14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kabe yanında yatan bir Peygamber hanımı ve oğlu...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kabe’nin bir kenarını saran yarım daire şeklindeki avlu genelde birçok kişinin dikkatini çeker.

Kabe’de altın oluğun altına gelen bu kısım tavaf sırasında insanların Kabe’ye yaklaşmasını engeller bir konumda olup, neden böyle bir yapıya ihtiyaç duyulduğu ilk bakışta anlaşılmaz.

Buraya halim ya da Hicr-i İsmail denilmektedir.

Bugün tavaf yapanlar eğer bu avlunun içerisinden geçerek Kabe’yi dönmeye çalışırlarsa tavafları olmayacaktır.

Çünkü bu avlunun Kabe’nin duvarına bakan ilk üç metresi Kabe’nin içinden sayılmaktadır. Nitekim birgün Hz. Aişe, Peygamber Efendimiz’e, “Ben Kâbe’nin içinde namaz kılmak istiyorum, ’’ der.

Peygamber Efendimiz’de onun elinden tutar ve Hatim’e getirerek, ‘’Burada kılman da Kabe’nin içinde kılman gibidir, ’’ der.

Bu avluya Hicr-i İsmail denmesinin sebebi olarak, Hz. İbrahim’in eşi Hz. Hacer ve evladı Hz. İsmail’in kabirleri bulunduğu rivayeti gösterilir.

Mekke ile ilgili çalışmalarımızı sürdürürken Mescid-i Haram’ın en eski resimlerinden bilini görmüştük. Bu resim bir kağıt üzerine değil bir kaya üzerine nakşedilmişti.

Bu kaya üzerindeki Kâbe çiziminin yanındaki avluya baktığımızda içeride 2 kabir gözüküyordu üzerindeki Arapça ibarelerde bu 2 kabirden birisinin Hz. Hacer’e, diğerinin de Hz. İsmail’e ait olduğu yazıyordu.

Bu bilgi bizi şaşırtmıyor çünkü rivayetlere göre Kabe’nin tavaf alanı ile sa’y mekanı arasında yetmiş civarında peygamber yatıyor.

Bu peygamberlerden biri de Arabistan Yarımadası’nın güneyindeki Ad kavmine gelen Hz. Hud’dur. Kavminin helakı sonrasında kendisine inanan az sayıda insanla Mekke civarına gelen bu peygamberin buradaki varlığını bizlere bizzat Peygamber Efendimiz bildiriyor.

Hz. Peygamber Veda Haccı’nda, Usfan’ a vardığı zaman, Hz. Ebubekir’e, ‘’Ey Eba Bekr! Bu hangi vadidir’’ diye sormuş. Hz. Ebubekir, ‘’Usfan vadisidir, ’’ diye cevaplayınca, Hz. Peygamber, Hz. Hud’un, beline aba tutunmuş, belinden yukarısını alacalı bir kumaş ile bürümüş, genç ve kızıl, yuları hurma liflerinden örülmüş dişi bir deve üzerinde, hac için buradan telbiye ederek geçmiş olduğunu haber vermiştir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *