SEKİZ SAATTEN FAZLA ÇALIŞMA YASAK
Kim demiş, Çalışma Bakanı çalışmıyor, diye.
Adı üstünde…
Çalışma Bakanı.
Boş Oturma Bakanı değil.
Çalışma Bakanı ne yapar.
Çalışır.
Başka;
Sosyaldir.
Başka;
Güvenliklidir.
Yani; çalışma hayatının olmazsa olmazıdır.
İşveren ve işçi arasında hayati köprüdür.
İşçiyi kollar.
İşverene de rahat çalışma koşulları hazırlar.
Ancak, işçi haklarını vermeyen işverene de hayatı çekilmez hale getirir.
Bakan geçtiğimiz günlerde bir kükredi…
Yer gök inledi!
Kükreme, koridorlardan dışarı taştığında iş teftiş müfettişleri hemen yola koyuldular.
İlk durak, İzmir oldu.
Aydın ve Muğla’da aynı günlerde müfettiş akınına uğradı.
Çünkü İstanbul ve Ankara’da otel yoktu.
Kayseri’de yoktu.
İzmit’te yoktu.
Tüm oteller; İzmir’ deydi.
Hadi; kalbimizden fesadı silelim.
Ve İzmir’de ki otellerle ilgili çok fazla şikâyet geldi, diyelim.
Diyelim de, bu da fazla saflık olur.
Silinse de bellekten çıkmayan fesat,
Akla şu soruyu getiriyor;
“İstanbul ve diğer illerden hiç şikâyet gitmiyor mu?”.
Neyse konumuz; iller değil.
Şikâyetler, otel çalışanlarının ödenmeyen fazla mesaileri.
Bu durum; İş Yasası’nın 63.maddesine aykırı.
Bakanlık işi sıkı tutuyor.
İlk belirlemelere göre; otellerde kat hizmetleri dışında kalan bölümlerde (Mutfak, restoran, resepsiyon, bar) günlük fiili çalışma 12–13 saati aşıyor.
Bakanlık, otel çalışanlarına yönelik bu haksız uygulamanın takibinde ısrarlı.
Bakan Faruk Çelik; otellerde 8 saatten fazla işçi çalıştırılmaması konusunda kararlı.
Özetle; işveren işçilerini 8 saatten fazla çalıştırırsa mesai ücretlerini ödemek zorundadır, diyor.
Çelik’i kararlı tutumunda dolayı tebrik ediyoruz.
Öncelikle; işçilerin ödenmeyen mesailerini bir kenara bırakacak olursak, fazla çalışma çalışanların sağlığını bozuyor.
Genç yaşlarda çalışma hayatından uzaklaşıyor.
Hükümeti ilgilendiren durum ise; fazla çalışmaların sağlık harcamalarını artırması.
Bir anlamda işveren, işçileri köle gibi bedavaya çalıştırıp cebini doldururken, fazla çalışma nedeniyle sağlığı bozulan ve bu nedenle de sağlık harcamaları artan çalışanlar bütçeyi deliyor.
Bakan Çelik’i fazla mesai konusundaki titiz çalışmalarından dolayı bir defa takdir ediyoruz.
Sormadan da edemiyoruz.
Sayın Bakanım; banka çalışanları insan değil mi?
Günde 12-13 saat çalışmak onların sağlığını bozmuyor mu?
Banka sahipleri ki; neredeyse tamamı yabancı (yerliler de bize yabancı) bankalar elemanlarını mesai ücreti ödemeden yıllardır 12–13 saat çalıştırıyorlar.
Yetmiyor, bir de hafta sonları çalıştırıyorlar.
Neden onlara müfettiş gitmiyor.
Gidiyor da biz mi bilmiyoruz.
Bankacılık lobisi çok güçlü.
Arkaları taş gibi.
Reklam gücü nedeniyle medya
Bankalar aleyhine haber yapamıyorlar.
Yüz binlerce banka çalışanın yerli-yabancı banka patronları tarafından sömürülmesine sessiz kalıyorlar.
Bir hesap yapın, milat olarak da 2000 yılını alın.
Bankaların elemanlarına ödemediği fazla çalışma saatlerini hesaplayın.
Hesap makinesi rakamları almazsa şaşırmayın.
Banka çalışanlarına ödenmeyen milyon değil, milyar dolarlar banka patronlarının cebine ve de yurt dışına gidiyor.
Bankacıların ekranı açtıkları ve kapadıkları saatler bellidir.
Bir yiğit çıksın.
Bankaları denetlesin.
Ve ödenmeyen mesaileri patronlara ödetsin.
Mümkün mü?
Türkiye’de değil.
Bankacıların üzerine gidip, onlara bu faturayı ödetecek bir yürek yok.
Varsa ortaya çıksın.
Bu sömürüden sadece iktidar değil, muhalefette sorunlu.
Konuyla ilgili ne zaman Meclis’e soru önergesi verilmiş.
CHP ‘yi anlamak mümkün.
İş Bankası yönetiminde CHP’liler var.
BASİSEN sendikası da İş Bankası’nın.
Acaba, CHP milletvekilleri vahim olayın farkındalar mı?
Hiç sanmıyorum.
Otellere güç yetiyor.
Bakan, müfettişleri gönderiyor.
İlk durak olarak da ilginçtir İzmir’i seçiyor.
Oteller, kölelik zincirinin son halkası.
İlk halkası bankalar.
“İşçiler 8 saatten fazla çalıştırılamaz” diyen Bakan Çelik’in bu kararlı tutumunu banka çalışanları için de göstermesi gerekiyor.
Yoksa İzmir’de başlayıp, Aydın ve Muğla’da devam eden denetimler bir şov ve iktidara ait olmayan belediye sınırları içerisindeki işletmelere yönelik şovdan öte gitmez.
