Demirören Alacaklarını Silmeli!
Rüya, gerçek olur mu?
Oluyor.
Zaten rüya, kişinin içsel düşüncelerinin, vücut dinlenmeye girdiğinde, beyinde rüya olarak şekillenmesi değil mi?
Benimki de oldu.
Günlerce…
Haftalarca düşündüm.
Çareler bulmaya çalıştım.
Renklerine gönül verdiğim Beşiktaş,
İçine düştüğü sıkıntılardan nasıl kurtulur , diye.
Hastane patronluğundan, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı'na transfer olan.
Özünde futboldan,
Ayak oyunlarından, pek anlamayan,
UEFA, FİFA ile ne konuştuğu şimdilik pek anlaşılmayan, .
Kendine sunulan raporları dahi doğru dürüst okumayan.
Okusa da anlamakta güçlük çeken.
Mehmet Ali Aydınların istifa enflasyonu yaşayarak başkanlık görevini bırakması, beynimde ışık yaktırdı.
TFF Başkanlığı'na Yıldırım Demirören başkan olsa!
Kara Kartal'ın düze çıkması için en kolay ve de kalıcı çözüm.
Bu düşünce ile yatıp, bu düşünce ile kalkınca, doğal olarak Demirören rüyama girdi.
Gördüğüm rüyanın etkisi geçmeden Yıldırım Demirören TFF Başkanlığı'na aday olduğun açıkladı.
Böylece rüyamın gerçekleşmesinin ilk adımı atılmış oldu.
Aday enflasyonu yaşanan çekişmeden, benim adayım diğer adaylara fark atınca, rüyanın gerçekleşmesine, sadece seçim gününü beklemek kaldı.
Ki; seçim günü Yıldırım Demiröeren büyük bir aksilik olmazsa TFF Başkanı olacak.
Demiröeren'in burcunu bilmiyorum
Attığı adımları izleyince burcunun Oğlak olduğunu düşünüyorum.
Neden.
Garantici olmasından.
Riske girmiyor.
TFF Başkanlığı'na aday olurken, Beşiktaş Başkanlığından istifa etmiyor.
Kulüpten 100 milyon liraya yakın alacağı olmasaydı, istifa eder miydi?
Etmezdi.
Yakaladığı şansın bir daha tekrarlanmayacağını.
Beşiktaş Kulübü başkanlığını bırakması halinde, unutulacağını.
TV ve gazetelere veda edeceğini.
Aile şirketine döneceğini.
Parlak, renkli hayatını kaybedeceğini iyi biliyor.
Bu nedenle TFF Başkanlığına aday olurken işini sağlama alıp, kulüpten istifa etmedi.
Demirören'in, aday olurken yaptığı basın toplantısından aklıma kalan tek açıklama;
"Türk futbolunu içine düştüğü sıkıntılardan kurtaracağım"
Duy da inanma…
Ne yapacakmış.
Türk futbolunu kurtaracakmış.
Adama sorarlar;
" Yahu kardeşim, madem elinde böyle sihirli bir değnek vardı da, problemsiz, sorunsuz aldığın Beşiktaş'ı, neden içinden çıkılmaz , sorunlu, borç yumağı haline getirdin..
Beşiktaş'ı, enkaz olarak devralmadın.
Sayın Serdar Bilgili, koltuğu devrettiğinde, kasası tamtakır değildi.
Şimdi ise, kasada fareler cirit atıyor.
Futbolcular , paralarını alamadığı için oynamıyor.
Kırmızı kart görerek kendilerini oyundan attırıyorlar.
Televizyon ekranlarından paramızı vermediler, diye açıklama yapıyorlar.
Yetmiyor, FİFA' ya şikayet ediyorlar.
Aldığınız oyuncular kenarda oturuyor.
18'e giremiyor.
8 milyon EURO"ya aldığınız Tabata'yı bedavaya bırakıyorsunuz. (Bu paranın ödenmediği konusunda Sergen Yalçın'ın iddialarına kulüp olarak henüz açıklama yapılmadı)
Beceriksizliğiniz yüzünden Del Bosque'ye milyonlarca Euro tazminat ödediniz.
Sadece antrenöre mi?
Ödenen tazminatların sayısını unuttuk.
Hafızanızı bir yoklayın.
Sayın Süleyman Seba zamanında böyle bir hata yapıldı mı?
Tazminat ödendi mi?
Bir de şöyle düşünün.
Böyle hatalar yapılsa, Sayın Seba'nın tepkisi ne olurdu.
Rüyam gerçek oluyor.
Yıldırım Demirören TFF Başkanı olarak Beşiktaş Kulübü'nden ayrılıyor.
Ancak bitmiyor.
Demirören, giderken kendi yarattığı borçlarını da yanına alsın.
Almadan gitmeye kalkarsa da, kulüp bu borçların hesabını sorsun.
Yıldırım Demirören'e yakışan;
Kendisini böylesine meşhur yapan.
TFF Başkanlığı'na kadar getiren.
Ankara'da her kapıyı açan maymuncuk veren.
Milyonlara sevdiren…
Beşiktaş Kulübü'ne, kendi hatalı yönetimi ve aldıkları yanlış hatalar nedeniyle, cebinden verip, kulübün borç hanesine yazdırdığı 100 milyona yakın borcu silmektir.
Borcu silmeden, TFF'nin başkanı olmak pek şık olmaz.
Bu borç ile Beşiktaş Kulübüne kimse başkan adayı olmaz.
Olan kişi de, Yıldırım Demiröeren'in kontrolüne girer.
Ki; hem BJK'nin hem de TFF'nin patronluğunu düşünmek…
Sadece ve sadece hayaldir.
Ayrıca TFF"yi de Beşiktaş"ı yönettiği gibi yönetirse,
Allah TÜRK Futbolunun yardımcısı olsun.
