Milletvekili seçilmenin ajantajları. Milletvekili seçilince ne oluyor? Milliyet yazarı Melih Aşık bunu bugünkü yazısında anlattı.

Aşık şu ifadeleri kullandı:

Yıllardır tanıdığım bir parti yöneticisi dostum hiç beklemediğim bir teklifte bulundu:

- Köşe yazarlığından hâlâ bıkmadın mı yahu, gel seni milletvekili yapalım.

Şaşırdım:

- Sağ ol, dedim, ama o yükün altından kalkamam. Çok özveri isteyen çok zahmetli bir iş sizinki.

- Ama sağladığı avantajlar o denli büyük.

- Mesela?

- Emekliliği de ekledin mi 120 bin lira maaşı var. Lokantamızda fiyatlar on yıl öncesinin fiyatları. Seyahatler için harcırah alırsın. Telefon ücretini Meclis öder. Çalışma odan, sekreterin, danışmanın olur. Tabii daha önemli avantajları da var.

- Mesela?

- Çoluk çocuk, anne baba ömür boyu sağlık harcaması yapmıyorsun. En iyi hastanelerde bedava yatıyorsun. İlaç bedava. Ailece kırmızı pasaportun oluyor. Bütün aile ömür boyu vize zahmetine girmeden seyahat ediyorsunuz. Uçaklarda VIP hizmeti alıyorsun. Üç beş gün bakanlık yaparsan ömür boyu araç ve koruma polisi veriliyor.

- Mesai nasıl oluyor?

- Haftada üç gün Meclis, dört gün tatil. Yazın üç ay tatildesin.

- Haftada üç gün Ankara’ya gelmek yorar beni.

- Şart değil yahu, bir arkadaşa vekâlet verirsin, senin yerine oy kullanır. Meclis’e uğramadan görev yapan çok arkadaş var.

- Onları arayıp soran olmuyor mu?

- Arayan soran olursa komisyon toplantısında veya seçim bölgesinde, diyoruz, idare ediyoruz.

- Ara sıra kavga çıkıyor, ben kavgadan korkarım.

- Kavgaya girmezsin, oturduğun yerde sıra kapağını vurursun, yeter.

Arkadaşıma: Bir düşüneyim, dedim. Hâlâ düşünüyorum. İçimden bir ses vatan görevidir, memleket meselesidir, halka hizmettir, gir Melih bu asil yükün altına, diyor ama. Bir yandan da hanım sarsıyor: Bey rüya görüyorsun galiba, ne o sesler… falan diye uyandırmaya çalışıyor. Rüya da fena değildi aslında pek uyanmak istemiyorum.

Editör: Grlyrtts