Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünde dünyaya meydan okur dünya 5’den büyük, adil bir dünya mümkün, her yerde bende olacağım diyorsan saldırırlar.

Algıyla yönettikleri dünyanın gerçeklerini kürsüden ilan edip, Kafkasya’yı, Kırım’ı, Uygur Türklerini, Keşmir’i, Bangladeş ve Myanmar’ı, Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ni, Köklü bağlarımız olan Afrika’yı ve Asya’yı, Afganistan’ı, Suriye’yi gündeme taşır; Libya’da Karabağ’da Akdeniz’de Karadeniz’de Afrika’da Asya’da bende varım diyerek gücünü, bölgedeki etkinliğini hissettiriyorsan saldırırlar.

Fransa’nın sömürgeciliğine Afrika’ya verdiğin güçle karşı çıkılıyorsa, Afrika’da sözünü dinlemeye başlanmış, ticaretin kat kat artmış, ülkelerde sömürgecilere karşı özgüven oluşturmuş, gönül pencerelerinden girip kopan bağları yeniden güçlendirmişsen, elbette saldırırlar.

İsrail’in ABD’nin yıllarca planlayıp yatırım yaptıkları hayati projelerini uygulama aşamasında yerle bir edip Siyonizm’i engelliyorsan, yaptırımlarına karşı hala ayakta durabiliyorsan saldırılar.

Emperyalistlere rağmen, millî çıkarlarına uygun olarak Akdeniz’de, Karadeniz’de, Libya’da, Karabağ’da, Orta Asya ve Afrika’da ağırlığını hissettirip oyun kurabiliyorsan saldırılar. Türk dünyasıyla üstünlük alıp köklü geçmişi güçlü geleceğimizi birlikte düzenleyelim, birlikte güç birliği yapalım diyorsan saldırırlar.

Yeniden şekillenen dünyada savaş stratejilerini değiştiren teknolojik harp silahlarını hayata geçirip 30 yıllık işgali kardeş Azerbaycan’ın Karabağ’ını 40 günde Ermenilerden alıp Azad ediyorsan, yine saldırırlar.

Emir almıyorsan, söz dinlemiyorsan, dik durabiliyorsan, tüm tehditlere karşı bildiğin milli dava yolundan kurucu irade ruhuyla yürüyorsan, seni yönetemiyor yönlendiremiyorlarsa, emperyalizmin uşağı yapamıyorlarsa, şiddetli saldırırlar.

ABD önderliğinde 10 büyükelçinin ülkeleri tarafından kurulan PKK/YPG/KCK gibi terör örgütlerini inlerinden çıkamaz hale getirmişsen, elaman temin edecek güç bırakmamışsan, ağa babalarının istediği halde eylem yapamıyorsa, tepe adamlarını fare deliğine sokmuşsan, saldırılar.

Bölgede jandarmalık yapmak, emperyalistlerin emellerine uygun hareket emek için güneyinde kurulacak devletçiklere müsaade etmiyorsan saldırılar. Binlerce silaha nakdi desteğe rağmen, tüm planlarını kahraman ordunla yerle bir edip, sınır ötesinde askeri operasyon yapabilme gücüne ulaşmışsan, verilen onca desteğe rağmen paralı uşaklarını darmadağın etmişsen elbette saldırırlar.

ABD ajanları, üniformalı NATO’cu generalleri çırılçıplak halkınla beraber iç çamaşırıyla teslim almış, demir parmaklıklar arkasına tıkmışsan saldırırlar. 50 yıllık kripto proje FETÖ/PYD terör örgütünün bitirme azmin devam ediyor, Afrika ve Asya’daki ABD’ye ajan yetiştiren FETÖ okullarını kapatarak MARİF vakıflarına devrini sağlayabiliyorsan saldırılar.

Tüm bu yapılanlara, ekonomik saldırılara rağmen ülkeni ve iktidarını yıkamıyorlar, ticaretini durduramıyorlar, milli teknolojik gelişmelerini engelleyemiyorlar, dünya İHA/SİHA ve diğer savunma silahları almak için sıraya girmişse, bu teknolojide ilk üçte görünüyorsan saldırırlar. Diz çöktürmeye çalıştıkları halde başaramıyorlarsa daha güçlü daha hırslı, iç muhalefetle birlikte topyekûn saldırırlar.

Tüm bu saldırılar Erdoğan’a yapılsa da, asıl hedefin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu görmek isteyen herkesim, hepimiz biliyoruz. Erdoğan’a saldırıyorlar çünkü Afrika’ya giriyorsun Fransa kuduruyor! Suriye’ye giriyorsan Rusya kızıyor.

PKK/YPG eziyorsun ABD kahroluyor lobiler harekete geçiyor. Karabağ zaferi ve elçilerin geri adımıyla Ermeni lobisi kriz geçiriyor! SİHA ve İHA başarısı Yunan ve ABD etkiliyor Elbette emperyalistler topyekûn saldıracak, birileri silahla, birileri terörle, birileri para ve döviz yoluyla saldıracaklar.

ABD önderliğinde Avrupa ve içimizdekilerle “kaos planı” ile saldıracaklar. Bu hazımsızlıkların arkası gelecek, saldırılara hazırlıklı olmalıyız. Her ne ile saldırırlarsa saldırsınlar bizim safımız bellidir. Her şart ve ahvalde Türkiye Cumhuriyeti’nden yanadır. 10 büyükelçinin bağlı olduğu ülkelerin saldırılarına karşı dik duramayan siyasilerde saflarını belli ettiler.

Erdoğan sayesinde mevki makam sahibi olanlar, Erdoğan’dan aldıkları güçle milli durup muhalefet dahil dünyaya meydan okuyan siyasetçiler, Erdoğan’ın yanından ayrılmalarıyla da gayri milli saflarını belli ediyor zaten!

Dışardan gelen tüm etkenlerle Erdoğan baş ederken, AK Parti’den ayrılarak saf değiştirerek, ülkeyi ve Erdoğan’ı sırtından hançerleyenleri, millet elbette not ediyor. Sorun kapının içerden yalama yapması. Her küsen Erdoğan’a saldırıyor, sarıyor!

Sorsan bu beylere aslında hiçbir dünyevi bir makam ve mevki (peşinde değil) istemiyor. Tüm makam ve mevkilerini Erdoğan’a borçlu olduklarını da unutuyorlar! Ama Recep Tayyip Erdoğan çok büyük, Erdoğan’a karşı hareket edenlerin hepsini toplasan bir Erdoğan etmiyor.

Neden saldırdıklarını anladınız mı?