KIRMIZI BEYAZ TÜRKİYE
Kahvaltı bahane,
Sohbet şahane.
Evet, gönül dostları,
Yazının girişinden anlaşılacağı gibi kahvaltıya davetliyiz.
Hedefimiz Bağcılar Kültür Merkezi.
İlçe Başkanı Ali Erdemir,
Yaklaşan yerel seçimler öncesi,
Bir hedef belirleme toplantısı hazırlamış.
MHP"nin ağır toplarını da davet etmiş.
Ben de basının mütevazi bir temsilci olarak yola koyuldum.
Yanımda kadim dostum, son seçimlerin milletvekili adayı,
Hami Arıcı"da var.
Beraber Bağcılar Kültür merkezini arıyoruz.
Güya bana önden yol gösteriyor.
Ama bu ilçemiz hakikaten zor ve karışık.
Bir ara kayboluyoruz.
Sonunda hedefe ulaşıyoruz,
Kapıdan girişimiz ve de toplantı salonuna ulaşmamız biraz zor oluyor.
Ortalık TÜRK yiğitleri ile dolu.
Gördüğümüz ülkücü kardeşimiz ile selamlaşmak durumundayız.
Selamlaşmanın temel özelliği mutat olduğu üzre kafalı tokuşturma da yatıyor.
Hami antrenmanlı,
Onun kafa Tokat işi,
Kocaman,
Koyuyor kafayı geçiyor, tınlamıyor.
Benim kafa Trakya işi,
Nazik ve küçük,
Dostlardan darbeleri yedikçe sersemliyorum.
Ve sonunda zar zor hedefe ulaşıyorum.
Bakıyorum, meğer geç kalmışım!
Bütün dostlar orada,
Atilla Kaya, Abbas Bozyel, Orhan Gedikli, Özcan Pehlivanoğlu.
Bir tek toplantılarımızın gediklisi Meral Akşener yok.
Gözlerimiz tabii ki onu arıyor.
Ali Erdemir, misafirperverliğin inceliklerini gösteriyor,
Bizi protokol yakın bir yere oturtuyor
Bu arada Tokat Kebabı borcunu unutmadığını da kulağıma fısıldıyor.
Kürsü"de Tokat"ın yiğit ve bilgili evladı,
Zamanın Devlet bakanı, Reşat Doğru hocamız var.
Döktürüyor…
Astronomik hale gelen mazot, ilaç, gübre fiyatları ile
Çiftçinin bitirildiğini,
Şeker pancarı ile tütün ekiminin AKP hükümeti sayesinde,
Hemen hemen yok hale geldiğini anlatıyor.
Emeklilerin yerlerde süründüğünü,
İntibak yasasının görüşülmekte olan bütçenin,
Görüş ve düşüncelerin konuşulduğu,
Dip notlarında bile bulunmadığını anlatıyor.
Özetle garip gureba edebiyatı yapan,
AKP hükümetinin gariplerden çok,
Patronları kolladığı anlaşılıyor.
Ve en şiddetli sözler ERMENİ meselesinde söyleniyor.
Reşat Hocamız, Fransa, ABD v Türkiye üçgeninde şekillenen diaspora destekli bu ilişkilerin,
İhanetle eşdeğer olduğunu söylüyor.
Haklıdır da.
Ermeni soykırımı vardır diyen Orhan Pamuk gibi bir adamı,
Çankaya da kırmızı halı ile karşılayan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Gül,
Şimdilerde Sarkozy, telefona çıkmadı diye sinirleniyor.
Neyse,
Kahvaltı faslını bitiriyoruz ve kahveleri yudumlamak üzere İlçe Başkanı Ali Erdemir"in makamına teşrif ediyoruz.
Tam karşımda Reşat Doğru Hocam oturuyor,
Kendisine soruyorum;
"Hocam ben bütün bilgime rağmen, AKP"nin şu Suriye ve Libya politikalarını hala çözemedim, Ne yapmak istediklerini bana bir anlatır mısın?
Reşat Hocam çok konuşmuyor,
Meseleyi üç beş kellime ile özetliyor;
"ABD talimat veriyor, AKP uyguluyor, işin özü bu".
Özetle ABD tarafından yönetilen, yönlendirilen,
Ve politikaları belirlenen bir ülkeyiz.
Ve sonra yaklaşan yerel seçimlere propaganda bazında nasıl bir hedef konulacağı,
Hangi konuların halkın önünü getirileceği tartışılmaya başlanıyor.
Bu anda sazı Orhan Gedikli Hocamız ele alıyor.
Sözleri bence daha bilimsel ve daha hedefe gidici;
"Vatandaş artık karşısına hep "GÜVENİLİK ve TERÖR" ile gitmemizden bıktı.
Artık insanların karnına ve de ruhuna hitap etmeliyiz.
AKP son seçimde çığlın projeleri ile 5-6 puan aldı.
Ama bu projeler ortada yok.
Biz de tutarlı ama yapabileceğimiz projeler üretelim.
Mesela Marmara"ya dolgu türü iki üç ada yapabiliriz.
Öte yandan vatandaşımız hakikaten zor durumda.
Çiftçimiz perişan. Bu konularında gerçekçi projeler sunmalı,
Biraz ekonomiye yönelmeliyiz"
Durum böyle gönül dostları,
MHP yerel semimler için start verdi.
Ve hedefi de yanımda oturan Rumeli Balkan Stratejik araştırmalar Merkezi Başkanı Avukat Özcan Pehlivanoğlu koydu;
"Eh, İstanbul"u artık yeşilden kırmızı beyaza çevirmenin zamanı geldi".
Ne diyelim, "İŞŞALLAH başkan.
