdığımda futbolu bırakalı çok olmuştu. Bir dergi çıkarıyordu, zaman zaman yardım ettim.

Çok kez masalarda muhabbet ettim kendisiyle. Müthiş bir sohbeti vardı. Hayatının bir roman olduğunu söyler, anılarını ballandıra ballandıra anlatırdı. Dinlemeye doyamazdım.

Beşiktaş ve Galatasaray'da da oynamıştı ama asıl verimli yıllarını Altay'da geçirmişti.

Milli Takım kalesini de korumuş, futbolculuğunun yanı sıra renkli özel yaşamıyla da dillere destan olmuştu.

Pek çok filmde rol almış, 5 kez evlenmiş, defalarca kez de nişanlanmıştı. Aralarında Fatma Girik, Suzan Avcı gibi ünlülerin de olduğunu anlatırdı nişanlılarının arasında, "Sanıyorum 50'den fazla nişanlım oldu" demişti bana bir defasında.

Bir ara "Şikeci Varol" dediklerini söylerdi kendisine; "Ama ben hayatımda şike yapmadım. Sadece bir keresinde gol yemeyeyim diye para verdiler" diye de eklerdi.

Bir elindeki serçe parmağını gösterirdi bir de... Parmağını eğer, büker; "Bak bu şekilde sakatlandım, diye hakeme göstererek istediğim maçtan zaman çalardım. O zamanlar maça zaman eklenmezdi. Sahalar da çamurdu zaten. Her tarafım yara bere içinde olurdu" derdi.

Renkli bir kişilikti. Ama büyük kaleciydi.

Berlin Panteri Rahmetli Turgay Şeren, her kaleciyi kolay kolay beğenmezdi ama Varol Ürkmez deyince değişirdi. Bir keresinde bana; "Haaa... Orada dur bakalım evlat! Varol çok yetenekliydi. Özel hayatına biraz dikkat etseydi çok daha iyi yerlerde olur, dünyanın sayılıları arasına girerdi" demişti.

Varol abi hayatını kaybetmiş. Yıllardır görmemiştim kendisini. Ama bu haberi aldığımda içimden bir parça koptuğunu hissettim.



Her geçen yıl sayıları hızla artan öbür dünyaya göçen tanıdıklarım arasına bir yenisini daha eklendi; "Abi" dediğim bir kişi daha eksildi dünyamdan.

Işıklar içinde uyu Varol abi, bir daha da gelmez senin gibisi!