06 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

"10" ÇOCUK YAPMAK!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Tarih, 1970'li yıllar.

Yani çocukluk yıllarımız.

Kendi köyümde şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum.

Köyle Mehmet Ağa buğdayını,

Ayçiçeğini hasat edip,

Toplama merkezine,

Yani o zaman ki adı ile Ofis'e satmış.

Paraları da bir naylon poşete sarıp köyüne,

Yani bizim Çanta köyüne dönmüş.

Evine doğru ilerlerken, dalğınlık o ya,

Poşet elinden kayıp yere düşmüş.

Poşeti bir köylü buluyor.

İçi para dolu.

Parayı alıyor,

Çocukların uzanamayacağı.

Yüksekçe bir briket duvarın üzerine koyuyor.

Sonra da köy kahvesine gelip;

"Arkadaşlar ben içi para dolu bir poşet buldum,

Sanırım bir komşumuz düşürmüş,

Sahibi kimse gidip alsın,

Aşağıda çeşmenin yanında ki duvarın üzerinde" diyor.

Evet, gönül dostları o zamanki manzara bu.

Kapılar açık uyurduk,

Göz hakkı dışında kimse kimsenin,

Malına göz dikmez,

Çalmaz çarpmazdı.

***

Geçenlerde yine aynı köye uğradım,

Ata toprağına,

Baktım ağabeyim,

Traktörün,

Tarım alet ve edevatlarının bulunduğu ardiyeye,

Kale kapısı gibi kalın demir kapılar yaptırmış,

Üzerine de BABA asma kilitler asmıştı.

Sebebini sorduğumda,

Cevabı ilginçti;

"Artık burası senin eski köyün değil,

Doğudan gelenler havamızı bozdu,

Koyunumuz çalınıyor,

Soğanımız tarlada yağmalanıyor.

Kavunumuz karpuzumuz, buğdayımız, arpamız, üzümümüz,

Gece tarladan çalınıyor.

Pompalı tüfekler aldık,

Malımızı-kendimizi korumak için.

Bizim insanımızda bir şey yok.

Ama dışarıdan gelenler maalesef buraları çok bozdular."

***

Arabamı tamire götürdüm,

Benim 40 yıllık ustam,

Yakın dostum Salih Ustaya.

Laflıyoruz…

Konu, İstanbul trafiğinde araba kullanmak.

Çekilmez hal gelen, insanı hayattan bezdiren trafik.

Magandaların boy gösterdiği İstanbul trafiği,

Trafik bir kenara, trafiğe çıkanlar da bir garip.

İnsanlar sanki burnundan soluyor.

Altına 100 milyarlık araba çekip kendini "ADAM" zannedenler,

Tehlikeli araç kullanıp uyardığınızda,

Silah gösterenler.

Yan gözle baktığınızda küfredip,

Hatta aşağıya inip öldürülesiye vatandaşı hırpalayanlar, hatta çekip vuranlar.

Artık herkes sinmiş durumda,

Küfür bile edilse duymazdan gelip,

Çoğu insan yoluna devam ediyor.

***

Konuşurken bir müşteri geldi.

Arabası bir şekilde bozulmuş,

Tamir ettirmek için orada.

Kapıyı açtığında yan tarafında DUT ağacından kalın bir sopa vardı.

Bu ne için diye sorduğumdu;

"Gardaş, ben Çaykaralıyım.

Ortalık çok kötü.

Yanımda silah olsa vuracağım.

Hapse gireceğim.

Onun için zor zamanlar için bu odunu aldım.

Eh arada da işe yarıyor hani!"

***

Evet, gönül dostları Başbakanımız çok çocuk yapalım diyor doğrudur.

Ama çok çocuk yapmaktan ziyade,

O çocukları adam etmek.

Vatana millete,

Toplumuna yararlı bir fert olarak yetiştirmek önemli.

Yoksa 10 tane çocuk yapıp, sokağa atmak,

Öcalan"ın dediği gibi,

Üçünü köyde tutup, dördünü dağa yollamak,

Üçünü de İstanbul"a postalayıp,

Gaspla Molotof la, hırsızlıkla meşgul olan,

Ölüm makineleri haline getirmek.

Batıda ki insanların da huzurunu bozmak.

Hiç çocuk yapmamaktan yeğdir.

Biz bu tür çocuklar istemiyoruz.

Ve bu tür çocukların doğumunun devlet olarak desteklenmesini de istemiyoruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *