06 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Bizim Evde Düğün Var!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

 

Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan her fırsatta sanayici ve işadamlarını uyarıyor;

“Aman dikkatli olun. Bu kriz çok farklı”

Krizin farklı olduğunu yaşadık, gördük.

Bütün dünya çalkalanıyor.

Her ülke toz duman.

Yunanistan resmen çöktü.

İspanya ve İtalya çöküşün eşiğinde.

Fransa'nın sıkıntısı da finans uzmanları tarafından konuşulmaya başlandı bile.

Yani AB çöküyor desek,

Doğru söz etmiş oluruz.

Amerika için zaten söylenecek pek bir şey yok.

Gözümüzü Türkiye'ye çevirdiğimizde “bizim evde düğün var” misali her yer güllük gülistanlık.

Kriz Türkiye'ye gelmemiş gibi.

Gerçekten Türkiye bu krizi anlattı mı?

Öyleyse Devlet Bakanı Ali Babacan'ın korkusu ne?

Dahası Merkez Bankası'nın sıkıntısı ne?

Bu soruya rakamlar yanıt veriyor.

Türkiye'nin cari açığı son 3 yılda 210 milyar dolara ulaştı.

Artık dövizdeki yükseliş bile cari açığın düşmesine yetmiyor.

Nitekim eylül ayı rakamları beklentinin üzerinde gerçekleşti.

Cari açık Türkiye'nin kâbusudur.

Bu kâbus devam ettiği sürece Türkiye bıçak sırtındadır.

Şöyle bir soru akla gelebilir:

“Cari açık Türkiye'nin bugünkü sorunu değil. Son 10 yıldır hep var”.

Evet doğru!

Cari açık 10 yıldır var ve Türkiye 10 yıldır yoluna devam ediyor.

Ancak; Türkiye bu cari açığı 10 yılda nasıl finanse etti ona iyi bakmak lazım.

Cari açığı iki türlü finanse edebilirsiniz.

Birinci yöntem üretimi arttırıp, ithalatı kısarsınız.

İkinci yöntem ise sıcak paraya “BUYUR” eder,

Faizini ise elinde ne var ne yok satıp karşılarsın.

Türkiye 10 yıldır bu yöntemi seçmiştir.

Cumhuriyet döneminden beri Türkiye'nin sahip olduğu tüm değerler yabancılara bir bir satılmış,

Bu getiri desıcak paraya faiz olarak ödenmiştir.

Pektim, Tüpraş ve Türk Telekom gibi dev tesisler satıldı.

Bunların parası nereye gitti?

Siz hiç 10 yıldır yeni bir sanayi tesisinin açılışına şahit oldunuz mu?

Hayır!

Satılan tüm değerlerin gelirleri maalesef faize gitmiştir.

İşte bu nedenle Türkiye bıçak sırtındadır.

Çünkü Türkiye'nin artık satacağı bir şey kalmamıştır.

Önümüzdeki yıl yani 2012'nin kolay geçmeyeceği artık herkes tarafından açıkça dile getiriliyor.

Devlet Bakanı Ali Babacan'ın söylemeye çekindiği ama hep uyardığı konu 2012 yılıdır.

2012 yılı Türkiye için zor bir yıl olacaktır.

Yabancının artık Türkiye'den alacağı bir şey olmadığı için sıcak para sokması hızla azalacaktır.

Zaten dövizdeki son hareketlere baktığımızda 1.80 seviyelerine gelmesinde sıcak para çıkışının etkili olduğunu görüyoruz.

Bu tabloya baktığımızda,

Türkiye”nin güllük gülistanlık olmadığını,

“ASYA KAPLANI” ise hiç ama hiç olmadığını net olarak görürsünüz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *