Kuran'da Vatan Sevgisi...
Vatan sevgisi; yüreğimizi sımsıcak saran en nezih sevgilerden biridir.
Dinimizde de çok büyük önemi vardır.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V), hicret esnasında Mekke'den ayrılırken, ''Hezreve'' denilen mekanda devesini durdurdu, doğduğu ve çocukluk yıllarından beri yaşadığı Mekke şehirine son kez hüzünle baktı, baktı, Ve şöyle buyurdu:
''Ey Mekke; ''vallahi sen bana Allah'ın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Allah'ın katında en sevgili olanısın.
Bana senden daha sevgili, daha güzel yurt yoktur. Çıkarılmaya mecbur olmasaydım, seni asla terketmezdim. Senden başka yerde yurt ve yuva tutmazdım.'' (Peygamberin hayatı)
Bizimde uğrunda binlerce şehit verilmiş, içinde binlerce masum yaşayan vatanımız, şüphesiz göz nurumuz, baş tacımızdır. Vatan edinilmiş bir toprağa düşman gözünün eğri bakması bile o vatanda yaşayan herkese savunma hakkı verir.
Vatan için ölmek bir borç olur:
Merhum Mehmet Akif'in ifadesiyle:
''Sahipsiz olan vatanın batması haktır.
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.''
Yüce Türk Milletininde, uğrunda şehidler vererek, vatan edindiği toprakları koruması ve savunması en tabii hakkıdır. Toprağı vatan yapan sır da, toprağı savunma hakkı veren temel de budur.
Şairin dediği gibi;
"Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır."
İçinde çoluk, çocuk, genç, yaşlı, ihtiyar, kadın, erkek, hasta, binlerce masumun ve günahsızın barındığı vatan topraklarını düşman istilasından kurtarmak için çalışmak, bunun için askerlik eğitimi almak, bunun için nöbet beklemek, iç ve dış barışı korumak için çalışmakla beraber, gerekirse; ''vatanını savunmak ve bunun için ölmek dini bir terbiyenin getirdiği üstün ahlaki faziletlerdendir.''
Bir Müslümanın vatanı için ölmesi, din için ve Allah için ölmesinin aynısıdır.
Vatan için ölene de şehitlik rütbesi vermiştir.
Cenab-ı Hak buyurur ki;
"Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz.
Çünkü Allah, adaletli olanları sever.
Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır."(Mümtehine Suresi, 8-9)
Diğer bir ayette;
"Onlara karşı gücünüz yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Allah yolunda sarf ettiğiniz herşey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir.''
(Enfal, 60)
Asr-ı Saadetin dilinde; "besili at" ve "kuvvet" hazırlanması gerektiğinden bahsetmekle, konuyla ilgili ileri teknolojiyi teşvik ederek, savunma amaçlı "tank, " "füze", "top" ve "bomba" gibi üretmede gafil olmamamız gerektiğini vurgulamaktadır.
Ayette geçen "besili at" ifadesi; moderin silahlara sahip olmaktır. Yine aynı yerde geçen "kuvvet" tabiri; vatan savunması için savaş malzemesi olabilecek çapta bütün imkanlar'a sahip olmaktır.
Vatan, Yüce Türk Milletinin sevdasıdır:
Efendimiz, şöyle buyuruyor:
''Allah rızası için bir gün nöbet beklemek, dünya ve dünyadakilerden hayırlıdır.'' (Buharı)
Merhum Şairimiz, Mehmet Akif;
''Enbiya yurdu bu toprak, şüheda burcu bu yer.
Bir yıkık türbesinin üstüne Mevla titrer.''
Şanlı ecdadımızın vatan sevgisine işte bir misal daha:
''İstanbul'un fethi gerçekleştiğinde Türk askerleri Ulubatlı Hasan'ın başında, 30-40 kadar ok saplanmış vücuduna bakıyorlardı…Sultan Fatih Han, Ulubatlı Hasan'ın başı ucunda dua ettikten sonra yanındakilere:
''Eğer Sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim'' buyurmuştur. (Türklerin Altın Kitabı)
Milli birliğimizin en temel taşlarından biri olan ''Vatan'' sevgisi dini ve milli bir görevimizdir.
Vatanını seven, insanını da sever. Vatanını seven kimliğini, bayrağını, sancağını, ordusunu, askerini, devletini canından aziz bilip sever.
Çanakkale'de gözlerini kaybeden yiğit Mehmetçiğe paşa sorar:
''Evladım gözlerini kaybettin''.
Asker şu cevabı verir:
''Üzülmeyin paşam; gözlerimi, göreceklerimi gördükten sonra kaybettim.''
Vatan; ''Türk Milletinin sevdasıdır, anasıdır, namusudur...''
