Cennetlerin Sayısı ve Vasıfları...
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname adlı eserinde; Cennetlerin sayılarını, isimlerini, vasıflarını ve içindeki nehirleri, ağaçları, binaları, çeşitli nimetlerini, huri ve gılmanı dört bölümde bildirir.
Birinci bölümde; cennetlerin isimlerini, vasıflarını ve içinde akan ırmakları meyvalı ağaçları, yüksek köşkleri ve güzel elbiseleri beyan eder.
Tefsir ve hadis alimleri ittifakla şöyle bildirmişlerdir: ''Allah'ü Te'ala Arş ve Kürsi altında yedi kat göklerin üstünde Arşı nuru ile birbirinden yüksek sekiz cennet yaratmıştır. En yükseği Alla'ü Te'ala'nın görüleceği Adn Cennetidir.''
''Birinci Cennet, beyaz inciden Darü'l-Celal'dir.
İkinci Cennet, kırmızı yakuttan Darü'l-Selam'dır.
Üçüncü Cennet, yeşil zebercedden Cennetü'l-Me'va'dır.
Dördüncü Cennet, sarı mercandan Cennetü'l-Huld'dur.
Beşinci Cennet, beyaz gümüşten Cennetü'l-Na'im'dir.
Altıncı Cennet, kırmızı altından Cennetü'l-Firdevs'dir.
Yedinci Cennet sarı miskten Cennetü'l-Karar'dır.
Sekizinci Cennet, el değmemiş inciden Cennetü'l-Adn'dir.''
Adn Cenneti etrafı surlarla çevrili bir şehrin ortasında olan bir dağın üzerindeki iç kale gibi, bütün cennetlerin dahilinde ve ortasında olduğu için hepsinde yüksek ve şereflidir.
Cennetlerdeki nehirlerin çoğunun kaynağı burasıdır. Sözünün eri olanların ve Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen hafızların makamı ve Allah'ü Te'ala'nın zatının tecelli ettiği mahaldir.
Her Cennetin, uzunluğu ve genişliği yüz yıllık yol alan birer kapısı vardır.
Her kapı iki kanatlıdır. Kanatlar yekpare sarı altından yapılmış, üzerine çeşitli renklerdeki cevherlerle işlenmiş, binlerce nakışlarla süslenmiştir.
Birinci Cennetin kapısı üzerinde;
''La ilahe illallah Muhammedün Resulullah'' yazılıdır.
Diğer kapıların üzerinde; ''La ilahe illallah diyene azab etmem'' ibaresi vardır.
Cennetlerin toprağı misk, taşı cevher, bitkisi renk renk çiçekler ve kırmızı zaferandır.
Binaların bir kerpici altın, bir kerpici gümüş ve çamuru anberdir.
Kasırları el değmemiş inciler, köşkleri sarı yakuttur. Kapıları mücevherden olan her kasrın önünden dört nehir akar. Bir ab-ı hayat; ''hayat suyu'', biri halis süt, biri tertemiz şarap, biri de saf bal'dır.
Nehirlerin etrafı meyvalı ağaçlarla dopdolu ve süslüdür.
Cennetlerdeki ağaçların dalları kurumaz, yaprakları dökülüp çürümez, meyveleri tükenmez, daima yenmek için hazırdır.
Birbirinin içinde gittikçe yükselen sekiz cennette daha bir çok nehirler vardır:
Biri Rahmet nehridir. Bütün cennetleri dolaşır suyu hepsinden saf, baldan tatlı kardan beyaz kumu inciden güzeldir.
Cennet nehirlerinden biri de Kevser Irmağıdır.
Hakk Te'ala bu nehri Habib-i Ekrem (s.a.v.) hazretlerine vermiştir.
Nitekim Kevser suresi birinci ayet-i kerimesinde ona; hitab ederek; ''Biz sana Kevser'i bağışladık'' buyurmuştur.
Kevser Irmağının genişliği üçyüz fersahtır.
Kaynağı Arşın altında olup, Sidreden geçerek Firdevs Cennetine dökülür. Yaydan atılan ok gibi akarak sür'atle Firdevs'i A'la'yı ve altındaki cennetleri dolaşır.
Rengi sütten beyaz, tadı şekerden tatlı, anberden daha güzel kokuludur.
Ondan bir kere içen bir daha susamaz, hiçbir illet ve hastalık görmez, tadı damağından hiç gitmez.
Birinci cennetin kapısı yanında kevser nehrinin kenarında renkli cevherlerden yapılmış, yıldızların sayısından daha çok kaseler vardır.
Haşir günü bütün ümmetlerin toplanmasındanve Cehennem üzerindeki Sırat'ın geçilmesinden sonra Habib-i Ekrem (s.a.v.) Cennete girmeden önce ümmeti ile Kevser Irmağından içeceklerdir.
Kevser Nehrinin dört bir yanında taze incilerden ve kırmızı yakuttan iç içe sıralanmış yüksek ağaçlar vardır.
Bu ağaçların dalları çeşşitli seslerle nağmeler çıkarırlar. Dalların üzerinde cins cins kuşlar, çeşitli lisanlarla teşbih çekerler.
Cennet nehirlerinin diğerleri; Kafur Nehri, Tesnim Nehri, Selsebil Nehri ve Rahik-i mahtum ''mühürlü duru ve temiz şarap'' Nehridir.
Cennetler içinde bu nehirlerden başka akan binlerce nehirler ve etraflarında yüzbinlerce yüksek ağaçlar ve güzel meyvalar vardır.
Cennetteki mü'minler için sündüs; ''sündüs, parlak renkli, çiçekli, sim işlemeli, nakışlı olarak dokunmuş ipek kumaştır'' ve istebrak, ''istebrak ise, sırma işlemeli kaba kumaştır'', gibi kumaşlardan yapılmış binlerce kıymetli elbiseler, milyonlarca lezzetli yiyecek ve temiz içecekler vardır ki, sayısını ancak Hakk Te'ala bilir.
Cennetlerin eni, yani cennetlerin sekiz surundan ikisinin arası yer ve göğün uzunluğu kadardır. Cennetin boyunu ise, ancak Allah'ü Te'ala bilir. Cennetlerin dereceleri, Kur'an-ı Kerim'in ayetlerinin sayısı olan, altıbin altı yüz altmışaltı derecedir.
Her iki derece arası da beşyüz yıllık yoldur.
Cennet ehli, ezberlediği ayet-i kerime sayısınca dereceye kavuşur. Böylece Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen hafızlar Cennet derecelerinin en yükseğine yani Adn Cennetinin ortasına kavuşurlar.
