06 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Bankalar ve Kölelik Zinciri

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

 

Beyaz yakalılar sıkıntılı.

Hem de az buz değil.

İş çok, para yok.

Emek çok, takdir yok.

Eziyet çok, dinlenme yok.

Dert çok, mutluluk yok.

Borç çok, ödeme gücü yok.

Daha dün, aileler kızlarını bankacılara vermek için fırsat kollardı.

Bankada çalışan genç, mahallede bir başka yürürdü.

Baş dik, göğüs dışarıda.

Huzurlu ve gururlu.

Küresel krizden sonra görüntü değişti.

Başlar eğildi.

Huzur sona erdi.

Bankacıların boyunlarında esaret halkası var.

Zincir, elden ele dolaşıyor.

Zincirin son halkası, şube müdürünün elinde.

Müdürü, daha büyük müdürler takip ediyor.

Son halka ise; banka patronlarında.

Bankalarda çalışma koşulları oldukça çetin.

İçerdeki sıkıntılar bilinmediği ve de ekmek aslanın midesinde olduğundan bankalara iş başvurularında patlama yaşanıyor.

Sanılmasın ki bankalar her başvuruyu kabul ediyor.

Ne gezer.

İşe kabul edilmek için önce ilk eleme.

Sonra sınav.

Ardından da deneme geçilmek zorunda.

Elbette, ilk eleme için üniversite bitirme şartı aranıyor.

Sonra da, işe uygun bir üniversite olması.

Tüm zorluklar aşılıp, bankadan içeri adım atıldığında hayatın gerçekleri başlıyor.

İlk günden, ezber bozuluyor.

09.00-18.00 mesaisi unutuluyor.

09.00-22.00 mesaisi başlıyor.

Cumartesi çalışma.

Gerektiğinde Pazar günü çalışma.

İzin, sürpriz.

Belki ayda bir iki gün.

Abarttığımı düşünenler, bir iki bankaya uğrayıp çalışanlara kulak versin.

“Bir dokun, bin ah dinle”, örneği onları dinleyenlerin yürekleri şişer.

Kölelik düzenine itiraz ne mümkün.

İtiraz eşittir, işten kovulma.

Bankaların çoğu yabancıların eline geçti.

Merak eden araştırsın.

Türkiye'de şubesi olup;

Çalışanlarına mesai ödemeyen, adları yerli kendileri yabancı bankalar,

Yunanistan'da…

Rusya'da…

İtalya'da…

Ve diğer ülkelerdeki şubelerinde de aynı uygulamayı yapabilirler mi?

Elemanlarını mesai ödemeden, sekiz saat yerine 12 saat çalıştırabilir mi?

Sonucun ne olacağını bildikleri için denemek bile istemezler.

 

Bırakın sendikaların banka çalışanlarını sokağa dökmelerini, bankacıların ailelerinin isyanı hükümet düşürür.

Türkiye'de durum farklı.

Sendikaların sadece adı var.

Örneğin, BASİSEN'e (Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası) kayıtlı yaklaşık 40 bin İş Bankası çalışanı var.

BASİSEN'in başkanı ise, 28 yıldır sendikanın, doğal olarak da İş Bankası'nın kontrolünü bırakmayan

Metin Tiryakioğlu.

Başkan; hem işçilerin haklarını, hem de bankanın haklarını koruyor!

Acı gerçek bu.

BASİSEN sadece İş Bankası çalışanlarını değil, bir çok banka çalışanlarını da temsil ediyor.

Yani, banka çalışanları maça bir sıfır yenik başlıyorlar.

Yabancılar, kendi ülkelerinde yapmaya cesaret edemediklerini Türkiye'de yapıyorlar.

Hadi onlar yabancı.

Ya patronu Türk olan bankalar.

Onların yabancılardan farkı var mı?

Ne gezer.

Onların sözlüğünde de mesai yok.

İşçi, iş bitene kadar çalışacak.

İş, gece yarısı mı bitiyor.

O halde gece yarısına kadar bankada kalınacak, kasa tutturulacak.

Çalışanların sıkıntıları sadece çalışma saatleri ile sınırlı değil.

Kredi kartı satma zorunluluğu var.

Banka müdürü çalışana görev veriyor;

“ Bu hafta 20 kredi kartı satacaksın. Yoksa karışmam!…”

“Karışmam!”ın Türkçe meali; önce sicilini bozar, sonra işten atarım.

Kredi kartı bitince, müdür çağırır;

“Halka arza katılıyoruz, satış kotanız şu….Yoksa karışmam!”

Bir sonraki gün; altın satışı için müdürün huzuruna giden çalışan, daha sonraki gün banka fonu satışı için görevlendirilir.

Öyle ki; eve geç saatlerde giden, psikolojisi bozulan banka çalışanları rüyalarında “ kredi kartı, altın, fon, hisse senedi” satamama kabusu yaşar.

Bankaların lobileri çok güçlü olduğundan, çalışanların sorunları Ankara'ya gitmez.

Gitse de işlem görmez.

Bankadaki kölelik, “ Kol kırılır, yen içinde kalır ” zihniyeti ile dışarı aktarılmaz.

Banka sınavlarını verip, üstüne Bodrum gibi dillerdeki tatil beldesinde çalışma imkanı bulanların keyiflerine diyecek yoktur.

Ne yazık ki, banka şubesinden içeri adım atıldığında tüm hayaller yıkılır.

Tatil, sadece banka içindedir.

Yemek için.

Sigara için.

O da müdürün gözüne fazla batmamak şartıyla.

Yaz sıcağında takım elbise ile müşteri gezmek.

Geç saatlere kadar bankada parasız mesaiye kalmak.

Hafta sonunda da gene banka işleri ile uğraşmak.

Dünyanın merkezinde yaşayıp, dünyaya uzak kalmak.

Tatilin ortasında olup, tatil yapamamak.

Gözünü çevirdiği her yerde denizi görüp, girememek.

Kumlarda güneşlenememek.

Cennette cehennemi yaşamak.

Bankacıların sorunları dağlar gibi…

Görünen o ki; bu sorunları anlatmaya devam edeceğiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *