05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi DÜNYA Ruslar bile peşindeydi: Musul petrolü hangi ilimizde bulunacak?

Ruslar bile peşindeydi: Musul petrolü hangi ilimizde bulunacak?

Erzurum’daki arşiv belgeleri ve 1932 Al-Ahram haberi, Musul petrollerini besleyen damarların Erzurum’dan başlayabileceğini öne sürüyor. 1916–1917 Rus sondajlarında zayıf petrol izleri raporlanmış, bir kuyunun geliri camiye vakfedilmiş. Kesinlik için modern jeolojik doğrulama şart.

Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait arşiv belgelerini inceleyen Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi’nden Taner Özdemir, Anadolu’nun enerji tarihine ilişkin dikkat çeken kayıtları gün yüzüne çıkardı. Belgelerde, Musul petrollerini besleyen damarların Erzurum’dan başladığı yönünde dönem basınında (Al-Ahram, 5 Eylül 1932) ve diplomatik yazışmalarda izler bulunuyor. Kahire Başkonsolosluğu’nun konuya dair telgrafının hükümete iletildiği belirtiliyor.

Rus kaynaklı teknik raporlarda ise 1916–1917 yıllarında Erzurum’un çeşitli noktalarında sondaj yapıldığı, bitümlü toprak ve zayıf petrol sızıntılarının gözlendiği aktarılıyor. Ayrıca Balıklı (eski Pülk) köyündeki küçük çaplı bir kuyunun gelirinin Caferiye Camisi giderlerine tahsis edildiği bilgisi, yerel vakıf kayıtlarında yer alıyor.

Taner Özdemir’e göre bu belgeler, Erzurum’un yalnızca stratejik sınır kenti değil; geçmişte “erken dönem enerji merkezi” olarak da düşünülmesi gerektiğini ima ediyor. Arşiv notları, jeolojik damarların kuzeyden güneye olası uzanımını ve Musul havzasıyla tarihsel bir bağ olabileceğini tartışmaya açıyor. Kesin jeolojik sonuçlar içinse modern sismik/sondaj verileriyle yeni bir yer-bilimsel doğrulama gerektiği vurgulanıyor.

Neden önemli?

Enerji tarihi bakımından Türkiye’nin kuzeydoğu hattının jeolojik rolüne dair eski iddialar yeniden gündemde.

Belgeler, ekonomik olduğu kadar sosyo-kültürel (vakıf kaydı) bir kaynak kullanım örneği sunuyor.

Güncel jeopolitik ve enerji tedarik tartışmalarına tarihsel bir perspektif ekliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *