Altı nasihat...
Peygamber efendimiz Hz. Ali'ye buyurdu ki;
Ya Ali! Altıyüz bin koyun mu istersin, yahut altıyüz bin altın mı veya altıyüz bin nasihat mı istersin?
''Altıyüz bin nasihat isterim.''
Peygamber aleyhisselam buyurdu ki;
''Şu altı nasihata uyarsan, altıyüz bin nasihata uymuş olursun.''
1. Herkes nafilelerle meşgul olurken, sen farzları ifa et.
2. Herkes dünya ile meşgul olurken, sen Allah'ü Te'ala'yı hatırla!
3. Herkes birbirinin ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarını ara! Kendi ayıplarınla meşgul ol!
4. Herkes, dünyayı imar ederken, sen dinini imar et, zinetlendir!
5. Herkes halka yaklaşmak için vasıta ararken, halkın rızasını gözetirken, sen Hakkın rızasını gözet!
6. Herkes çok amel işlerken, sen amelinin çok olmasına değil, ihlaslı olmasına dikkat et!
Hz. Ali, Hendek savaşında müşriklerin en azılıları ile savaştı:
Savaşın iyice şiddetlendiği 22. gün, Amr bin Abdud adlı müşriklerin en azılılarından biri, Hendek kenarlarına gelip meydana er istedi.
Müslümanlardan kimse Amr'ın da'vetine cevap vermedi. Çünkü Resulullah'tan emir bekliyorlardı. Amr'ın meydan okuması yedi kere devam etti.
Yedincide efendimiz, Hz. Ali'yi çağırıp huzuruna oturttu ve buyurdu ki;
''Ya Ali! Benim atıma bin, kılıcımı al, Amr bin Abdud'un önüne yiğitçe, cesaretle var!
Onun heybetinden, uzun boyundan endişe etme!
Ben, Hak Te'ala'dan sana yardım etmesi için, senin elinle Müslümanların, bunun şerrinden kurtulmaları için dua ediyorum.
Avını gözetliyen arslan:
Hz. Ali kılıcını kuşandı. Atına bindi. Avını gözetliyerek giden bir arslan gibi, Amr'ın önüne varıp dedi ki;
''Ya Amr! Duydum ki sen Ka'be'nin karşısında ahdetmişsin ki, Kureyşten bir kişi senden iki şey istese, birini yaparmışsın.
Evet öyle söz verdim.
Biliyorsun ben Kureyş'tenim. Senden iki şey isteyeceğim. Hiç olmazsa birini kabul et!
Birinci isteğim, Allahın birliğini ve Muhammed aleyhisselamın O'nun Resulü olduğunu kabul ve tasdik etmendir.
Bunu kabul etmiyorum, başka ne istiyorsun?
İkinci isteğim, bu iki kuvveti hallerine bırakıp, Mekke-i mükerreme'ye gitmendir.
Bunu kabul ettim, yalnız Ebu Bekir, Ömer ve Osman'ın başlarını keserim.
Ey ahmak! Benim başımı kesmeden onların başını nasıl kesersin?
Ya Ali! Sen henüz gençsin, dünyanın tadını almamışsın, ben senin başını kesmek istemem.
Ben Allah'ü Te'ala'nın yardımı ve Resulünün duası ile senin başını kesmek isterim.''
Hz. Ali'nin bu sözü üzerine Amr, atından inip
Hz. Ali'ye doğru yürüdü.
Hz. Ali de atından indi. Birbirlerine hamle ettiler.
Hz. Ali bir fırsatını bulup, Amr'ın uyluğunu, bir kılıç darbesiyle kopardı.
Artık işi bitti, diyerek geriye dönmüş gelirken, Amr, kendi kopmuş bacağını Hz. Ali'ye fırlattı.
Hz. Ali de hemen geri dönüp Amr'ı öldürdü.
Resulullah efendimiz tekbir getirip buyurdu ki;
''Ali'nin Amr bin Abdud ile bir kere karşılaşması, ümmetimin kıyamete kadar olan ibadetinden hayırlıdır.''
Dünya aldatır:
Hz. Ali'nin hikmetli sözleri çoktur.
Bunlardan ba'zıları şunlardır:
''Affetmek fazilettir. Kararlı olmak meta'dır, sahip olunan maldır.
Kararsız olmak ise, zayi olmaktır.
Yalancılık hıyanettir. İnsaf rahatlık, şer küstahlıktır. Güleryüzlülük ihsandandır.
Doğruluk kurtarır, yalan felakete sürükler.
Kanaat insanı zengin yapar, yerinde kullanılmayan zenginlik azdırır.
Dünya aldatır, şehvet kandırır. Hased yıpratır, nefret çökertir.
Akıllı kimse, günahlarını tevbe ile örtendir.
Cömert, kötülük yapana iyilikle karşılık verendir.
Alim; sözü, işine uygun olandır. Alim ilme doymaz.
Söz ilaç gibidir. Azı faydalı, çoğu zararlıdır.
