31 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

"Bir Türk Dünyaya Bedeldir"

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

EY, Türk'e ve Türk Milleti'ne karşı çıkanlar, sizlere sesleniyorum: Cumhuriyeti kuranlar, Milli Mücadele yıllarında öncelikle işgalci emperyalistlerle ve onların işbirlikçisi olan yerli güçlere karşı mücadele etmiştir. Milli Mücadele; ortak payda olan Türk Milleti adına yapılmış ve kazanılmış bir bağımsızlık savaşıdır. Milli Mücadele erkanı için "Türk Milleti" kavramı, Kürt'ü, Çerkez'i Laz'ı ayırmadan Anadolu insanının bütününü ifade etmektedir.

Bu durumda, Türklüğü ayaklar altına almaya çalışanlara inat; Türklüğü yüceltmeye, Türklüğü dünyanın zirvesine taşımaya ömrünü veren, yoktan var ettiği ve adına, "Türkiye Cumhuriyeti" dediği Türk Devleti'ni kuran, ilelebet yaşatan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, "Türk" ve "Türklük" için neler söylüyor. Birlikte okuyalım:

Benim hayatta yegane fahrım, servetim Türklük'ten başka bir şey değildir. (1923)

***

Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. (1923)

***

Bir Türk dünyaya bedeldir. (1925)

***

İngiliz ateşe militerinin sorduğu bir sorunun cevabıdır:

Anasının ve babasının asilliğiyle iftihar eden Tedoz, İtalya yarımadasına inmek isteyen

Türk Attilla'ya, barış görüşmesinden önce sormuş;

"Siz hangi asil ailedensiniz?"

Attilla da ona cevap vermiş:

"Ben asil bir milletin evladıyım!"

İşte benim cevabım da size budur!" (1920)

***

Türk Milleti, güzel her şeyi, her medeni şeyi, her yüksek şeyi sever, takdir eder. Fakat muhakkaktır ki, herşeyin üstünde tapındığı bir şey varsa, o da kahramanlıktır.

Bu sözlerim şüphesiz bugünkü uyanık Türk gençliğinin kulaklarında yüksek ve tesirli akisler yapacaktır.

Yüksek huylarına ehemmiyetle baktığım Türk çocuklarından daha az şey istemem.

Bizim başka milletlerden hiçbir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, yüksek maksatlar uğrunda ölmesini biliriz.

Millet ve biz yok, birlik halinde "Millet" var.

Biz ve millet ayrı ayrı şeyler değiliz. Ve şunu kat'i olarak söyleyeyim ki bir millet, varlığı ve bağımsızlığı için herşeye girişir ve bu gaye uğrunda her fedakarlığı yaparsa, muvaffak olmaması mümkün değildir. Elbette muvaffak olur.

Muvaffak olamaz ise, o millet ölmüş demektir.

Şu halde millet yaşadıkça ve her türlü fedakarlıkta bulundukça muvaffak olamaması hatıra gelmez ve böyle bir şey söz konusu olamaz.

(1919)

***

Felaketler, elemler, mağlubiyetler milletler üzerinde bir takım etkenlerin vücut bulmasına sebebiyet verir. Bu etkenlerin başlıcası, öyle kara günlerinde sonra milletlerin uyanması vakalarını bulması ve kendi benliğini duymasıdır.

Milletleri yükselten bu özelliklere bir etken daha ilave edelim; İntikam hissi... Milletlerin kalbinde intikam hissi olmalı.

Bu alelade bir intikam değil, hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların zararlarını yok etmeye yönelen bir intikamdır.

Bütün dünya bilmeli ki, karşımızda böyle bir düşman oldukça onu affetmek elimizden gelmez ve gelmeyecektir.

Düşmana merhamet acizlik ve zaaftır.

Bu, insaniyet göstermek değil, insanlık özelliğinin yokoluşunu ilan etmektir.

(1923)

***

Mazinin kararsız, çürümüş zihniyeti ölmüştür.

Bütün dünya bilmelidir ki, Türk Milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmağa kadirdir.

Türk, vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak, ayağa kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını artık Türk Milleti'nin farketmediğini sanmak hatadır.

(1924)

***

Bu dünyadan göçerek Türk Milleti'ne veda edeceklerinin çocuklarına kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü bu olmalıdır:

"Benim Türk Milleti'ne, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemişti,

siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz."

(1935)

***

Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Milleti duygusunun ifadesidir.

Bunu, her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini onun ebedi olduğunu göstermelidir.

Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

(1935)

***

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık.

Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek ''Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.''

Bundaki muvaffakiyeti Türk milleti'nin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlı bir şekilde yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız.

Milli kültürümüzü çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.

Daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.

Çünkü; ''Türk Milleti'nin karakteri yüksektir.

Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir.

Çünkü Türk Milleti milli birlik ve beraberlikte güçlükleri yenmesini bilmiştir.

Ve çünkü Türk Milleti'nin yürümekte olduğu ilerleme ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilimdir.

Şunu da ehemmiyetle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyet olan Türk Milleti'nin tarihi vasfıda güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.

Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besliyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.''

***

Biz, ilhamlarımızı, gökten ve görünmez alemlerden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; ''içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir.''  (1937) 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *