BEŞİKTAŞ NEREYE!
Beşiktaş'da yeni bir dönem başlıyor.
Fikret Orman, “ Ateşten gömlek” giydi.
Canlı yayında yaptığı açıklamalar; izleyenlere ve bana“ Eyvah “ dedirtti.
Borç; ödenmeyecek büyüklükte.
Orman; “ Öderiz” diyor.
Neyle:
Kendisi; vereceği parayı 2-3 milyon dolar açıkladı.
Zaten bunu da bir seferde değil, defaten verecek.
2.3 milyon dolar, borcun yanında cep harçlığı.
Diğer yöneticiler de para vereceklerdir muhakkak.
Ancak, onlarınki de cep harçlığından öte geçmez.
Borç; 500 milyonun üzerinde.
Yani; Yıldırım Erdoğan giderken arkasında enkaz bıraktı.
Görevi devraldığı dönemde, mali durumu en düzgün takım Beşiktaş idi.
Bugünkü konumu ise; ekonomi tabiriyle batak görüntüde.
Yıldırım Demirören ayrılırken; “ 103 milyonu hibe ediyorum” açıklaması yaptı.
Bu jest gazetelere manşet oldu.
Hemen ardından baba Erdoğan açıklamaya yorum ekledi:” Diğer yöneticiler de alacaklarını hibe ederlerse, hibe ederiz”
Baba Erdoğan'ın bu açıklaması, Beşiktaş'ın perde arkasındaki görüntüleri netleştirdi.
Oğul Demirören, hangi ruh hali ile söyledi bilinmez, “Alacağımı hibe ediyorum” diyor.
Baba Erdoğan, hemen ardından, oğlunu düzelten açıklama yapıyor.
Yani; “ 102 milyonu BJK' ye hibe etmez, parayı alırız” demeye getiriyor.
Ki, baba Erdoğan'ı tanıyanlar değil, 103 milyon, 13 milyonu bile hibe etmeyeceğini bilirler.
Kısacası, Erdoğan Demirören 103 milyonluk alacağın vadesi geldiğinde senedi işleme koyar.
Tersi olur mu?
İnşallah.
Baba Erdoğan'dan bu köşede özür dilerim.
Yeter ki; beni şaşırtsın.
Siyah beyaz renklere gönül verenleri mutlu etsin.
Geçenlerde, Beşiktaş fanatiği bir spor yazarına rastladım.
Konu; Yıldırım Demirören'in alacağına geldi.
Lafı uzatmadı:
“ Yıldırım Demirören, kulübe başkan olduğunda kaç parası vardı da, giderken böylesi bir alacağı oldu”
Arkadaşımın diğer sözlerine burada yer vermem mümkün değil. (Arif olan anlar.)
Yazı konum, siyaset ve ekonomi olmasına rağmen, serde kara kartala gönül vermek olduğundan, dayanamamış Beşiktaş Kulübü'ndeki soyguna dikkat çeken yazılar yazmıştım.
Dahası; Yıldırım Demirören'in borçlarını hibe ederek, Futbol Federasyonu Başkanı olduğunu rüyamda görmüştüm.
Görmez olaydım.
O gün, bu değişikliğin kulüp hayrına olduğunu söylemiştim.
Demez olaydım.
Keşke Yıldırım Demirören, kulüp başkanı olarak kalsaydı.
Yarattığı borç dağının altında ezilseydi.
Acaba baba Erdoğan; “ Oğlum Futbol Federasyonu Başkanlığına aday ol, canımızı, adımızı paramızı kurtar” diye uyarıda bulunmuş mudur.
Mevcut görüntü, bulunmuştur, diyor.
Yıldırım Demirören, BJK enkazının altında kalmamak, alacaklarını kurtarmak için, kulübün adını kullanarak Futbol Federasyon Başkanı oldu.
Biraz da şansı yaver gitti.
Aziz Yıldırım, cezaevinde olmasaydı, Demirören o koltuğa hayatı boyunca oturamazdı.
Erdoğan Demirören'in bir oğlu daha var.
Adını bilen olduğunu sanmıyorum.
Ki; bu oğul 80 yaşında olmasına bir gün olsun işini ihmal etmeyen babası ile şirketi yönetiyor.
Adı; sadece sosyete düğünlerinde falan rast gelinirse anılıyor.
Yıldırım Demirören, şirket yönetimine, zamanı kalmadığı için fazla karışmıyor!
Onun adını Türkiye tanıyor.
Hatta ünü yurt dışına taşıyor.
Platini ile görüşüyor.
Başka zaman randevu alamayacağı, telefonla görüşemeyeceği kişilerle yemekli toplantılara katılıyor.
Yıldırım Demirören'in popülaritesi, babasının şirketine de yarar sağlıyor.
Baba Erdoğan siyasilerle dansta çok başarılı olmasına rağmen, Ankara'da kapılar Yıldırım Demirören ve şirket için sonuna kadar açılıyor.
Bunu kim sağlıyor:
Yıldırım Demirören mi?
Elbette hayır.
Demirören, BJK Kulübü Başkanı olmasaydı, adına ancak kardeşi gibi sosyete dergilerinde, o da çok ender rastlanırdı.
Beşiktaş Kulübü, Yıldırım Demirören'i böylesine sırtlayıp, zirveye taşırken, o kulüp için ne yaptı:
Kulübü borç batağına soktu.
Yanlış kararlar ile çalıştırıcı ve futbolculara milyonlarca Euro ceza ödedi.
Bedavaya serbest bıraktığı futbolcuları, olmazı başararak onlarca milyon Euro”ya satın aldı.
Kulübün kolej havasını bozdu.
Akşam verdiği kararı, sabah geri alarak, güvenilir olmadığını gösterdi.
Kendisinin eseri olan 102 milyon lira borcu, hibe ettiğini söyledi.
Ertesi gün pişman olduğunu açıklamaya cesaret edemeyince, baba Erdoğan devreye girip, parayı kurtardı.
Beşiktaş'ın içinde bulunduğu borç çıkmazından kurtulması için Yıldırım Demirören'in, babasına; (eğer diyebilirse ) “ Sen karışma, bu benim onurum, şerefim. Alacağımı hibe edeceğime söz verdim “ diyerek, 102 milyon liralık borç için net açıklama yapar.
Bu açıklamayı yapmazsa, spor yazarı arkadaşımın söylediği gibi; geldiğinde olmayan parayı nereden bulduğunu, açıklar.
Fikret Orman'ın işi zor.
Yıldırım Demirören'e düşen görev; yeni yönetime destek olmak.
Alacağı hibe onların önünü açmak.
