İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya şu ifadelerde bulundu;

"Hiç kusura bakmasınlar o yayınlardan hoşlanmıyorum.

Bu yayınlarda etik değerlerden sapmalar var.

Bazı şeylerin herkesin ortasında konuşmamızın ne anlamı var yani.

Bunun Basın-yayın özgürlüğüyle ne alakası var. 

Suçu aydınlatmak İçişleri Bakanlığı'nın işi.

Adaletin tecelli etmesi Adalet Bakanlığı'nın işi.

Bizim adımıza kararları mahkemelerimiz veriyor.

TV'lerdeki o tür yayınları ben kabul etmiyorum, onlar, değer sapması.''

Ülkemizde basın özgürlüğü söz konusu olunca elbetteki

Bazı kesimler için ne kadar sınırsızca özgürüz?

Bir taraftan  ‘yayının sınırsız özgürlüğü’ naraları atılsada

Bir taraftan sınırsız yayının ‘özgürlük’ adı altında

Ne kadar etik sapmalara doğru kaydığını da

Göz ardı etmememiz gerekir

***

Fakat sorunumuzun sadece tv programları değil

Sosyal mecralarda olduğunu gayet iyi bilmekteyiz.

Aslında ilk olarak kendimize şunu sormamız gerekiyor.

Ülkemizde ‘basın özgürlüğü’ derken bizler neleri anlıyoruz?

Bunun cevabını kendimize vermemiz gerekli

Elbetteki basın yayın aracılığıyla,

Kamuoyunun bilinçlenmesi gerekir

Bilinçlendirirken de eğitilmesi son derece önemli bir durum

Bakan Yerlikaya bu konuda önemli bir açıklamada bulunmuş

‘’Bu yayınlarda etik değerlerden sapmalar var.

Bazı şeylerin herkesin ortasında konuşmamızın ne anlamı var yani.

Bunun Basın-yayın özgürlüğüyle ne alakası var.’’

Toplum basından ne alırsa onu konuşur,

O nedenle önce basında konuşanları,

Sonrasında basını eğitmek

Ardından da bu konuda toplumu eğitmek

Elbette ki belirli kurumların görevi olmalıdır.

Bu sınırsız basın özgürlüğü

Toplumun değer yargılarına ters ise

Orada özgürlüğün baskıya dönüşeceğini de

Hatırlatmak gereklidir.

***

Kime göre özgürlük, neye göre özgürlük!

Toplumumuz basın konusunda ne kadar özgür?

Bunu da birilerine hatırlatmak gereklidir

Özgürlükten kasıt olan nedir?

Toplum basın yayın özgürlüğünden ne anlıyor?

Bunu da topluma sormak gereklidir

Bu nedenle toplumu önce eğitmek gereklidir!