AB"DE, SONA DOĞRU MU?
Dünya artık, belirgin bir çıkmazın,
Darboğazın içinde.
Ekonomik "KRİZ" bir yangın misali,
Bacaları sarmış durumda.
Düne kadar destek olarak,
Para vererek ülkeleri kurtaran AB,
Şimdilerde verecek "PARA"DA bulamıyor.
Çünkü artık kriz virüsü,
Birliğin "AMİRAL" gemilerini de tehdit ediyor.
Yunanistan"a,
Önce IMF reçetesini,
Sonra da borç silme ilacını veren,
AB, rahatladım dedi.
Ama işin hiç te öyle olmadığı bir süre sonra belli oldu.
Birliğin iki devinin,
Her ne kadar,
Bir süre reddettilerse de,
Zorda oldukları ortaya çıktı.
İtalya ve İspanya.
İtalya"nın borcunun, "2" TRİLYON Dolar civarında olduğu,
İspanya"nın ise, "BİR" kusur trilyon civarında olduğu hesaplandı.
Buna karşılık,
AB hazinesin bu borçlara,
Karşılık olarak ayıracağı para 450 milyar avro.
Yani bütçe bir ise,
Borç dört.
Bu sadece İtalya ve İspanya için geçerli.
Yunan"ın silinen yüz milyar dolardan sonra.
Bir 300 milyar dolara daha ihtiyacı olduğu,
Portekiz"in batmamak için çırpındığı,
Onun da yakında desteğe ihtiyacı olabileceği.
Macaristan hükümetinin AB"ye,
SOS sinyali gönderdiği,
Daha da ilerisi, ikinci AMİRAL" gemisi,
Fransa"nın her an çıkmaza girebileceği kulislerde konuşuluyor.
Bu manzaraya baktığımızda,
Buna bir de ABD"nin trilyon dolarlık,
Bütçe açığını,
Dış borcunu işin içine soktuğumuzda.,
İster istemez,
Şu soruyu kendimize sorma durumlundayız;
"Nereye gidiyoruz?".
İşin özünde, bu emperyalist,
Kapitalist ve sömürücü batılı güçlerin dağarcığında,
Biz az gelişmiş ülkelerden çaldıklarından kalan bir şeyler var,
Yani dayanabilirler.
Peki, bu kriz , AB ve ABD ile hem siyasi,
Hem de ekonomik olar en çok entegrasyon içinde olan bize sıçrarsa ne olur?
Bunun ilk sinyalleri gelmeye başladı bile.
Kredi derecelendirme kurulusu,
Standard and Poors"un notumuzu düşürmesi,
İlk uyarı gibi.
Ekonomimizle ilgili şüphelerin temelinde ise,
Hep söylediğimiz cari açık var.
Bunun bir şekilde halledilmesi gerek.
Bu açığın büyük bölümünün,
Dışarıdan aldığımız,
Petrol ve doğalgazdan kaynaklandığına göre,
Bu konuda ne yapılabilir?
Bilmiyorum!
Ancak ithalatta bazı tedbirler alabiliriz.
Alakasız şeylerin ithalatına bence hemen sınırlama getirilmeli.
Ülkemizde olan şeylerin,
Dışarıdan dolar vererek almak bence aptallıkla eşdeğerdir.
Tarım ülkesi bir Türkiye , buğday ithal etmemeli.
Hayvancılık ülkesi bir ülkenin mutfağında Hollanda peynirinin ne işi var,
Bağcılık ülkesi bir ülkede,
Fransız şarabının ne işi var?
Bunlar basit örnekler.
Bunları sınırlayacak olanlar da .
Hükümetimizin sayın yetkilileri.
Hem dışarıda kriz var,
Biz de yok diye çok da sevinmemek gerek.
Çünkü kriz biraz da psikolojiktir.
Krizde olmasan bile küçük bir söylentiyle birden ekonominin bir anda çöktüğünü görebilirsin.
Unutulmaması gereken bir başka konu da, Türkiye"nin ithalatının, ihracatının yüzde yetmişinde fazlası batı ülkelerine.
Bu ülkeler batarsa sorarım bu elde kalan malları kime satarız?
Satamazsak, biz de batarız.
İşin hulasası bu.
