NİÇİN KAPATILIYOR?
Mahmut ÖN dershanelerinin sahibi,
Yöneticisi Mahmut Ön hocamız ile birlikteyiz.
Namı değer;
"Mahmut Hocamız".
Mahmut Hoca su katılmamış bir meslek aşığı.
Cumhuriyet yıllarının idealist öğretmenlerinden.
Öğretmenliğe olan sevgisini, minnetini,
Mesleğini ifa ettiği yılları her sohbetinde dillendirmekten büyük zevk alıyor.
Dershanesi yüzde doksanlara yakın üniversiteye yerleştirme oranı ile
Kendi çapında başarıyı yakalamış durumda.
Hocanın övünç kaynağı, 60"ın üzerinde öğrencisini,
BURSLU olarak üniversiteye sokması.
Kahvemizi yudumlarken sorularımı sıralıyorum;
"Hocam bu dershaneler niçin kapatılıyor?
Sizce sebebi ne olabilir?
Başbakan niçin böyle bir karara vardı?
Dershanelerin çocuklara bir zararı var mı?"
Sorular bunlar.
Cevapları ise Mahmut Hocamızdan.
Net yanıtlar alıyoruz;
"Şu anda dershanelerde çalışan 50 binin üzerinde öğretmen var.
25 bin kadar da, müstahdem, muhasebe elemanı, servis şoförü, sekreteri de koyarsak, rakam 75 binlere çıkar.
Her aileyi 6 kişi kabul edersek, 70x60=420 bin insanın ekmeğinden olacağı,
İşsiz kalacağı anlamına gelir.
Kapatmanın önemli bir sebebi olmalı.".
Hocamız devam ediyor;
"Dershaneler aslında, devletimizin bozuk eğitim sisteminin ürünü.
Devlet okullarında sınıflar 40-70 kişi, özel okullar 15-20 kişi.
Dolayısıyla öğretmenin öğrencisi ile
Bire bir ilgilenmesi devlet okulunda zor.
Dersten geri kalan öğrencinin gelecek korkusu ile dershaneye hücum etmesi doğal.
Zaten Devlet Eğitimde kendini düzeltse, dershane diye bir şey kalmaz."
Hocamız güzel şeyler anlatmaya devam ediyor;
"Eskiden öğretmenlerimiz "ÖĞRETMEN RUHU" ile yetiştiriliyordu.
Şimdi bu yok.
Köy Enstitüleri, Eğitim Enstitüleri kaldırıldı.
Ve gerçekten iyi öğretmen yetişmiyor.
Devletin öğretmene verdiği maaş ile
Dershanelerin verdiği maaş arasında ciddi bir fark var.
Sonuçta kaliteli öğretmenler paranın çok olduğu yere gidiyor.
Dolayısıyla devlet okullarında eğitim sekteye uğruyor."
Hocamız sistemin durumunu da özetliyor;
"Başbakanımız açıkladı, kapatacağız dedi.
Saygı duyuyoruz.
Ancak,
Sistemde bir boşluk oluşacak.
İyi de bu sistemin yerine ne konacak?
Sonuçta burada bir açık oluşacak, çocuklarımız bu tür destek eğitimlerine ihtiyaç duyacaklar.
Olayın merdiven altına inmesinden korkuyorum.
Devlet şimdi dershanelerden vergi alıyor.
Sistem yer altına inerse kayıt dışı kalır, bu da devleti zarara sokar".
Hocamın hükümetin dershaneleri kapatma yorumu da ilginç;
"Sistemde şu anda 4052 dershane var.
Dershanelerin sisteme vergi olarak,
Milyarlarca katkısı var.
Meyve veren ağacın kesilmemesi gerekir.
Kapatma olursa, bu durum sistemde çalışanları ve de çocuklarımızı mağdur edecek gibi".
Hocam sistemi de anlatıyor;
"Bence dershaneler ve özel okullar eğitimin kalitesini artırdı.
Daha bilgili akıllı çocuklarımız yetişiyor.
Bu da bizim geleceğimiz açısından çok önemli.
Ancak bunun birden sekteyle uğratmak anlamsız.
Sistemin tıkanması durumunda Türkiye"de ki yabancı okulların önü açılır.
Bu da bizim açımızdan, Türkiye'miz açısından iyi olmaz.
Hükümet dershaneleri kapatacağına, devlet okullarında sınıfları 20-25'e kişiye indirsin.
Kaliteli öğretmen yetiştirsin, onların hakkını versin,
Zaten dershane diye bir şey kalkmaz.
70 yıllarda dershane mi? Vardı!
İki üç tane kadardı.
Eğitim düşünce dershaneye ihtiyaç duyduk ve bu hallere geldik.".
Hem dershane deyip de geçmeyin.
Ekonomiye can da veriyor.
Örgenci taşıyan minibüsler bir iş sahibi oluyor.
Alınan temizlik malzemeleri, basılan kitaplar, defterler, kırtasiye malzemeleri, fotokopiler, temizlik malzemeleri, verilen reklamlar ilanlar… Vs, hep para ve ekonomiye girdi demektir.
İşsizlikle boğuşan,
Ekonomisi kalkınmaya çalışan bir ülkede,
Altın yumurtlayan tavuğun kesilmesinin âlemi var mı?
Bilmiyorum?
Evet, gönül dostları,
Özetle Mahmut Hocamızın yorumları böyle.
Görünen o ki dershanelerin yarınımızı planlayacak "BİLGİLİ" öğrencilerin yetişmesine katkısı büyük.
Hükümetin dershane atağını,
Anlamlı kılacak bir açıklaması da olmalı.
Bilmiyoruz.
Yoksa iktidarın seçimlerde,
Kendine oy olarak menfi bir yönde vuracak-dönecek bu tür hamleyi yapması
Pek anlamlı gelmiyor.
İşin içinde başka bir hesap var mı?
Onu da Başbakanımıza sormak gerekir.
Çünkü biz bilmiyoruz.
