Bağdat Kuşatması...
Bağdat Kuşatması, Büyük Moğol Han'ı Mengü Han'ın emriyle Hülagu Han'ın komutası altında birleşen Moğol ordularının, Abbasi Halifeliğinin başkenti Bağdat'ı almak için karadan girişimde bulundukları kuşatmadır.
Bu sebeple Çormağan Noyan komutası altında 30.000 kişilik kuvveti İran ve Irak'ın işgal edilmesi için sevk etmiştir.
1231 yılında hilafet topraklarında tekrar görünen Moğol orduları, yağma ve çapul maksatlı saldırılarla Erbil ve çevresine hücum etmiştir.
1245 yılına kadar devam eden bu saldırılara karşı Abbasi orduları başarı elde edememişlerdir.
1251 yılına gelindiğinde Moğol İmparatorluğu tahtına 43 yaşındaki Mengü Han geçmiş ve devlet içi sorunları hallederek doğuda ve batıda sekteye uğrayan seferlere devam edilmesini sağlamıştır.
Hülagu'nün Seferi:
Mengü Han'ın Büyük Han seçildiği kurultayda, ondan önceki hanlarda olduğu gibi bütün prens ve devlet yöneticilerinin onayıyla Hülagu; İran, Anadolu, Ermenistan, Şam ve Mısır valisi seçilmiş, bu bölgelerin tamamen hakimiyet altına alınması kararlaştırılmıştır.
Ocak 1254'te de büyük Moğol ordusu harekete geçmiştir.
1254 yılı sonlarına doğru Almalıg'a,
1255 Eylül'ünde ise, Semerkant'a varan Hülagu ve ordusu burada İran'da bulunan sultanlara elçiler göndererek ilk olarak saldırıda bulunacağı Haşhaşiler'e karşı asker takviyesinde bulunmalarını istemiştir.
Abbasi Halifesi Mustasım Billah'a da elçi gönderen Hülagu, aynı talebi halifeden de istemiş ve Mengü Han'ın hükümdarlığını kabul etmesini istemiştir.
Haşhaşiler Üzerine Sefer:
1253'de Ketboğa'nın bölgeye gelmesiyle Haşhaşiler'e karşı başlatmış olduğu geniş kapsamlı operasyonda, büyük Moğol ordusu gelene kadarki süre zarfı içerisinde kayda değer başarılar elde edilmiştir. Mazenderan bölgesinde bulunan yaklaşık 100 Haşhaşi kalesinin büyük çoğunluğunu ele geçiren Ketboğa, Mansuriyye ve Rudbar'daki köylere saldırarak büyük talanlarda bulunmuş fakat Alamut, Lembeser, Gerdekuh gibi kuvvetli kalelerin direnmesine karşı kuşatmasını uzatmak zorunda kalmıştır.
Bağdat'ın Ele Geçirilişi:
Haşhaşiler sorunu ortadan kaldırıldıktan sonra Hülagu, Mengü Han'ın kendi sorumluluğu altına vermiş olduğu toprakları ele geçirmek için ordusuna yürüyüş emri vermiştir.
Müslüman topraklarına karşı yapmış olduğu sefer için Hristiyan ittifakı oluşturmak adına bölgede bulunan vasal durumundaki Gürcüler'e ve Ermeniler'e elçiler göndererek ordusuna takviyede bulunmalarını emretmiştir.
Antakya'daki Haçlılar'a da savaş çağrısında bulunulmuş, Hülagu ile VI.Boemondo arasında topraklarına dokunulmamak kaydıyla yardımda bulunulacağı yönünde anlaşmaya varılmıştır.
Bu sayede Moğol ordusuna;
12.000 Ermeni Şövalye, 60.000 Gürcü piyade, 1.000 kadar da Frank asker eklemeyi başarmıştır.
Şehrin Kuşatılması:
Hülagu, yaklaşık 120.000 kişilik ordusunu Bağdat'a gelebilecek takviye birlikleri engelleyebilmek adına
3 kısım'a ayırmıştır.
Sağ kanadın genel komutasını Baycu Noyan'a vererek, bu kuvvetlerin Erbil üzerinden Musul'a, oradan da Bağdat üzerine yürüyerek şehri batı yönünden kuşatmaya almasını emretmiştir.
Baycu, Musul'a vardığında Bedreddin Lülü'nün göndermiş olduğu birlikler ve Kıpçak diyarından yardıma gelen ''Balagay'', ''Tutar'' ve ''Kuli Noyan'' komutasındaki birlikler eklenmiştir.
Bunlara ek olarak Buka Timur da Baycu Noyan'ın yanında yer almıştır.
Sol kanat ise, Ketboğa Noyan komutasına verilmiş, bu kuvvetlerin de Luristan üzerine yürüyerek Bağdat'ı güney yönünden kuşatması emredilmiştir. Ketboğa'nın yardımına ise, Köke İlga verilmiştir. Ordunun merkezinde ise, bizzat Hülagu bulunmaktadır ve yanında yardımcı olarak Gou Kaan ve kardeşi Sintay bulunmaktadır.
Sağ ve sol kanatlar aynı zamanda yani Aralık 1257'de harekete geçerek eş güdümlü olarak şehrin kuşatılması hedeflenmiştir.
Baycu Noyan komutasındaki Moğol ordusunun batı yönünden yaklaştığını öğrenen Halife Mustasım Billah, bu orduyu durdurabilmek ve en azından bu yönden gelebilecek yardımcı birliklerin önünde engel olmaması adına, Moğollar üzerine Mücahidüddin Aybeg komutasında 20.000 kişilik bir ordu sevk edilmiştir.
Yapılan Düceyil Muharebesi'nde Abbasi orduları ağır bir yenilgi alarak hedeflemiş oldukları girişimden sonuç alamamışlardır.
Ketboğa komutasındaki ordu ise, kendine emredilen bölge üzerine hareket ederek, fazla bir direnişle karşılaşmadan yoluna devam etmiş ve Bağdat'ın güney surlarına ulaşmıştır.
Yaklaşık olarak Moğol ordusunun diğer 2 kol'u da aynı sürede şehre varmış ve 22 Ocak 1258'de Bağdat muhasarası başlatılmıştır.
Moğol ordusu içerisinde bulunan mühendisler kale kuşatmasında kullanılan mancınık, koç başları ve kuşatma kulelerini hazırlayarak surların tahribatına başlanmıştır. Yaklaşık 6 gün süren saldının ardından surlarda açılan gediklerden şehre giren Moğol askerleri, şehirde bulunan sivil halkı katletmeye başlamıştır. Hülagu, şehirde yapılan katliamların son bulması için halifenin ve maiyetindekilerin teslim olmalarını istemiştir.
7 Şubat 1258 günü Mücahidüddin Aybeg ve Süleyman Şah teslim olmuş, kesilen başları teşhir edilmek üzere Musul Atabey'i Bedreddin Lülü'ye gönderilmiştir. Halife Mustasım Billah ise, oğullarıyla beraber 10 Şubat 1258 günü Hülagu'ye teslim olmuştur.
İdamı hakkında farklı rivayetler bulunmasına rağmen en yaygın olanı, Halifenin keçeye sarılarak Moğol atlarının ayakları altında ezilemek suretiyle can verişi yönündedir.
Bağdat ise, bu süre zarfında Moğollarca tahrip edilmiş, surları, binaları ve kütüphaneleri yıkılmış, halkın büyük bir kısmı kılıçtan geçirilmiştr.
K. Özgür Ansiklopedi.
