Türk Dünyası’nın bekasını isteyen, Türk dilini seven herkes, diğer siyasi, ülkesel görüşleri ne olursa olsun, dilimizin, eğitimimizin kurtarılmasını en önemli, birinci milli dava olarak görmeli, bu davada hep birlikte birleşmeliyiz.

Türk dili her Türk’ün sevgiyle üstüne eğileceği bir sorundur. ‘Türk dili bir bütündür, parçalanamaz.’ Dilimizin ve kültürümüzün parçalanması izin vermeyelim.
Yabancı kültürlere açılan yerli kültür canlılığı, yaratıcılığını yitirmeye başladığı bir dönemi yaşıyoruz. 

Yirmi birinci yüzyılda, Türk kültürünün coğrafyası yeniden olağanüstü bir gelişme ve zenginlik imkânlarına kavuşmaktadır. 

Yüzyıllar süren dil ve kültür birliğimiz olan kardeş topluluklarla kültürümüzü dilimizi gün ışığına çıkartarak, karşılıklı alışveriş imkânları yeniden doğmuştur. 
Türkçe, Türk toplulukları için kültürel alanlarda bir hareketlenmenin kaynağı olacağı, ilim fen, iktisat ve teknoloji alanlarında da atılıma yol alacağı kesindir.

İletişim ağının dünyamızı iyice küçülttüğü, etkileriyle kültürlerin, dillerin tekdüze geldiği, millîlik duyarlılığının hayatımızın her alanında artmaya başladığı 21 yüzyılda, geç kalınmış çabalar tam manasıyla gerçekleşmemiş olsa bile, bir yerden başlanılarak kültürümüzü, dilimizi Türk dünyasını ve Türk ülkelerini birbirlerine bağlayan bir Türk örütbağı kurmalıyız.

Türk illerinin coğrafyaları, edebiyatları, lehçe özellikleri, çeşitli meslek mensuplarının kuruluş adresleri ve tüm özellikleri toparlanarak ortak bilgisayar iletişim ağı kurulabilir.

Tacik, Özbek, Türkmen, Kıbrıs, Kırgız, Azeri ve daha nice Türk yurtları hakkında bilgi alabilecek, ortak bir Türkçe ile ekranlardan birbirimizle konuşabilmenin yollarını birlikte bulmalıyız.

Her coğrafyadaki Türk milletlerinin üzerinde oynanan hainlik oyunlarından yılmamalıyız. Karanlık bir odada yakılan bir mum nasıl bir anda etrafı gösterirse, doğruluk ışığı öylece bize gerçek ve haysiyet yolunu elbette gösterecektir. 

Sömürgecilerin yaptığı gibi, her yeni buluşu, her yeni tekniği insanları ezmek için değil. Bizler milletimizin, Türk dünyasının ve insanlığın maddi ve manevi refahı için kullanarak adaletimizle, atalarımız gibi örnek olmalıyız. 

Her haysiyetli ülkenin eğitim dili kendi resmi milli dilidir.

Türk biliminin, Türkiye’de gelişmesini önleyecek bir büyük engel de, eğitim düzenimizin git gide ve hızla yabancılaşması, âdeta misyonerlerin yaptığı bir eğitime dönüşmüş olmasıdır.

Türkiye içeride ve dışarıdaki düşmanları tarafından tarihte eşi benzeri görülmemiş bir oyuna getirilmiştir. Hiçbir zaman sömürge olmamış, büyük devletler kurmuş bir millete maalesef sömürge eğitimi aşılanmıştır.

Türk Milletinin bekası ve geleceği meselesi olan Türk diline sahip çıkmalıyız. Masum halkımızı uyandırmalıyız. Türk gençleri artık, Türk edebiyatını, dilini, tarihini hatta dinini, yabancılardan değil okullarımızdaki kendi öz evlatlarımızdan öğrenmeli.

Türk öğretmeninin Türk çocuklarıyla, İngiliz veya bir başka yabancı dilde konuşması gibi haysiyet kırıcı bir ruhsal baskıdan öğretmenlerimizi ve geleceğimiz olan öğrencilerimizi kurtarmalıyız. 

Milletlerin kurtarıcılarının da öğretmenler olduğunu unutmayalım.

Haysiyetli vicdanlı, vatansever kardeşlerim! 

Son 2-3 yüzyılda birkaç kez olduğu gibi bu sefer de Türk’ün dili kültürü ve şerefi geleceği kurtaracaktır.

Türk milletinin dili, Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bizde Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. 

Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz hadiseler içinde ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, velhasıl bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.

*
Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin.
*
Ülkesinin yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.

Türk eğitimcisi, bilimcisi, Atatürk’ün kurtardığı Türk dilini ne yönden gelirse gelsin yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmasını bilecektir.

Türk bilimciler ve eğitimcileri, Türk’ün diline ve kültürüne sahip çıkarak, Atatürk’ün kendilerine şu vasiyetini asla unutmamalıdır:

“Bakınız arkadaşlar, ben belki çok yaşamam. Fakat siz ölene dek, Türk gençlini yetiştirecek ve Türkçe’nin bir kültür dili olarak gelişmeye devamı yolunda çalışacaksınız. Çünkü Türkiye ve Türklük, uygarlığa ancak bu yolla kavuşabilir.”   

Türkler her dalda kendilerini dünya çapında göstermiş bir millettir.  

Türk milletleri ve devletleri arasında iletişimde asıl olan dildir, yazıya dökülen sözdür. Milli kimliğimiz ve kültürün asli unsuru da dilimizdir. 

Dilimizi ve kültürümüzü Türk dünyasına ve geleceğimiz olan yeni nesillere taşıyalım.