07 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi EKONOMİ Kur korumalı TL mevduatta madalyonun iki yüzü

Kur korumalı TL mevduatta madalyonun iki yüzü

Kur korumalı TL mevduatı dönemi başladı. Peki bu modelde ne olacak, dövizden TL'ye geçiş olacak mı, enflasyona karşı koruma sağlayacak mı?

Kur korumalı TL mevduatı dönemi başladı. Bundan sonra neler olacak, sistem nasıl çalışacak? Habertürk'ün usta ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım, "Kur korumalı TL mevduatta madalyonun iki yüzü" başlıklı yazısında çarpıcı ifadeler kullandı.

Yıldırım'ın yazısı şöyle:

Doların 3.5 ayda yüzde 121.5 artması ve ardından saatler içinde yüzde 40 düştüğü büyük dalgalanma geride kaldı. Kurdaki yükselişte ilk dalgakıran rolünü “kur korumalı vadeli TL hesapların” açıklanması oynadı. İkincisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından başlayan kur düşüşü sırasında kamu bankalarının katıldığı döviz satışlarıydı. Bunun tutarı 21 Aralık’ta akşama doğru bankacılık sektörü tarafından 2 milyar dolara yakın tahmin edildi. Sonuçta kurdaki büyük oynaklık azaldı ve sakinleşme sağlandı.

-Kur korumalı vadeli TL mevduat uygulamasıyla dövizden TL’ye geçenlere kur farkı Merkez Bankası tarafından ödenecek.

-Ancak bunun için mevduat sahiplerinin en azından 3 aylık vadeye çıkmayı göze almaları gerekiyor. Çünkü halen 143 milyar doları bulan yurtiçi hane halkının döviz hesabının sadece 12.8 milyar dolarlık kısmı 3 ay ve üzeri vadeli. Geriye kalan 131.1 milyar doların vadesi 3 ayın altında bulunuyor.

-Vadeyi uzatma yanında bir de önümüzdeki 3 ay için kur artışının, elde edilecek TL mevduat faizinin altında kalacağı tahmin edilmeli ki, döviz tasarruf sahipleri TL’ye dönmeyi kabullensin. Faizlerin düşük, enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde böyle bir beklenti yaratılması da zor.

-Dolayısıyla burada bankaların TL mevduata uygulayacağı faizin düzeyi belirleyici hale geliyor. Bu faiz önümüzdeki 3 ay için veya diğer vadeler için döviz kuru artış beklentisine yakın olmalı ki, dövizden TL’ye geçiş olsun.

-Tabii faizi ve dövizi konuşuyorsak enflasyonu dışlamak olmaz. En temel istikrar fiyat istikrarı. Kurları da hareketlendirebilir, faizin reel anlamda pozitif veya negatif olmasını da belirler. Getirilen yeni sistem kur artışına karşı koruyor ama enflasyona karşı korumuyor.

-Ya da döviz kurunun artması yerine gerileyeceğinin beklenmesi söz konusu olursa faizin önemi azalır. Ancak bu da enflasyonun artmayacağı bir ortamda mümkün. Uygulanacak asgari faiz Merkez Bankası politika faizinin altında olamayacak. O da yüzde 14 düzeyinde.

-Ben hem döviz hesaplarının kısa vadeli olmasından, hem de kurda oynaklık beklentilerinin sürmesinden ve de enflasyonun yükseleceğinden dolayı dövizden TL’ye geçişlerin sınırlı kalacağını tahmin ediyorum.

-Düzenlemenin asıl amacı dövizden TL’ye geçiş değil. Paketin sunuluşu da asıl amacın TL’den dövize geçişin durdurulması olduğunu gösteriyor. TL mevduatlardan dövize geçilmemesi, TL’de kalmaya devam edilmesi istenen sonucu sağlayacak zaten.

-Getirilen yeni sistemde vade sonunda TL mevduat sahibi faiz yüksekse faiz gelirini, kur artışı daha fazlaysa kur farkını, TL olarak kazanacak. Kur farkı meydana gelirse Hazine tarafından ödenecek.

-TL mevduat sahiplerinde bu aşamadan sonra “dövize dönmeyeyim ama kur artışı olursa ondan da yararlanayım” eğilimi ağır basabilir. Burada faiz oranı yine önemli. Diyelim ki 3 ay veya 6 ay vadeli hesap açıldı. Bu dönemde döviz kuru artmadı veya faiz oranının altında artış gösterdiyse faiz getirisi geçerli olacak. Muhtemelen enflasyon faizden daha yüksek düzeyde gerçekleşecek. Yani kur korunayım derken düşük faize razı olmak da var.

-Ancak kurdan korunmanın şartlarını taşıyan TL mevduatları da çok sınırlı. Sorun yine vadenin kısalığında. BDDK verilerine göre yurtiçi yerleşik hane halkının 1 trilyon 113 milyar TL mevduatı var. Kur korumalı mevduat hesabı açma şartı taşıyan 3 ay ve üzeri vadeli kısmın 76.5 milyar lira ile toplamın sadece yüzde 6.9’u. Geriye kalan 1 trilyon 36.4 milyar ise 3 ayın altında veya vadesiz.

-Ancak 1-3 ay arası vadeye mevduatın 648 milyar liralık en büyük dilimi yığılmış. Marjinal tatlandırıcılarla ki bunun adı faiz oluyor, pekala bu gruptaki mevduatın bir kısmı veya önemli bir bölümü 3 ay ve üzeri vadeye taşınabilir.

-Dolayısıyla iki ayaklı işleyecek “kur korumalı TL mevduat hesaplarının” Hazine ayağını çalışabilir ve anlamlı buluyoruz.

-Enflasyon koruması eksik, dövizden TL’ye geçiş ayağı sınırlı kalacak “kur korumalı TL mevduatın hesabı sistemi” yaygınlaşacak ve belli sonuçlar yaratacak gibi görünüyor.

-Yaygın kabul gördüğü ve sistemin iyi çalıştığı durumda ise birbiriyle çelişen iki sonucu ortaya çıkabilir. Adete madalyonun iki farklı yüzü gibi.

-Madalyonun ilk yüzünde görünen kısa vadede tasarruf sahiplerine iyi gelmesi ve döviz kurunu sakinleştirmesidir. Bu zaten istenen sonuçtur ve pazartesi gününden sonra yaşanan durumdur. Bu yarar anons etkisiyle başlamıştır ve ekonominin geneli için faydalı bir sonuç doğurmuştur.

-Madalyonun ikinci yüzünde uygulamanın başarıyla sürmesi halinde orta ve uzun vadede yaratacağı sonuç, ülke Hazinesi ve ekonomi için başka riskler doğurması vardır. Çünkü bireysel tasarrufların kur riskini Hazine’ye, dolayısıyla tüm toplumun sırtına yıkılacak. Devleti ucu açık kur riskine maruz bırakacak. Hem adil değil, hem de bütçeye yük olabilir.

-Ayrıca tasarrufları TL yerine dövize çıpalamak orta ve uzun vadede dolarizasyonu artırıcı, yerli paranın alanını daraltıcı, politika uygulaması zorlaştırıcı ve enflasyonist bir etkiye sahip.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *