İsrail İran'ı Vurursa!
Piyasalar huzurlu değil.
“Yarın ne olacak” sorusunun cevabı yok.
Kimse bilmiyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Yorumlar, kişisel.
Şanslı yorumcular el üstünde tutuluyor.
Derecelendirme kuruluşları her gün ya bir ülkenin ya da bankanın notunu düşürüyor.
İlginç olan, not düşürmelerin piyasa oyuncuları tarafından kanıksanması.
Olumsuz tepki, birkaç saat sürüyor, “ Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir “ mantığı ile piyasalar normale dönüyor.
Yunanistan batık.
AB, yeni kredi dilimini açmakta aceleci değil.
Yaramaz çocuğun, bu paraları da kısa sürede tüketeceğini iyi biliyor.
Buna rağmen krediyi vermek zorunda.
Vermezse, kendileri batacak.
İtalya'nın durumu, Yunanistan'dan iyi değil.
Portekiz.
İspanya.
Ve diğerleri.
AB'ye yeni üye olan ve de olacak küçük ekonomili ülkeler ise neredeyse havlu atmış durumda.
Yunanistan ve İtalya'ya borç veren Fransa'nın durumu da , bu iki ülke ekonomisinin hal ve gidişatına bağlı.
İtalya'nın tekeri patlarsa, Fransa öyle bir sarsılır ki, düşen notu dibe vurur.
Tüm bu olumsuzluklar, piyasaların büyük oyuncularının ekmeğine yağ sürüyor.
Düne kadar hareketsiz olan AB ve ABD'deki piyasalar nedeniyle, gelişmekte olan ülkeleri tercih eden oyuncular, bugün kendi piyasalarındaki sert dalgalanmalarda sörf yapmayı tercih ediyorlar.
En büyük dalgalanma ise petrol'de oluyor.
Aylar önce 30 dolar olan Petrolün varil fiyatı bugün 100 dolar seviyelerinde seyrediyor.
“İran, Hürmüz Boğazını kapattı” haberi, petrole tavan yaptırıyor.
Haberin doğru olmadığı anlaşıldığında, petrol eski seviyesinin de altına geriliyor.
Fiyatlardaki iniş çıkış, küçük oyunculara zarar, büyüklere kar olarak yansıyor.
En büyük pay ise; haber organizasyonunu gerçekleştirenlerin oluyor.
“İran AB ülkelerine petrol ihracını durdurdu” haberi de, petrol fiyatlarında aynı etkiyi yapıyor.
Gazetelerin, İran'ın , İsrail tarafından vurulacağı tarihi açıklaması ise, bu tarihe göre pozisyon alan, doğru tabirle gelecek günlerdeki gelişmeleri satın alan ve de bu tarihi, geleceği satan oyunculara kazanç sağlar.
Sesli düşünelim:
Medyanın yönlendirmesi sonrası, yaz başında İran'ın nükleer tesislerinin vurulacağına haberine inanan kişinin düşüncesi ne olur:
İlk bomba ile petrol, İran'ın tepkisiyle de altın fiyatları yükselir.
Piyasalarda herkes bu inancı bir gerçek olarak kabul etmiş durumda.
Bu düşünceye göre doğru olan, İran'ın vurulacağı tarihe göre, petrol fiyatlarının yükselmesine pozisyon almaktır.
Ve alınıyor.
İran'ın vurulacağı tarihe, İran'ın en büyük destekçisi Rusya'da inanıyor.
Oyuncular için iyi senaryo; İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurması.
Bu senaryoya göre pozisyon alanlar, petrol fiyatlarındaki yükseliş ile satışa geçerken, savaşın kızışacağı düşüncesiyle pozisyon almak isteyenler de alıma geçecektir.
Sıkıntılı senaryo; İsrail'in İran'ı vurma tarihinin uzaması.
Bu durumda hem satıcı, hem alıcı tedirgin olacağı için, önceden belirlenemeyen davranışlarda bulunarak petrol fiyatlarında istenmeyen dalgalanmalara neden olurlar.
Kötü senaryo; İsrail'in İran'ı vurmaması.
Medya'da İran'ın vurulması ile ilgili haberleri, bir de piyasa oyuncusu ve de bir koyup üç kazanmak isteyen kumarbazların gözünden okuyacak olursanız, bu haberlerin değerinin ve neden bu kadar çok yazıldığını daha iyi algılarsınız.
Piyasalarda bu tür spekülasyonlar (Türkiye'de manipülasyon) sadece petrol ile yapılmaz.
Piyasa oyuncusu ve fırsatçılar, gazete ve televizyonlarda magazin haberlerini değil, satır aralarında verilen tüyoları takip ederek pozisyon alırlar.
Bu tüyo; şeker, altın, lastik, kakao, demir…..domuz işkembesine kadar her tür alınıp satılan malı kapsar.
Altın geçen yılın favori yatırım aracı idi.
Büyük oyunlar oldu.
Bu oyunlarda bazı ülkeler; İngiltere örneğinde olduğu gibi altın stoklarını kaybeder.
ABD'li spekülatörün sterlin üzerine oynadığı oyun sonrasında, İngiltere tonlarca altını yok pahasına sattı.
Peki bu altınları kim aldı.
Elbette ki en büyük oyuncu, Amerika.
2012'nin favorisi petrol olacak.
Nedeni de, dünyanın en büyük petrol rezervine sahip ülkelerin başında gelen İran'ın vurulacağı senaryoları.
İMKB, dünyadaki gelişmelere yabancı kalmaya özen gösteriyor.
Doğru yapıyor.
Burada en büyük görev; Sermaye Piyasası Kurulu'na düşüyor.
SPK Başkanı Vedat Akgiray, gelişmeleri yakından izliyor.
Dünyanın zor bir süreçten geçtiğini, Türkiye'nin bankacılık sektöründe aldığı önlemler nedeniyle krizleri yara almadan atlattığı, yaşanan daralma nedeniyle şirketlerin kar etmelerinin zor olduğunu, borçlanarak büyümenin ise mümkün olmadığına dikkat çeken Akgiray, halka arzlara büyük önem veriyor.
Sermayenin tabana yayılması, İMKB'nin güçlenmesi, şirketlerin halka arzlardan elde edeceği paralar ile hem büyüme hem de karlılıklarını artıracaklarını belirten SPK Başkanı, halka arzların artması için mücadele verdiği gibi halka arzla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor.
Akgiray, piyasaların dışında değil, içinde olmayı cezacı değil, cezayı caydırıcı rol üstlenmeyi tercih ediyor.
Bu yüzden de hisse senetleri ve İMKB endeksi aşırı dalgalanmalar yapmıyor.
Yapmadığı için de borsaya güven artıyor.
Bizim piyasalarda şimdilik petrole ve benzer ürünlere yatırım yapan oyuncu sayısı şimdilik kaydıyla yok denecek kadar az .
Bu yüzden Vedat Akgiray, yatırım enstrümanlarının artması için de çalışmalar yapıyor.
