DEVLET BAHÇELİ VE MİLLİYETÇİ HAREKET

Ortalık yangın yeri.

Herkes özgürlük arıyor.

BDP'yi anlatmaya gerek yok.

Çocuk katilinden ayarlı.

Kandil'den kumandalı.

ABD'den onaylı.

Ülkenin bölünmesi için eli kanlı örgütle dirsek temasında gidiyor.

PKK, düne göre palazlandı.

Kozasından çıktı.

Irak, Suriye, İran ve de Türkiye'den parçalar alarak büyümenin hayallerini kuruyor.

Türkiye'nin tüm dostları da (!) BDP'ye bu hayallerin gerçekleşmesi için destek veriyor.

Düne kadar komşuları ile sıfır sorun politikası güden Türkiye'nin ne oldu da tüm komşuları ile, Rusya dahil, sorunlu hale geldi!

 Nedenini bilen ve de açıklayabilen yok.

Hani büyüklerimizin dediği gibi;

 "Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete" 

Sınırlarımızdan içeri top mermileri düşüyor.

ABD dahi, top mermilerini kimlerin attığı konusunda yorum yapamıyor.

Genel kanı, top mermilerin muhalifler tarafından atıldığı ya da Türkiye'yi savaşa sokmak için çaba harcayan bazı güçlerin (!)

Sen-ben kavgası öylesine derin uçurumlar oluşturmaya başladı ki, bayramlarımızı dahi kavgasız kutlayamıyoruz.

CHP; Cumhuriyet'e sahip çıktığı savın ile on binleri meydana döküyor.

AKP, Cumhuriyet mitinglerini yasaklayarak toplumu geriyor.

MHP ise, her iki partiye de "Cumhuriyet'i gölgelemeyin" uyarısı yapıyor.

Tepkisini ölçülü koyuyor.

Devlet Bahçeli, devlet adamına yakışır şekilde partisini kavgalardan uzak tutuyor.

Ü lkücüleri sokağa dökmüyor.

Aksine, gençleri sokaklardan çekti aldı.

Ve bunun semeresini yerel seçimlerde gördü.

Büyüklerinin çevresinde kenetlenen gençler kapı kapı dolaşarak oy topladı.

MHP, yerel seçimlerde gençler sayesinde başarılı oldu.

Devlet Bahçeli sayesinde sokaklarda gençlerin kanı dökülmedi.

Böyle olduğu için de aileler çocuklarını sokaklardan kurtaran Bahçeli'ye doğal olarak da MHP'ye sempati besledi.

Devlet Bahçeli, her zaman dik durdu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde 'Devleti başsız bırakmayız'dedi.

AKP'nin, PKK ile flörtüne ise; 'Top atana gül atılmaz' diyerek tavır koydu.

CHP'nin 29 Ekimde halkı sokağa dökmesine karsı çıktı.

4 Kasım'daki, 10. Olağan Büyük Kurultayda Devlet Bahçeli'nin tek bir rakibi var; kendisi.

'Değişim ve şimdi 'sloganı ile Devlet Bahçeli'nin karşısına aday olarak çıkan Koray Aydın, her ne kadar Yüce Divan da yargılanıp aklansa da, ülkücü görüşü benimseyenlerin gönlünde aklanmış değil

Bu nedenle de Koray Aydın'ın Kurultay'da Devlet Bahçeli karşısında şansı yok denecek kadar az.

Genel Başkan Devlet Bahçeli kendisine güveniyor.

Güvendiği için de, kurultayı çok fazla öne çıkarmıyor.

Delegelerin oyunu kendine çekmek için, il il gezmiyor.

Çünkü onların ne düşündüğünü çok iyi biliyor.

Dahası delegeler Bahçeli'yi iyi tanıyor.

'Koray Aydın'ın oy alabilmek uğruna, partiyi AKP'lileştireciği, endişesi delegelerin kafalarında soru işaretleri  oluşturuyor.

'Bir gece Kandil de görünmek ve Kandil'in bağrına şerefli Türk Bayrağını dikmek için ne gerekirse yapılmalıdır 'diyen Bahçeli, kendinden emin.

MHP klasik bir parti değil.

Bir misyonu temsil ediyor.

Bu yönüyle de, tabanın yüzde 60'a yakını milliyetçi olan AKP 'den oy alabilecek tek parti MHP.

AKP seçmeni CHP'ye gitmez.

Sağ partiye oy verir.

Önümüzde yerel seçimler var.

Ki, yerel seçimler MHP için çok önemli..

Bahçeli, yerel seçimlerde başarılı bir grafik yakalayıp, aynı grafiği genel seçimlerde de tekrarlamak istiyor.

10. Olağan Büyük Kurultay, MHP için hayırlara vesile osun...