Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan'ın bugünkü köşe yazısı:

Siyasi tabloya bir bakış denemesi yapmaya çalışacağım. Ama şunu vurgulamalıyım: Yazdıklarım, bugün için geçerlidir. Yarın bambaşka bir tablo ortaya çıkabilir.

İKTİDAR AÇISINDAN ÜÇ AY ÖNCESİNE GÖRE BİR TOPARLANMA VAR

ÜÇ ay önce iktidar aleyhine esen sert bir rüzgâr vardı.

Bu rüzgâr durmuş gibi görünüyor.

Hatta Özer Sencar’ın yaptığı son anketin sonuçlarına bakacak olursak...

İktidarın bir yükseliş trendine girdiğini bile vurgulayabiliriz.

Tabii ki yavaştan, ağırdan bir yükseliş.

Peki neden?

Ne oldu da böyle oldu?

Ben bunun şu beş nedenden dolayı gerçekleştiğini düşünüyorum:

BİR: Ukrayna krizinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oynadığı rol.

İKİ: Dış politikada ve ulusal güvenlik politikalarında atılan doğru adımlar.

ÜÇ: Ekonomide tüm sorunlara rağmen üretimin kesintisiz sürmesi.

DÖRT: “Altılı Masa”nın kifayetsizlik algısı yaratan genel görünümü.

BEŞ: Sosyal konut kampanyası ve kampanyaya gösterilen büyük ilgi.

İktidar açısından çok önemli iki büyük sorun var:

Enflasyon ve hayat pahalılığı...

Seçime kadar bu iki sorunun çözümüne yönelik gelişmeler olursa...

İktidarın yükseliş trendi devam edebilir.

MUHALEFET AÇISINDAN HER ŞEY ‘MASA’NIN DAĞILMAMASINA BAĞLI

ALTILI Masa’nın devam etmesi için en çok çırpınan isim CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu.

Çünkü Kılıçdaroğlu, seçimde elde edilecek başarının ‘Altılı Masa’nın dağılmamasına bağlı olduğunun sımsıkı bilincinde.

Bu yüzden çıkan her krizde hemen yatıştırıcı bir rol oynamaya çalışıyor.

Aday belirleme işini masayı dağıtmadan ve herkesi memnun ederek halletmek.

Şu anda en önemli hedefleri bu.

Bu hedefe ulaşmanın ne denli zor ve sancılı olacağı, şimdiden belli olmuş durumda.

Üç önemli avantajı var muhalefetin:

BİR: 20 yıllık iktidarın getirdiği bıkkınlık.

İKİ: Dizginlenemeyen enflasyon.

ÜÇ: Hayat pahalılığı.

Peki temel sorunları ne muhalefetin?

Onlar da şunlar:

Kazanmayı cepte keklik sayarak erken zafer havasına girmeleri.

Ülkenin konjonktürel sorunlarına yaslanmaları, üzerine bir şey koymamaları.

Dış politika ve ulusal güvenlik alanındaki genel suskunlukları.

İktidardan daha iyi yöneteceklerine dair güçlü bir etki uyandırmadaki eksikleri.

Daha seçime çok var.

Bakalım bu eksiklerini giderebilecekler mi?

LİDERLİK ETKİSİ

CUMHURBAŞKANI Erdoğan...

Asla frene basmıyor, ayağı hep gazda.

Meşhur çalışkanlığından hiç ödün vermiyor.

Her gün açılış yapıyor, temel atıyor.

Bakanlarla müthiş bir senkronizasyon yakalamış durumda.

Uluslararası alanda önemli bir aktör haline geldiğini tescilledi.

İktidarın yükseliş trendine girmesinde Erdoğan faktörü, en önemli etken hiç kuşkusuz.

Yani demem o ki...

Siyasi analizlerimizde “liderlik etkisi” diye nitelendirilebilecek etkinin büyük payını asla ihmal etmemek gerekir.

KILIÇDAROĞLU ADAY OLMAZSA

Gemileri öyle bir yaktı ki...

Kendisini öyle bir angaje etti ki...

Adaylığını kendi tabanına öyle bir kabul ettirdi ki...

Kamuoyuna “Aday benim” mesajını öyle güçlü verdi ki...

Kemal Kılıçdaroğlu, artık geri dönülemez noktada.

Kısacası Kılıçdaroğlu...

Ancak adaylık garantiyse yapılacak şeyleri yaptı şu ana kadar.

İşte tam da bu nedenden dolayı...

Şu saatten sonra...

Aday olamazsa...

Prestiji çok sarsılacak, yara alacak, gücünü kaybedecek.

İşin bu kısmını hesaba kattı mı, katıyor mu acaba?

Bilmiyorum, bilemiyorum.

PKK’YA DİKKAT

TERÖR örgütü PKK, zor durumda ve sıkışmış görünüyor. Çok esaslı darbeler aldı, alıyor.

Son Mersin saldırısı da gösterdi ki...

PKK, iç siyasetten ve seçimlerden bağımsız olarak...

Varlığını sürdürmek adına terör eylemlerine girişebilir.

Önümüzdeki süreç içinde böyle belalı bir gündemimiz var yani.

Editör: Haber Merkezi