Dua İbadetin Özüdür...
Dua, kelime olarak çağırmak, davet etmek, dilemek, istemek gibi anlamlara gelir.
Terim olarak dua, yaratılmış insanın bütün benliği ile Yüce Allah'a yönelerek ondan istek ve dilekte bulunması demektir.
Dua yalnızca Allah'a yapılır:
Dua, yalnızca Allah'a yapılır. Yüce Rabb'imiz Kur'an'da; ''Gerçek dua ancak onadır...''
(Ra'd suresi, 14) buyurmaktadır.
Dua, Yüce Allah ile kurulan bir konuşma, bir diyalogdur:
Dua; insanın, Yüce Allah'a seslenmesi, ondan dilekte bulunması, sevincini, üzüntüsünü onunla paylaşması, iletişim kurması ve ona sığınmasıdır. İnsan, kendi acizliğinin, güçsüzlüğünün farkına vardığı her durumda güçlü, yüce bir varlığa durumunu arz etme ve ondan yardım isteme ihtiyacı hisseder.
Böyle durumlarda sonsuz bir güç ve sevgiyle evreni kuşatan Yüce bir varlığın olması onu rahatlatır.
Hiçbir kaygı ve korku taşımadan her türlü dileğini ona bildirir.
Bu bakımdan dua, Yüce Allah ile kurulan bir konuşma, bir diyalogdur.
Sınırlı, sonlu bir varlık olan insanın, özel bir iletişimle sınırsız ve sonsuz kudret sahibi Yüce Allah'a halini, isteklerini sunmasıdır.
Yani, dua eden insan Allah'a durumunu bildirirken onunla konuşmakta, aracısız doğrudan, kendi durumunu bizzat kendisi anlatmaktadır.
Dua niçin ibadetin özüdür:
Çünkü dua; yakınlık ve sevgi temeli üzerine kurulan, insan ile Allah arasında iletişimi sağlayan ve güçlendiren en önemli ibadettir.
Bu nedenle dua, ibadetlerin özü ve en değerlisidir.
Dua, insanın Allah ile arasındaki iletişimi daha canlı ve sürekli hale getirir
Dua eden insan, Allah'ın üstün gücü ve insana verdiği değer karşısında ona olan ihtiyacını kalbinin derinliklerinde hisseder.
Böylece Allah'a sevgisini ve saygısını somut bir şekilde gösterir.
Bu durum onu Allah'a yakınlaştırır.
İnsanın Allah ile arasındaki iletişimi daha canlı ve sürekli hale gelir.
Her an onun varlığının farkında olması insana yaşama sevinci verir.
Özetle dua insan ile Allah arasındaki iletişimi sağlayan en önemli ibadettir.
Bu nedenle ibadetlerin özü ve en değerlisidir.
İnsan hangi dilde ve ne şekilde dua ederse etsin, Allah onu duyar ve dualarını kabul eder. Duanın içten, samimi, bilinçli, sürekli olması gerekir.
İnsan, sevinçli-üzüntülü, mutlu-mutsuz olduğu anlarda her zaman ve her yerde dua edebilir.
Bir başka varlığa ihtiyaç duymadan, Allah'la aracısız iletişim kurarak isteklerini kendisi iletebilir.
***
De ki; Duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?…''(Furkan;77)
Sizi yaratan, akıl ve beden bahşeden, ruhunuza çeşitli zevkler yaşatan Allah'a yeterince yakın mısınız?
''Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz.
Biz ona şahdamarından daha yakınız.''
(Kaf; 16 )
''Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki, Ben onlara pek yakınım.
Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm.
Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki, irşad doğru yolu bulmuş olurlar.
(Bakara;186)
Rabbiniz dedi ki; ''Bana dua edin, size icabet edeyim.''
(Mü'min Suresi; 60)
Unutmamak gerekir ki Allah, insanın aklından geçirdiği dua mahiyetindeki tek bir düşünceyi dahi karşılıksız bırakmaz.
Duaya icabet, duanın aynen gerçekleşmesi anlamına gelmez.
''İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua eder, insan pek acelecidir.''
(İsra; 11)
Duada istenilen şeyin geciktirilerek verilmesi, ya da istenilen yönde icabet edilmemesi Allah'ın, kullarının sabrını ve tevekkülünü bir denemesi ve onları imani yönden olgunlaştırması anlamına da gelebilir.
Dua ile ilgili çok önemli bir konu daha vardır: Sözlü duanın yanı sıra, kişinin fiili olarak da çaba göstermesi oldukça önemlidir.
Örneğin üniversite sınavını kazanmak için dua etmekle beraber, fiili bir çaba olarak sınav başvurusu yaparak ve düzenli bir çalışma ile sözlü duayı desteklemek gerekir.
Allah her şeyi bir sebep sonuç ilişkisi ile yaratmıştır.
''Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir?
Eğer dilemiş olsaydı onu durgun kılardı.
Sonra biz güneşi ona bir delil kılmışızdır.''
(Furkan; 45)
Allah gölgeyi yaratmış ve güneşi de ona delil kılmıştır. Sonuca ulaşmak için sebeplere uygun olarak gerekli tedbirleri almak, ancak bunları etkili kılacak olanın Allah olduğunu bilerek, sabır ve tevekkülle sonucu Allah'tan beklemek en doğru tavır olur.
Kainatı yoktan var eden Allah için, yaşayan milyarlarca kulunun duasına icabet etmek çok kolaydır.
Yeter ki bizler, bütün gücün Allah'a ait olduğunu bilerek, her duamıza icabet eden Rabbimizin dilemesi dışında hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini ve bir şeyin olması için ona yalnızca; ''Ol'' demesinin yeterli olduğunu unutmayalım.
''Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.''
(Tekvir Suresi; 29)
