Kanın siyaseti olmaz.
Kanın ticareti olmaz.
Bunları kriter olarak alarak kan vermemek hiç olmaz.
Bu günlerde siyasetten, seçimden sonra en çok konuşulan,
Konu Kızılay’ın kan stoklarının alarm vermesi.
Depremle birlikte insanlar kan merkezlerine,
Hücum ederek insanların çaresizliğine,
Kan vererek bir nebze olsun çare olmak istediler.
İşte ipin ucu orada koptu.
Gerek sosyal medyada,
Gerekse bir takım gazetelerde çıkan;
“Fazla kanlar satılıyor, ticareti yapılıyor,
Suriye’ye gönderiliyor” türündeki haberler,
İnsanlarımızın kafasını karıştırdı.
Kızılay’a olan güven sarsıldı.
Son iki yıldır pandemi kan verme ve kan alınmasını çok etkiledi.
Bu da kan verme olayını sekteye uğrattı.
Kan stoklarının erimesinin sosyal medya ile yanlı yayınlarla,
İlgisi alakası var mı?
Bu söylenenler doğru mu?
Ne oldu ne bitti bilmiyorum.
Ama elzem olan bir şey var.
Kan vermenin ne kadar önemli olduğu.
Ne kadar ulvi olduğu.
Ve ne kadar hayati olduğu.
Önceki gün Beyin profesörü,
Kadim dostum Prof Dr. Hidayet Akdemir Hocam ile bu kan meselesini konuştuk.
 Hoca, kan ihtiyacının elzem bir noktaya geldiğini vurgulayarak:
“Bu kan meselesini lütfen medya gündemine taşıyın.
Gerek pandemi,gerekse büyük deprem sonrası,
 Kızılay depolarında kan stoku azalmasına neden olmuş.
Hastaneler bir süre önce kan ihtiyacı olduğunda,
Kan Kızılay’dan talep edilir anında gelirdi.
Ama maalesef şimdilerde 80’li yıllara geri döndük.
O zaman kan bulamadığımız için hasta yakınlarını çağırır,
Kan gurupları tutanlardan kan alır ameliyatları öyle yapardık.
Şimdilerde de kan bulamayınca aynı şeyleri yapmaya başlanıldı.
Maalesef kanın olmaması biz doktorların elini kolunu bağlıyor,
Kan ihtiyacı olan Hastalarımızın da hayati tehlikesini artırıyor.
Kan bulamayınca büyük KANAMALI AMELİYATLARI ya yapılamıyor
Ya da erteleniyor.
İnsanlarımızdan duyarlı olmalarını istiyoruz.
Lütfen milletimizin duyarlı vermeleri gerektiğini anlatalım.
Ayrıca kan veren insan bunun olumlu etkilerini bir süre sonra görür.
Kan versinler ki bizde gözümüzün içine bakan hastalarımızın derdine,
Derman olalım”.
İşte böyle gönül dostları gerek devlet hastanelerinde,
Gerekse özel hastanelerde bu günlerde bir KAN YETERSİZLİĞİ SORUNU var.
Nasıl çare bulunacak, insanlarımıza kan vermenin,
Ne kadar önemli olduğu nasıl anlatılacak bilmiyorum.
Ama bir şeyler yapılmalı bu önemli.
İşin ilginç tarafı kan alma ve de depolama kriterleri de var.
18 yaşından küçük,60 yaşından büyük olanlardan,
Kan alınamıyor.
HİV, Kanser, COVİT geçirmişlerden kan alınamıyor.
Şeker hastasından, yeni diş çektirenden,
Yurtdışı seyahatinden dönenden de risk durumu olduğu için kan alınamıyor.
Normal insandan alınan kanlar da hastaya hemen verilemiyor.
Kanın laboratuar testlerinden geçip hastaya verilmesi gerekiyor.
Ayrıca kanın bir depolanma süresi de var.
Bu sure geçtiğinde o kan bir işe yaramıyor.
Hal böyle olunca bu da zaman alıyor.
Özetle dostlar.
Sosyal medyaya, siyasetçi öğürmelerine, yanlı gazete haberlerine pek takılmayalım.
Kan vermek hayat kurtarır.
Kan vermek sevaptır önemlidir.
Kutsal kitabimizin MAİDE süresinde şöyle der;
“Bir kişiyi katleden insanlığı katletmiş,
 Bir kişiyi kurtaran bütün insanlığı kurtarmıştır(Maide 32)”.
Kan vermek hayatidir.
Tek düşüncemiz hasta yatağında kan beklerlerken,
Ölümle yaşam arasında gidip gelen çare bekleyen hastalar olmalıdır.
O hastalardan biri bir gün biz olabiliriz,
Yakınlarımız da olabilir.
Onun için doğru olanı yapmak gerekir.
Kan vermek gerekir.
Bir kan vermek bir insanın hayata tutunmasına yardımcı olur.
Kızılay’ımız bizim göz bebeğimizdir.
Lütfen onu ayrı bir yere koyup polemiklerden uzak tutalım