Basisen ve Metin Tiryakioğlu
Bankacılık sektörü, patronlar için ışık saçıyor.
Amerika ve AB ülkelerinde bankalar sapır sapır dökülürken, Türkiye'de faaliyet gösteren yerli yabancı bankalar açıkladıkları karlar ile dudak uçuklatıyorlar.
Allah nazardan saklasın.
2000'i unutmadık.
Hoş, banka patronlarına gene bir şey olmadı.
Batan bankaların faturası Türk halkına çıkarıldı.
Hortumcuların keyfi yerinde.
Dileğimiz; bankalarımızın karlarının daha fazla olması.
İtirazımız; bu karın halkımızı kredi kartı ve her gün yenileri icat olunan yüzlerce işlem vergisi ile ve çalışanların emeklerinin sömürülmesi ile kazanılmasına.
Banka karlarının en büyük kısmını komisyonlar oluşturuyor.
Hani; bankaya para yatırırken, çekerken, kredi alırken, kredi öderken ve benzer işlemler sırasında alınan komisyonlar.
Bu konuya daha sonraki yazılarımızda değiniriz.
Asıl konumuz işçi hakları.
BASİSEN Başkanı Metin Tiryakioğlu aradı.
Kibar bir beyefendi.
Çalışanların sorunlarını dile getirmek için bankaya yemeğe davet etti.
Klasik kuru fasulye karavanamızdan tatması için biz de gazeteye çağırdık.
Orta yol olarak, yemeği erteleyip sorunları-çalışmalarını-mücadelesini elektronik posta ile göndermesi konusunda anlaştık.
Sağ olsun göndermiş.
Önceki yazıda belirtmiştik. BASİSEN'in 40 bine yakın üyesi var.
Türkiye'de 44 banka faaliyet gösteriyor.
BASİSEN 6 işletmede örgütlü; Türkiye İş Bankası, Şekerbank, Bank Mellat, Arap Türk Bankası ve Habib Bank…
Akbank ve Vakıflar Bankası'da eklendiğinde örgütlü işletme sayısı 8'e çıkıyor.
Tablo vahim.
36 işletmede, çalışanların haklarını koruyacak örgüt yok.
Türkçesi; banka çalışanlarının üçte ikisi sendikasız.
Tiryakioğlu'da isyan ediyor:
"Yabancı finans kuruluşlarının sahip ya da ortak olduğu bazı bankaların AB ülkelerinde bulunan diğer işyerlerinde sendikal örgütlülük ve toplu iş sözleşmesi düzeni bulunmakta iken, aynı işletmelerin ülkemizdeki işyerlerinde örgütlülük ve toplu iş sözleşmesi düzeni yok.
Çalışma yaşamında sendikal örgütlenmelerin yetersiz düzeyde kalması, demokratikleşmenin önünde önemli bir engel oluşturmaktadır.
Bu durum, Avrupa Komisyonu'nun, İlerleme Raporu"nda da yer alıyor."
Örgütlenme, bankalar arasında haksız rekabet yarattığı gibi " Kölelik Düzeni"nin kurallarını da belirliyor;
"Düşük ücret.
Keyfi işten çıkartma.
Çalışma saatleri dışında uzun sürelerle çalıştırma.
Fazla mesai ödememe.
Hafta tatilinin olmaması.
Yıllık ücretli izinleri kullandırılmaması.
Sosyal yardımlardan yararlandırılmaması."
Bu sorunların giderilmesi için Metin Tiryakioğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan teşmil ( Genişleme) talebinde bulunmuş.
Başta, yabancı sermayeli bankalar olmak üzere yoğun lobi faaliyeti ile bu genişleme talebine olumsuz yanıt vermişler.
BASİSEN, 2010 yılında yeni bir genişleme başvurusunu hükümetten talep etmiş.
Bir yıl süren bakanlıklar ve ilgili kurumlar arasındaki yazışmalardan sonra bu talep reddedilmiş.
Neden; Kölelik düzeninin devam etmesi için.
İnsanlık dışı çalışma şartları, AB normlarına aykırı.
Bizi her konuda eleştiren AB, konu kendi sermayesinin Türkiye'deki karları olunca, işçi haklarının ihlalini görmezden geliyor.
Yabancı bankanın piyasa değeri, Türkiye'deki iştirakinin değerinden az.
AB lorları paranın tadını almış.
Bizim lordlar da onları takip ediyor.
Sendikasız bankacılık, dikensiz gül bahçesi.
Diyeceğiz de, sendikalı bankalarda da durum çalışanlar açısından pek parlak değil.
Çalışma saatleri ve mesai alamama onlarda da sorun.
Metin Tiryakioğlu, açık yürekle banka çalışanlarının sorunlarını dile getirmiş.
Sorunlar boyutunda aynı düşüncedeyiz.
Çözümler ve sendikanın yeterliliği konusunda ise aynı görüşte değiliz.
Gönül isterdi ki Sayın Tairyakioğlu, geçmişte olduğu gibi ulusal gazetelere tam sayfa ilan vererek bu sorunları dile getirsin.
Yabancı bankacıların ipliğini pazara çıkarsın.
BASİSEN'in parası var.
Gücü var.
Yeter ki Sayın Tiryakioğlu karar versin.
Bu arada sormak isteriz;
Gönderdiğiniz açıklamadaki BASİSEN'e üye listesinde Halkbank'ın adına rastlayamadık.
Halk Bank üyeniz mi değil mi!
BASİSEN'E üye bankalarda çalışma saatleri ne kadar.
Banka çalışanları ekranlarını kaçta kapatıyor.
Fazla çalışma için mesai alıyorlar mı?
Kart ve benzeri konularda pazarlama için zorlama var mı?
Hafta sonu izinleri kullanılıyor mu?
Yıllık izinler kullanılıyor mu?
Çalışanların 1996 yılından itibaren ödenmeyen fazla çalışmaları işten ayrılması halinde ödeniyor mu/ödenecek mi?
Çalışanlara işe girişte, fazla çalışma saatleri konusunda bir hak iddia etmeyecekleri konusunda belge imzalatılıyor mu?
İş bitmeden gidilmeyecek baskısı var mı? Bu konu, sözleşmede de belirtiliyor mu? İş bitene kadar olan çalışmanın mesai kısmı ödeniyor mu?
BASİSEN olarak, bankaların ödemedikleri fazla çalışma saatlerinin geri ödenmesi konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Soru çok.
Sayın Tiryakioğlu'nun yormamak lazım.
Görünen o ki; gazetede kuru fasulyeye kaşık sallayacağız.
