15 Haziran 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi GENEL İki üniversite mezunu, yaptığı işi duyan şaşırıyor

İki üniversite mezunu, yaptığı işi duyan şaşırıyor

Aydın’da yaşayan 2 üniversite mezunu Çağlar Öztürkler, kızına süt içirmek için aldığı keçiyle çobanlığa başladı, şimdi 62 keçilik sürüsüyle üretime katkı sunuyor.

Aydın’ın Efeler ilçesinde yaşayan Çağlar Öztürkler, kızına sağlıklı süt içirmek amacıyla aldığı bir keçiyle çıktığı yolda bugün tam 62 keçinin çobanı olarak yaşamını sürdürüyor. Gıda teknikerliği ve işletme üzerine iki üniversite bitiren, ardından yüksek lisans yaparak akademik kariyerini şekillendiren Öztürkler’in hikâyesi, modern şehir yaşamına sıkışmış pek çok insan için ilham verici bir dönüşüm öyküsü.

Keçi çobanlığı artık yalnızca köy çocuklarının mesleği değil

Türkiye’de uzun süredir "okumayanların işi" olarak algılanan keçi çobanlığı, artık akademisyenlerin de ilgisini çekiyor. Bu algıyı yerle bir eden Çağlar Öztürkler, şehirli geçmişine rağmen köy hayatının doğasına gönül verdi. Kızına taze süt içirmek amacıyla başladığı bu yolculukta zamanla doğaya olan sevgisi ve hayvanlara duyduğu ilgi sayesinde kendini keçi sürülerinin içinde buldu.

Bir keçiyle başladı, şimdi yavrularıyla birlikte 60’tan fazla hayvana bakıyor

Yaklaşık iki yıl önce, kızı için bir adet anaç keçi alan Öztürkler, zamanla bu işin cazibesine kapıldığını ifade ediyor. Keçisi yavruladıkça sürü büyüdü, ardından dışarıdan takviyelerle sayı giderek arttı. Bugün itibarıyla 62 keçisi bulunan genç çoban, “Sadece bir keçiyle başladım. Kızım taze süt içsin istedim. Sonra doğumlar başladı. Biz de heveslendik, sürü büyüdü. Bu yıl 30’dan fazla yavru doğdu” diyerek sürecin nasıl geliştiğini anlattı.

Akademik kariyeri bir kenara bırakıp doğaya yöneldi

Kulağında küpesi, ayağında şortuyla geleneksel çoban profiline zıt bir görünüm sergileyen Çağlar Öztürkler’in asıl mesleği gıda teknikerliği. Bununla yetinmeyip işletme fakültesini de tamamlayan ve yüksek lisans derecesine sahip olan Öztürkler, başlarda ailesinden ve çevresinden olumsuz tepkiler aldığını dile getiriyor:
“Anneme göre bu iş bana göre değildi. Çünkü köy geçmişim yok, ailemde de çobanlık yapan hiç olmadı. Ama eşim her zaman arkamda durdu. Şimdi severek yapıyorum. Keçilerle ilgilenmek bana huzur veriyor.”

ayvancılığı romantize etmeyin, emek verin

Bugün çobanlık mesleğine gönül vermiş biri olarak, hayvancılığı gençlere de öneren Öztürkler, bu işin sadece hevesle değil, ciddi bir sevgi ve çabayla yürütülebileceğini vurguluyor. “Hayvan sevgisi yoksa bu iş yapılmaz. Ancak sevgiyle, sabırla, bilgiyle yapılırsa karşılığını verir. Bu bir işletmecilik işi aslında. Devlet desteği ve yeterli sermayeyle yürütülmeli. Anaç keçi sayısı belli bir seviyeye gelince kazanç da başlar. Ama romantik düşünmek yerine gerçeklerle hareket etmek gerekir” sözleriyle gençlere mesaj veriyor.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *