Prof. Dr. Okan Tüysüz, Show TV'de katıldığı canlı yayında harita üstünde deprem beklenen yerleri anlattı.

Tüysüz, şu ifadeleri kullandı:

"Bu depremde binaların yıkılması hatadır. Bu binaların yıkılması mühendislik hatasıdır. Bir bina tasarlanırken deprem koşulları bilinir, bu deprem koşullarına göre bina hasar alabilir, bina hasar alacak şekilde tasarlanır. Ama binanın yıkılıp içindeki öldürmesi kabul edilebilir bir şey değildir. Hele ki bunun hastane gibi çok önemli binalar için olması hiç kabul edilebilir bir durum değildir. Dolayısıyla burada bir hata değil, hatalar zinciri var. Zeminin özelliklerinin ne olduğunun anlaşılmasından, binanın çatısının dikildiği döneme kadar hatalar zinciri var.

Bu ABD’li meslektaşlarımızın, bu konuda çalışan takdir ettiğimiz meslektaşlarımızın yaptığı bir harita. Bu şunu gösteriyor. Depremden sonra nerelerde gerilmeler boşaldı, yani gerilmeler boşaldı demek burada uzun süre deprem olmaz anlamına geliyor. Maviyle gösterilen yerler bu haritalarda, gerilmenin boşaldığı yerler. Kırmızı ve sarıya doğru olanlar ise depremden sonra gerilmelerin arttığı, yani orada mevcut aktif bir fay varsa o aktif fayda olacak depremlerin öne çekildiği yerleri gösterir.

Gerilimin arttığı yerlere bakacak olursak… Bakın orada 7.8 source yazan yer depremin olduğu yer, kırdığı yer. Yukarıda 7.5 yazıyor. Bu da Elbistan’da olan depremin olduğu yer. Yukarıda 2020 yazan da Elazığ depreminin olduğu yer. Buralar, maviyle olan yerler artık bir daha 500 yıl deprem olmasını beklemediğimiz yerler. Buna karşılık kırmızı, aşağıya doğru Hatay’a doğru uzanan bir hat var. Burada Adana ve Göksun’un biraz daha batısına doğru uzanan bir hat var. Ve Elazığ’a doğru uzanan, Çelikhan’a doğru uzanan bir hat var. Buralar varsa mevcut faylar ve deprem olmak üzereyse, bunların süresi dolmuşsa yeterli stres varsa bunlara ilave stres getirdikleri için tehlikenin bir miktar arttığı yerler. O nedenle buradaki fayların, buradaki deprem aktivitesinin çok dikkatle izlenmesi gerektiğini söylüyor bu harita bize.

Bu depremin Marmara depremini tetiklemesi gibi bir şey söz konusu değil. Hem üzerinde bulunduğu fay hattı başka bir hat, hem de çok uzak. Ancak 17 Ağustos sonrası burada gördüğünüz gibi haritalar yapıldı, nerelerde stresin arttığı belirlendi ve o dönem biz 17 Ağustos olduktan sonra 2 tane deprem beklentisini dile getirdik. Bir tanesi doğuda, biri batıda olmak üzere. Nitekim 3 ay sonra 12 Kasım 1999 Düzce depremi meydana geldi. Batıda yer alan deprem ise Marmara Bölgesi’ydi. Marmara Bölgesi’ndeki beklentimiz de hala sürüyor. Yani Marmara Bölgesi tekrarlama süresini doldurmuş, depremi bekler bir bölgedir. Bugün yarın deprem olsa bizler için şaşırtıcı olmaz. Ama bu bugün yarın olacak anlamına da alınmamalı. Belki 40-50 sene belki daha kısa bir süre deprem olmadan da yaşayabiliriz. Biz depremi biliyoruz, nerede olacağını, ne tür etkide olduğunu biliyoruz ama süresi konusunda maalesef ne biz ne de dünyadaki meslektaşlarımız herhangi bir şey söyleyemiyorlar.

Burada da (Kahramanmaraş merkezli depremler) beklenir şiddet 7.4 civarıydı ama farklı birkaç fay aynı anda kırıldı, bu tek bir fayın ürettiği bir deprem değildi, birçok fayın bir arada kırılarak ürettiği bir depremdi. Beklenen 7.4 olmasına rağmen 7.8’e kadar çıktı. Marmara için de bizim hazırlıklı olmamız gereken değer 7 buçuktur. Burada da tek fay kırılır daha küçük deprem üretebilir, iki fay kırılır biraz daha büyük üretebilir, hepsi birden kırılırsa 7 buçuğa ulaşır. Bu bizim hazır olmamız gereken değerdir, illa bu büyüklükte olacak anlamına gelmez." 

Editör: Grlyrtts