YUNAN OYUNU MU? SORUMSUZLUK MU?
Ege"deyim.
Yani EFE diyarında.
Sahilleri arşınlıyoruz.
Dostlarla.
Gezi alanımız,
Kuşadası, Özdere, Gümüldür, Çeşme hattı.
Müthiş bir sahil,
Dünya cenneti bir doğa.
Ancak Efe"lerin,
Yazlıkçıların, gözlerinde bir hüzün var.
Kaygılılar.
Gözlerinin önünde
Ege"nin hızla kirlendiğini,
Ve devletin buna ilgisiz kaldığını söylüyorlar.
Olayı yerinde görmek istiyoruz.
İki tatil sitesine misafir oluyoruz.
Site sorumluları Himmet Çoban ile Şekür Alayunt,
Sabahın seher vaktinde bizi sahile indiriyorlar.
Müthiş bir güzellik, durgun temiz bir deniz hayal ediyoruz,
Nerede!
Sahil işgal edilmiş gibi.
Dışkı mı?
Sintine mi?
Pislik mi?
Ne olduğu belli olmayan,
Yağlı sarı bir kirlilik hattı,
Her yanı kaplamış.
İnsanlar büyük bir hüzünle kaderlerine ağlıyorlar.
Dünün MAVİ BAYRAKLI" denizi, KIRMIZ bayrağa dönüşmüş.
Çeşme"nin sahil olarak bitme noktasına geldiği,
Bodrum"un halinin ortada olduğu,
Kuş adasının beton yığınına dönüşüp tatil tiplemesinden çıktığı bir ortamda,
İZMİR"İN 50 km'lik son sahil VAHASI bitik durumda.
Özetle pisliğe teslim olmuş halde.
Soruyorum?
"Şikâyetinizi ilgililere bildirmediniz mi?"
Diye…
Dostlar ağlamaklı.
Deniz kıyısını kaplamış, Türkiye de olmayan,
Bazı yabancı marka ürünlerin sahile vurmuş atıklarını gösteriyorlar.
Bunlar belli ki yabancı gemilerden atılan atıklar.
İspanyol, İtalyan ve de özellikle Yunan gemileri Kuş Adasında işlerinin bitirip,
Açık denize çıktıklarında basıyorlar sintineyi denize.
İnsan dışkısı dahil bu pislikler karaya vurduğunda da,
O pis görüntüler ortaya çıkıyor.
Bu arada karadan sorumsuz katkılar da var.
Denize salınan kanalizasyon atıkları kirliliği daha da dehşetli hale getiriyor.
Zaten 200 bine yaklaşan bir yazlıkçılar topluluğun 20 bin kişilik arıtma ile temizlemeye çalışırsan olacağı da bu.
Dertli insanları diniliyorum,
Söylenenlere inanamıyorum.
Sahil Güvenlik aranıyor;
"Gemi sintineler mühürlü kontrol edemiyoruz" diyorlar.
Belediye aranıyor,
Elimiz kolumuz bağlı, sahil güvenliğin işi deniyor.
Valilik aranıyor, feryatları duyan yok.
Jandarma aranıyor;
"Bizim görev sahamız değil"deniyor.
Ulaştırma Denizcilik Bakanlığı aranıyor;
"Resim çekin gönderin"deniyor.
Sanki bu iş vatandaşın göreviymiş gibi!
Kuş Adası Limanlar Müdürlüğü aranıyor;
"Bize işimizi mi? Öğreteceksiniz?"deniyor.
Ama bir sorumlu ortaya çıkıp ta Ege"yi çöplüğe çeviren,
Çok ağır cezalar olmasına rağmen o atıkları denize bırakan alçaklara haddini bildiremiyor.
Özetle dostlar EGE artık Allaha emanet.
Ve işin özeti de Menderes Belediye Başkanı Ergun Özgün'ün sözlerinde saklı;
"Mahallenin en ahlaklı kızı, genelevcilerin eline düşmüş"diyor.
Tanımlama ağır ama manzara net ifade ile bu.
Ve son sözü de Menderes Belediyesi İmar İşleri Müdürü Kahraman Aksoy'dan alıyoruz;
"Biz gördüğümüz her arıtmayı her pisliği anında, gözünün yaşına bakmadan mühürlüyoruz, ihbar edin kapatmasak hesap sorun"diyor.
Bunlar duyarlı sözler.
Ancak aynı duyarlılık diğer birimlerde de var mı?
Bence yok.
Kötü olan en az 5 yıl içinde bu tablo devam ettiğinde EGE pislik yuvası bir deniz haline gelebilir.
Çevre Bakanlığı ile Sahil Güvenlik sorumlularına tavsiyemiz,
Amatör balıkçıların peşinde koşacaklarına, denizimizi kirleten o kötü niyetli yabancı bandıralı alçakların hadlerini bildirsinler.
