Tarihi "Don" Davasından Sonra, Tükürük Davası
Siyaset bir dönem;
"Külot davası" ile sarsıldı.
Yargıçlar, çekmecede ciddi bir kanıt bulmuşlardı.
" Kadın külotu"
Yassıada'nın gündemi yeni kanıt ile değişti.
Gazeteler, " Kadın külotunu" manşete çekti.
-Külot kimin?
-Külot ne renk?
Kamuoyu, Adnan Menderes'in neyle suçlandığını unuttu.
Ortada tek bir suç görünüyordu;
"Çekmeceden çıkan kadın külotu"
Menderes, asıldı.
Kamuoyu,
"Külot davasını" unutmadı.
Şükürler olsun;
Futbol Federasyonu'nun başına Yıldırım Demirören geçti.
Yassıada'nın meşhur "Külot Davası",
" Tükürük Davasına" dönüştü.
Kim tükürdü?
Kime tükürdü?
Neden tükürdü?
Tükürük kaç metre uzağa gitti/
Yüze bulaştı mı?
Sorular çok.
Cevap yok.
Daha doğrusu ortada tükürük ne var ne yok!
Hakem;
" Yüzüme tükürdü" diyor.
İşte bu önemli.
Tükürük yüze geldi mi?
Gelmedi mi?
Yani, tükürük hakemi es mi geçti!
Yoksa tam isabet yüzüne mi? Oturdu.
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Raul Meireles, iyi bir oyuncu.
Futbol kalitesi tartışılmaz.
Serbest vuruşları düzgün.
Atışları gole çeviren bir oyuncu.
Raul, hakeme çok yakındı.
Bu da demektir ki, tükürüğün hakemin suratının ortasına yapışması lazım.
Yapıştı mı.
Hakem hareket sonrasında,
Hakem eliyle yüzünü sildiğine göre,
Yarabbi şükür dediğine göre yapışmış gibi.
Şansal Büyüka, her açıdan çekimleri yavaşlatarak ekrana getirdi.
Hakemin suratında tükürük görülmedi.
Hakem ısrarlı;
- Bana tükürdü.
Raul, itiraz ediyor;
-Tükürmedim.
Şansal, tükürüğü ekrana getirmek için çabalıyor.
Netice yok.
Acaba, Raul kuvvetli bir nefesle tükürük savurduğunda hakemin ağzı mı ?Açıktı.!
Alınan ilk karara göre;
Raul Meireles'e 11 maç ceza verildi.
Ortalık ayağa kalktı.
Tükürük davası, yerleşmek için en iyi kebap yapan şehrimizi arayan Patriotları unutturdu.
Portekiz Futbol Federasyon Başkanı rest çekti:
- Bu ceza verilirse, Türkiye Portekizli futbolcu göndermeyiz.
Meireles'in arkadaşları:
-Orası Uganda'mı… Diye tepki gösterdiler.
Dava Tahkim'e gitti.
11 maç ceza 4 maça düşürüldü.
İlk itirazı Galatasaray yaptı;
- Hakem raporlarına rağmen yapılan bu indirim, yalnız kamu vicdanına değil, sporda adaleti sağlamakla görevli hakemlik müessesesine de vurulmuş büyük bir darbedir.
Tükürük davası; Aykut Kocaman'ın istifasını da gölgeledi.
Cim bomlar bu açıklamanın ardından öldürücü darbeyi vurdu.
- Futbol tarihimize yıllarca üzerimizden atamayacağımız bir leke daha sürülmüştür.
Ne demiş büyükler;
- Böyle başa, böyle tarak.
Futbolun en başında kim var?
Yıldırım Demirören.
Demek ki fazla söze gerek yok.
Gene de bir iki hatırlatma yapalım.
Demirören, futbolda etik kurallardan bahsediyor.
Avrupa kapıları yüzlerine kapanmasın, diye de futbol kulüplerini, bu kurallara uymaları için uyarıyor.
Daha dün, kolej takımı Beşiktaş'ın başına geçerek;
İçini oyan.
Kulübü, ödeyemeyeceği borçların içine sokan.
Nasıl olduysa, nereden bulduysa
Beşiktaş'ı 110 milyon lira borçlandırıp, batan gemiyi terk eden,
Hak ettiği halde Beşiktaş'ın Avrupa'ya gitmesini engelleyen , Demirören'in etik kurallardan bahsederken önce aynaya bir bakması lazım.
Türk futbolu onun döneminde hiç böyle aşağılanmadı.
Meireles, tükürdü/tükürmedi.
Tahkim cezayı 4 maça düşürdü.
Ne önemi var.
Hakemin yüzüne isabet etmeyen veya eden tükürüğün adresi;
Futbol Federasyonudur.
Tahkim Kuruludur.
Hakem Federasyonudur…
Ve Türk Futboludur.
Bunun başka açıklaması yok.
