13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Şeyh Mustafa Devati...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Aziz Mahmud-ı Hüdai hazretlerinin kamil bir tarikat haline getirdiği 

Celveti tarikatının önemli isimlerinden biri olan Devati Mustafa Efendi'nin ne zaman ve nerede doğduğu hakkında bir bilgi yoktur. 

Ancak Üsküdar'da doğduğu ve burada gençliğini geçirdiği tahmin edilmektedir. Babasının adı Resul'dür.

Gençliğinde divit sanatıyla uğraştığı için ''divitçi'' anlamında kendisine 

''devati'' lakabı verilmiştir. 

Mustafa Efendi'nin tasavvuf Şeyh Mustafa Devati yoluna girmesinde gördüğü bir rüya etkili olmuştur. 

Rüyasında kendisini yanar iken gören Mustafa Efendi uyandığı vakit 

''alemde bir mürşid-i kamil bulamadım ki,  

benim derdime derman olsun'' diye üzüldüğünü beyan etmektedir. 

Bu ifadeden onun uzunca bir müddet dervişlik yolunun özlemini çektiği anlaşılmaktadır. 

Daha sonra kendisinin elinden tutulduğu ve Resulullah Efendimiz'in imamlığında gece namazı kıldığı ve Efendimizin ona; 

''Senin derdine derman ve ulu Mevla'ya vuslatına çare Üsküdarlı Ahmed Efendi Muk'at dendir'' demiştir.

Bu rüya üzerine Muk'ad Ahmed Efendi'ye intisab eden Devati Mustafa Efendi dervişlik yolunda seyr ü sülükunü tamamlamak için çaba göstermiş. 

Tasavvuf eğitiminin önemli bir safhasında Efendimiz'in manevi işareti ve şeyhinin de arzusu ile Kastamonu'ya gitmiştir.

Bu durumu kendisi şu sözlerle açıklamaktadır: 

''…Gördüm ki Sultan-ı Kevneyn (s.a.v.) orada oturuyor. 

Mübarek yüzlerinin nuru şimşek gibi çakıyor. 

Efendime hürmet edip yer gösterdi. 

Efendim de oturdu. 

Nebi-i Muhterem; ''Bu yanındaki kimdir'' buyurdu. 

Efendim de; ''Sultanımın yetimi Mustafa kulundur'' dediler. 

Efendimiz; ''Bunu Kastamonu'ya gönderin, sonra Üsküdar'a gelir. 

Emr-i Hak bunun üzerine cari olmuştur'' buyurdular. 

Devati Mustafa Efendi bu manevi işaret ile Kastamonu'ya gitmiş belli bir müddet orada ikamet etmiştir. 

Müşahedelerinden bahsederken Kastamonu ile ilgili birkaç hatırasını da nakleden Mustafa Efendi'nin bu beyanlarından Kastamonu'ya ilk gidişi sırasında şeyhlik vazifesini almadığı anlaşılmaktadır. 

Kastamonu'dan birkaç kez Üsküdar'a şeyhini ziyaret etme arzusu ile gitmek istemişse de her defasmda izin verilmediğini,  

ancak son gitme arzusunda olumlu bir netice aldığını beyan eden Mustafa Efendi bu şekilde Kastamonu'dan şeyhinin yanına gelmiştir. 

Bundan sonra Devati Mustafa Efendi'nin Kastamonu'ya tekrar dönüp dönmediği hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. 

Ancak Osmanlı Arşiv kayıtlarına göre Kastamonu Kırkçeşme mahallesinde bulunan Celveti dergahı Devati hazretlerinin ihya ettiği bir yer olduğu anlaşılmaktadır. 

Bu Kastamonu'da şeyh olarak bulunmuş olma ihtimali kuvvetlendirmektedir.

Buna göre Mustafa Efendi şeyhlik icazetini aldıktan sonra tekrar Kastamonu'ya dönmüş ve orada bir tekke kurarak irşad faaliyetlerine başlamıştır. 

Nitekim 1875 tarihine kadar kayıtlarda tekkenin şeyhlik görevinin devam ettiği bildirilmektedir. 

Bu bağlamda Mustafa Efendi'nin şeyhinin vefatından yani 1639 yılından önce burada bir tekke kurduğu anlaşılmaktadır.

Üsküdar'a döndükten sonra Devati hazretlerinin ilme yöneldiği ve ulemadan birinin yanında mülazım olarak bulunduğu nakledilmektedir. 

Mülazımlıktan sonra imtihanda başarı sağlayıp Kırklı bir medreseye müderris olarak tayin edilmiştir. 

1067 yılları arasında Molla Kesret Medresesi ile Valide Sultan Daru'l hadis'inde müderris olarak görev yapmıştır.

1656 tarihinden itibaren müderrislik hayatına son veren Devatİ Mustafa Efendi, bu tarihten sonra Üsküdar Selmanağa mahallesinde bulunan Şeyh camiinde irşad faaliyetlerinde bulundu. 

1650 tarihinde Arslan Ağazade Mustafa Bey tarafından yaptırılan bu camiye Devati Mustafa Efendi de bir meşruta ve aşevi ilave ettirmiştir.

Bu camide 1656 tarihinden sonra üç yıl irşad vezifesinde bulunan Mustafa Efendi 1659 tarihinde vefat etmiş ve tekkenin bahçesine defnedilmiştir.

Mustafa Efendi'nin aile hayatı ile ilgili bilgiler son derece azdır. 

Oğlu Devatizade Mehmet Efendi hemen hemen ailesinden bilinen tek kişidir. Mehmet Efendi Hudai asitanesi Şeyhlerinden Mehmet Fenayi Efendi'ye intisab etmiştir. 

Bir süre müderrislik yapan Devatizade Mehmet Efendi,  

babasının vefatından sonra Şeyh camiine Postnişin olarak tayin edilmiştir. 

Gafuri Mehmet Efendi'nin vefatı ile Hudai asitanesine şeyh olarak tayin edilmiştir. Mehmed Efendi Şeyh Camiinde yaklaşık sekiz yıl, Hüdai asitanesinde ise on iki yıl kadar görev yapmış ve 1679 yılında vefat etmiştir. 

Kabri Şeyh camiinde babasının kabrinin yaninda yer almaktadır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *