ÇİN ZULMÜ
İLHAM TOHTİ,
NOBEL’E ADAY GÖSTERİLMELİ
Gazze…
Batı Şeria…
Kudüs.
İçimiz dışımız hep oraları oldu.
Tamam, orada bir soykırım var.
Tamam, orada insanlık katliamı, dramı var.
Sahip çıkalım.
Yanında duralım.
Tamam da,
Bir de TÜRK’ÜN kanayan çok büyük bir yarası var.
Onun adı da DOĞU TÜRKİSTAN.
Stalin soysuzunun babasının malı gibi,
Sarı çıyanlara hediye ettiği
Doğu Türkistan.
Soykırıma, asimilasyona uğrayan bir TÜRK halkı.
Sarı çıyanların çizmeleri altında inleyen bir Uygur milleti.
Toplama kamplarında tutulan, sömürülen,
Çinli şeytanlarla evlendirilerek
asimile edilmeye çalışılan bir Doğu Türkistan halkı.
Her türlü işkence, baskı, zulüm altındalar.
Ama ne hikmettir, yönetenlerimizin gözü oraları hiç görmüyor.
Biz Arap’a sahip çıkıyoruz,
Onlar için savaşı bile göze alma durumuna gelebiliyoruz,
Ama
o Arap kardeşlerimiz,
Ne haklı Kıbrıs davamızda,
Ne 30 yıl Ermeni istilası altında kalan KARABAĞ davamızda,
Ne de kanayan yaramız Doğu Türkistan davamızda
tek kelime etmiyorlar.
Hatta karşımızda bile duruyorlar diyebiliriz.
Ne biçim kardeşlikse!
Evet gönül dostları, sadede gelirsek,
Doğu Türkistan davasını omuzlayan birçok lider oldu.
Osman Batur gibi,
İsa Yusuf Alptekin gibi,
Rabia Kadeer gibi.
Kimisi sürüldü, kimisi hapse atıldı, kimisi sürgünde, kimisi de öldürüldü.
Biz mücadele kadını Rabia Kadeer’e vize bile vermeme utancını yaşadık.
Ve bu mücadeleden, Uygur Türkünün özgürlük mücadelesinden
dem vurup kellesini ortaya koyan bir kahraman daha var.
Onun adı İlham Tohti.
Pekin’in saygın bir üniversitesinde ekonomist olarak görev yaparken
Çin Anayasası’nda yazılı başka milletlere tanınan
hakların kâğıt üzerinden çıkarılıp
uygulanması ve Uygurların millî kimliğinin korunmasının mücadelesini verdi.
Bu yüzden bölücülükle suçlandı.
Urumçi’de mahkemesi görüldü
ve bölücülük palavrası adı altında
müebbet hapse mahkûm edildi.
Bu kandaşımız, bu candaşımız 15 yıla yakındır
sarı çıyanların cezaevlerinde
insanlık dışı şartlarda ÇÜRÜMEKTEDİR.
İşte bu durumu insanımızın, basınımızın, yönetenlerimizin
gözleri önüne sermek için
Doğu Türkistan davasının büyük mücadele adamı
Prof. Dr. Ömer Kul öncülüğünde toplantılar, etkinlikler düzenleniyor.
Ve İlham Tohti dava adamının özgürlüğüne kavuşturulması için
mücadele ediliyor.
Bu amaçla son toplantı da İBB Kazlıçeşme tesislerinde yapıldı.
Toplantıya gazeteciler, iş insanları, akademisyenler ve de
bu davaya destek veren ilgili bilgili herkes katıldı.
Konu başlığı İlham Tohti idi.
Onun mücadelesi anlatıldı.
Onun yürekliliği, kahramanlığı gözler önüne serildi.
Uygurların millî kimliğini koruma mücadelesine verdiği destekten dolayı
hayatının sarı çıyanlarca gasp edilmesi duyurulmaya çalışıldı.
Ve çıkan sonuç:
Çin cezaevlerinde haksız yere tutulan bu büyük mücadele adamının
NOBEL ödülüne aday gösterilmesi sonucu çıktı.
Yani ABD silahlarıyla yüzbinlerce insanı öldürten
TRUMP Nobel’e aday oluyor, gülünç.
Ama böylesine bir özgürlük savaşçısı orada çürüyor.
Evet dostlar, o toplantıda ve de tüm Türk halkının gönlünden geçen
İlham Tohti Nobel’e aday gösterilmeli
ve o ödülü yılmaz özgürlük mücadelesinden dolayı mutlaka almalı.
Bu konuyu zaman, imkân buldukça bir gazeteci olarak
hep gündeme getirmeyi de kendime görev add ediyorum.
Bu vesileyle Çin zulmü altında inleyen tüm soydaşlarımıza
yanlarında olduğumuzu haykırıyorum.
Tüm Türk dünyasına ve de Tanrı yardımcıları olsun.
