20 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ad Kavmi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

 

 

Büyük tufandan kurtulan Nuh ve tebaasından bir kısmı yeryüzüne tekrar ayak bastıktan sonra dünyanın başka bir köşesine yerleşmek için yol almışlardı. Kendilerine Ad ismini veren bu kavim, kara bitene kadar güneye ilerlediler. Şimdiki Yemen'e ulaşan bu eski insanlar buraya yerleşip kendilerine İrem şehrini kurmuşlardı.

Önceleri tanrı inancıyla sağlam bir şekilde tarım yapmaya ve hayatlarını geçindirmeye çalıştılar. Kendilerine ödül olarak verimli topraklar bahşedilmişti. Bu toprakları işleyip ekin elde etmeye başladılar. Üstelik başka insanların ayinlerinde tütsü olarak kullandığı bir bitki sadece onların topraklarında yetişiyordu. Ticaretle kısa zaman içinde Ad kavmi zenginleşmeye başladı.

Ad kavminin insanlarının bir özelliği de iri yarı olmalarıydı. Oldukça uzun boylu ve yapılı olan bu insanlar kendilerine karşı savaş açan toplulukları bozguna uğratmayı başarıyorlardı. Fakat gözlerini daha fazlasına diktiler. ''Biz herkesten üstünüz. Onlardan farklı olmalıyız'' dediler ve şehirlerine şimdiye kadar hiç görülmemiş sütunlar ve surlar diktiler. ''Bizi kimse yıkamaz'' diyerek, böbürlendiler. Kendilerine güvenleri artınca da kibirlenmeye ve yabancılara düşman olmaya başladılar. ''Bizden daha zayıflar'' diye düşünüp şehirlerine gelen yabancılara eziyet ettiler.Kafalarına göre işkence ve dayak uygulaması başlattılar. Kervanlar yollarını şaşırsın diye çölde yol izlerini sildiler ve birçok tüccarın çölde kaybolup ölmesine sebebiyet verdiler.

Söylentiye göre bu kibir; tanrıyı çok kızdırdı ve Ad kavmine bir peygamber gönderildi.

Hud peygamber, Ad kavmine kötü huylarından vazgeçmelerini, aksi takdirde kendisinin gazabıyla karşılaşacaklarını söyledi. Fakat insanlar onu delilikle ve yalancılıkla suçladılar. Hud'un belki de seneler süren çabaları tek bir sonuç bile vermemişti. Peygamber tanrıya dua edip, elinden fazla bir şey gelmediğini ve gazabını göndermesini diledi. Bunun üzerine önce insanlardan su esirgendi.

Tek bir damla bile yağmur yağmamaya başladı. Hayvanlar susuzluktan öldü.

Topraklar kuruyup çatladı.

Büyük bir kıtlık başladı.

Hud insanlara tanrıdan af dilemelerini ve bu kıtlıktan kurtulmalarını söyledi. Fakat insanlar yine onu yalancılıkla suçlayıp yüz çevirdiler.

Böyle söylerlerken ufukta kara bulutlar gözükmeye başladı.Herkes yağmur gelecek diye sevinmişti. Fakat bulutlar yağmur yerine çok şiddetli bir kasırga getirdi. Göz gözü görmeyecek şekilde kumlar uçuştu, fırtına koptu.Tam yedi gün boyunca görkemli İrem şehri birbirine katıldı.

Bu felaketten sadece Hud kurtulabilmişti.

Zarins'in daha rasyonel olan iddiası da bu efsanenin sonuna çok benziyor. O da su kaynağının kuyuya bir kaya düşmesi sonucu kuruduğunu, insanların topraklarını terk etmek zorunda kaldığını iddia ediyordu. Bilim adamına göre kalanlar da ya orada öldü ya da metruk şehri kum fırtınalarına terk ettiler. Nitekim bu tür esrarengiz hikayeler, ''kutsal bir gazap'' diye revize edilmeye çok müsaitler.

Hatta bu gazap menkıbeleri insanları terbiye etmek için bulunmaz birer nimet. İlahi bir sebep olsun olmasın 3000 yılı aşkın bir süre şatafat içinde yaşamış ve dünyanın gördüğü en görkemli şehirlerinden biri olan İrem kumların altında kalarak yok olmuştu.... 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *