Hicaz ahalisinden olup, sebze satmakla geçinirdi. 

Bir rivayete göre Hz. Ebu Said el-Hudri'nin kardeşidir. 

Hasırcızade'nin beyanına göre de Hz. Peygamber'in süt kardeşidir.

Hicri 49 yılında Sufyan bin Avf hz'nin mahiyetindeki orduyla 85-90 yaşlarında İstanbulun fethine gelmiş, 

Ayvansaray tarafından hücum eden kolda bulunmuş ve o hücum da şehit olmuştur.

Yüksek makamları Akşemsettin hz.leri tarafında keşf edilmiştir.

İbn. Haceri Askalani şunları demektedir;

''Ebu Şeybe El-hudri (r.a.) sahabedendir. 

Muaviye devrinde İslam orduları ile İstanbul'un fethine katılmış ve sura yakın bir yerde kendisini tanıtarak Sahabilerden Ebu Şeybe olduğunu söylemiş, 

bir hadis-i şerif rivayet etmiştir:

''Her kim ihlas ile La ilahe İllallah derse cennete girer.

Siz kendinize güvenmeyin çalışın.''

Ebu Şeybe bundan sonra Beka alemine göçtü.

Ve onu orada bir yere gömdük.

Ebu Şeybe hz.nin kabri şerifi Toklu dede mezarlığı diye meşhur olan Ayvansaray da Ya vedud cami nin karşısındadır. 

Osmanlı Kaynaklarında Bu hazirede İstanbul'un fethine gelen bir çok sahabinin bulunduğu kaydedilmektedir.

Bundan dolayı buraya Sahabiler haziresi de denir.

Bu hazirede aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet han'ın mutlu askerlerinden medfun bulunanlarda vardır. 

Kanun mütercimi Tokatlı Hekim Mustafa Efendi, 

Çavuş Sinan İbn. İskender gibi ve bu kabri şerifin türbedarı Toklu ibrahim dede'nin kabri şerifi de buradadır.

Ebu Şeybe hz.leri'nin kabrine ilk türbe Fatih Sultan mehmet Han tarafında yapılmıştır. 

Sultan II. Beyazıd Han, türbesinin ihtiyaçlarını karşılamak için kendi vakfından buraya tahsisat ayırmıştır. 

Türbe yine II. Mustafa zamanında 1696-1697 yıllarında tamir edilmiş tamir kitabesi de şöyledir;

''Tamre yazdı tarih Vasıf görünce bi-pak

Bin yüz sekizde cana pak oldu ravza-i pak''

Daha sonra Çorlulu Ali Paşa, 1711 yılında, 

Hafız Mustafa Efendi isiminde bir hayırseverde 

1772 yılında türbe için tamir hayır işleri yapmıştır.

Bugünkü bina halini II. Mahmut Han tarafından 1835 yılında

edilmiştir.

Türbenin girişinde Sahaflar şeyhizade Esad Eefendi'nin yazdığı ve Hattat Yeserizade Mustafa İzzet Efendi'nin kaleme aldığı şu dizeler vardır;

''Daver-i ashab-siret Şah Mahmüdü'ş-şiyem

Zatıdır girdar-ı hayr-asar ile her dem elif

Hazret-i Bu Şeybeti'l-Hudri'ye ta'zim eyledi

Türbesin tecdid ile ol şah-ı agah u arif

Gel hulus üzre dua kıl zira tebcilile

Merkad-i pak-i sahabidir bu ne'va-yı şerif

Tasliye zeylinde yad oldukça Ashab-ı Güzin

Nazm-ı ahdi ol şehinşahın ola nusret-redif

Oldu dildade melaik es'ada tarihine

Merkad-i Bu Şeybe'yi Şah-ı cihan yaptı latif

1251-1835''..

Kaynaklar:

İstanbul'da Bulunan Ashab-ı Kiram kabir ve makamları.

***

Toklu Dede Mescidi adıyla tanınan ve İstanbul'un Ayvansaray semtinde bulunan yapı, aslında Bizans dönemine ait küçük bir mimari kalıntıydı. 

XX. yüzyıl başlarında harap olunca, bir daha kullanılmamak üzere terk edilmiştir. Güney duvarının kalıntıları 1980'li yılların başına kadar ulaşmıştır fakat günümüze bu küçük yapının hiçbir kalıntısı ulaşmamıştır.

Yapının Bizans geçmişiyle ilgili çeşitli iddialar öne sürülmektedir. 

Bu yapıyı Azize Thekla veya Nikolaos Kilisesi olarak kabul edenler olsa da her iki konuda bilimsel açıdan bir netlik yoktur.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapının yeniden ayağa kaldırılması için çalışmalar başlatılmış olup, yerinde yapılacak kazı ile bazı problemler de açıklığa kavuşmuş olacaktır.

Yapının ayaktayken yapılan plan çizimlerine ve çekilen fotoğraflara bakılarak, dikdörtgen planlı, son devir Bizans özellikli ve içi duvar resimleriyle çevrilen bir yapı olduğu anlaşılmaktadır.

Toklu İbrahim Dede Vakfına bağlı olarak mescide çevrilmiş ve yıkılıncaya değin bu foksuyonla hizmet etmiştir.