PKK SİLAH BIRAKIR MI?
PKK silah bırakır mı?
Bırakmaz.
Rüyada görülse hayra yorulmamalı.
Gücünü silahtan alan bir terör örgütü neden silah bıraksın.
İmralı’da yatan cani serbest kalsın diye mi?
Kandil’in umurunda bile değil.
Olması da mümkün görünmüyor.
Öncelikle varlıklarını silah gücüne ve tasmalarını ellerinde tutan sahiplerine borçlular.
Silahsız örgüt,
Sudan çıkmış balığa döner.
Uyuşturucu ticaretini PKK yönetiyor.
Tansu Çiller döneminde uyuşturucu baronları bir şekilde etkisiz hale getirilmişti ya…
İşte yurtdışındaki bu işten nemalanan,
Uyuşturucu baronlarını da etkilemişti.
Zira yurt dışında da uyuşturucu dağıtımı PKK uzantılı Kürtlerin hâkimiyetinde.
Bu uyuşturucu nemasından vazgeçmesi çok zordu.
Peki sonuçta ne oldu?
PKK silah bıraktı mı?
Bırakmadı.
Bıraksaydı,
Uyuşturucu işini kaybederdi.
Haraç toplayamaz.
Ortadoğu’da etkinliğini de kaybederdi.
Silahlar sussun.
Evlatlarımız şehit olmasın.
Bunlar güzel sözler.
Terör için harcanan milyarlarca dolar silaha değil, fabrikalara, ekonomiye aksın.
Bugüne kadar terör için harcanan paranın bedeli 500 milyar dolardan daha fazla.
Bu para ile doğu, güneydoğu yeniden kurulurdu.
Bölgede fabrikalar açılır, insanlar işsiz kalmazdı.
Böylesi bir para terörü kökünden keserdi.
Ancak 500 milyar doları silah tüccarlarına ve petrole, benzer giderlere harcadık.
Silah baronları “ Ateş kes” diyene kadar da harcamaya devam edeceğiz.
Savaşa her zaman karşıyım.
Benim gibi 75 milyon da karşı.
Bir uçağın yerinden kalkması, dağlara bomba atmasının maliyeti inanılmaz boyutlarda.
Aynı şey, helikopterler için de geçerli.
Atılan bombaların her biri on binlerce lira.
Mermilerin sayısını bilen yok.
Kısacası savaş, bir ülke için yıkıcı bir gelişme.
Barış;
Ülkeye huzur yanında, bolluk bereket ve uygarlık getirir.
Demokrasiyi geliştirir.
Gönlüm; PKK ile savaşın sona ermesinden yana.
Ancak, ne terörist başına ne de terörist yardımcısına güvenmem mümkün değil.
Nedeni, PKK değil.
Güneş Paşa döneminde PKK bitme noktasına gelmişti.
Soluk alamıyordu.
Kafasını mağaradan çıkaramıyordu.
Hatta İran sınırında topyekûn imha edilecekken,
Özal zamamında,
Ankara’dan gelen emirle asker geri çekildi.
Demek ki PKK askeri yöntemlerle çözülebiliyor.
Ancak, TSK’nin bugünkü konumu çözüm için soru işaretleri taşıyor.
PKK’nın hedefi belli.
Özerklik.
Zaten bölgede vergi topluyorlar.
Bayrakları dikili.
Hükümet de, yeni yasalar ile özerkliğin önünü adım adım açıyor.
Kısacası Serv haritası masaya yatırılıyor.
Büyük Kürdistan’ın kurulması için PKK gerekli maşa.
Barzani; Irak Merkez hükümetine kafa tutuyor.
PKK, silah bıraktım dese kim inanacak.
Bugün bıraktığı silahı, yarın tekrar eline alır.
PKK ile mücadele,
Öncelikle PKK hamileri ile mücadeleden geçer.
Bunun için de;
“ Bana çizmemi giydirmeyin” diyecek komutanlar lazım.
Var mı?
Cevap belirsiz.
Olsaydı, ortaya çıkardı.
Zaten böyle bir komutana,
Şimdiki İslamcı hükümet müsaade etmez.
PKK hamilerine ses çıkaramıyor, onları devre dışı bırakamıyorsak ne yapsak boş.
Türkiye için hazırlanan hain plan er geç uygulamaya konulacak.
Bu plana karşı koyacak kişiler Silivri’de.
Kandil’e a mail gönderenler.
Silivri’yi nedense hatırlamıyorlar.
Bu arada eski dile “Esed” aslan demek.
Eli kanlı bir diktatörü neden bir anda aslan yapıldı anlayamadım.
Acaba, aslan kan dökücü de onun için mi?
