Efendimizin insanlara örnek davranışları...
İnsanlara Değer Verirdi
Güvenilir Bir İnsandı
Bilgiye Önem Verirdi
Danışarak İş Yapardı
Merhametli, Hoşgörülü ve Affediciydi
Çalışmayı Sever ve Zamanı İyi Değerlendirirdi
Sabırlı ve Cesaretliydi
Hakkı Gözetirdi
Doğayı ve Hayvanları Severdi
Peygamberimiz (s.a.v.'in en önemli özelliklerinden biri onun örnek bir insan olması ve insanlara ayrım yapmaksızın değer vermesidir.
Çünkü evrende var olan her şey Allah'ın eseridir. Bunların saygıya en layık olanı da insandır.
İnsanlara ırk, cinsiyet, zenginlik ve makamlarına göre davranmamıştır.
O, insanlar arasında hak ve hukuk açısından hiçbir ayrım yapmamıştır.
O, bu konu ile ilgili bir hadisinde şöyle buyurmuştur: ''Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır.'' (Suyuti)
İnsanların onurunun korunmasını istemiştir.
Yaşadığı toplumda güçsüz, kimsesiz ve haksızlığa uğrayanların haklarını savunmuştur.
Savaş esirlerine iyi davranılmasını öğütlemiştir. Kadınların ve kız çocuklarının aşağılanmasına karşı çıkmıştır.
O, kimseyi küçük görmemiştir.
Kendisine hediye getiren kimselerin hediyesini kabul etmiş ve onlara en güzeliyle karşılık vermiştir.
Hz. Peygamber insanlara içten davranırdı.
İnsanlar onunla çekinmeden konuşabilirlerdi.
O, insanların konuşmasını kesmeden sonuna kadar dinlerdi.
Yaşlı, hasta, yetim ve fakirlerle yakından ilgilenirdi. Kimsesiz ve öksüzleri sık sık ziyaret ederdi.
Onların hal ve hatırını sorardı.
Akraba ve komşularına da değer verirdi.
İnsanları üzüntülü ve sevinçli günlerinde yalnız bırakmazdı.
Hz. Peygamber selamlaşmak, davete katılmak, öğüt isteyene öğüt vermek, aksırana, ''Allah sağlık ve afiyet versin'' demek, hastayı ziyaret etmek, cenazeye katılmak (Tirmizi) gibi birçok güzel davranışı Müslümanın Müslümana karşı görevi olarak belirtmiştir.
Bir gün Hz. Peygamber ve arkadaşları otururken önlerinden bir cenaze geçer.
O hemen ayağa kalkar.
Yanındakiler, cenazenin Müslüman olmadığını söylerler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber; ''Bu da bir insan değil mi?'' (Buhari) buyurarak, her insanın saygıya değer olduğunu vurgulamıştır.
Hz. Peygamber, Güvenilir Bir İnsandı:
Hz. Muhammed, çocukluğunda ve gençliğinde güvenilir bir kimse olarak biliniyordu.
Mekkeliler onu dürüst ve güvenilir anlamına gelen ''Muhammedü'l-Emin'' diye çağırıyorlardı.
Kabe'nin onarılmasında Mekkeliler arasında çıkan anlaşmazlık, Peygamberimizin hakemliği ile çözülmüştür.
Hz. Muhammed güvenilir biri olduğu için Mekkeliler onun hakem olmasına sevinmişlerdir.
Bir defasında Mekke'nin önde gelenlerinden
Nadir bin Haris, Hz. Peygambere kötü davrananlara, ''Küçüklüğünde aranızda en sevilen, en güvenilen ve en dürüst o idi.
Şimdi o daha da olgun hale gelmiş iken bunları nasıl söylersiniz?'' diyerek, onların bu tutarsızlıklarını yüzlerine vurmuştur.
(Rahman, Siret Ansiklopedisi)
Hz. Muhammed'e en çok karşı çıkan Ebu Cehil bile ''Muhammed! Sana yalancısın diyemiyorum;
ama bana göre senin söylediklerin doğru değil.'' Diyerek, Hz. Muhammed'in doğru ve güvenilir olduğunu itiraf ederken çelişkiye düşmüştür.
Allah bu durumu En'am suresinin 33. ayetinde şöyle açıklamıştır;
''Biliyoruz, onların dedikleri seni üzüyor, gerçekte onlar seni yalanlamıyorlar.
Fakat o zalimler, bile bile Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.''
Hz. Muhammed tüm Mekkelilere İslam'ı anlatmak için onları Safa Tepesi'ne çağırıp, ''Ey insanlar şu dağın arkasında size karşı hazırlanmış bir ordu vardır desem bana inanır mısınız?'' diye sormuştu.
Orada bulunanların hepsi birden, ''Evet inanırız. Çünkü senden hiçbir zaman yalan söz duymadık.'' (Evrensel Mesajı) diyerek cevap vermişlerdi.
Mekkeliler, Hz. Muhammed'e güvendikleri için kıymetli eşyalarını ona emanet ederlerdi.
O, Mekke'den Medine'ye hicret edeceği gün, kendisine bırakılan emanetleri sahiplerine teslim etmek üzere Hz. Ali'yi görevlendirmiştir.
Hz. Peygamber, İsra suresinin 34. ayetindeki, ''...Verdiğiniz sözü yerine getirin.
Çünkü verilen söz, sorumluluk gerektirir.'' Mesajını ilke edinmiş ve ''Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!...'' (Hud suresi, 112) ayetine uygun olarak hayatını sürdürmüştür.
Hz. Muhammed Merhametli, Hoşgörülü ve Affediciydi:
Merhamet, herhangi bir canlıya karşı sevgi, şefkat ve acıma duygusudur.
Allah'ın verdiği bu duyguyu davranışlarına en güzel yansıtan kişi, Hz. Muhammed'dir.
Çünkü Allah onu âlemlere rahmet olarak göndermiştir.
Bu durum Kur'an-ı Kerim'de şöyle ifade edilir: ''Resulüm'' Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.'' (Enbiya suresi, 107)
Enes b. Malik şöyle anlatıyor:
''Allah'ın Resulüne on sene hizmet ettim.
Bana hiçbir zaman öf bile dememiştir.
Yanlış bir iş yapsam niçin yapmadın demezler. Lüzumlu bir işi terk ettiğim zaman niçin terk ettin demezlerdi.
Rasulullah (sav) insanların en güzel ahlaklısı idi''
