O KÜRŞAT BAKIŞLI BİR TÜRK BOZKURTUDUR, O KAHRAMAN BİR TÜRK ASKERİDİR
Kahraman kime denir?
—Ömür değil, onur, diyenlere.
Zorbaya baş eğmeyenlere.
Başını her daim dik tutanlara.
Lügatinde, yalakalık yazmayanlara.
Despota ; “ Efendim” demeyenlere.
Hainin uzattığı eli sıkmayan;
Uzman Çavuş Zihni Koç gibi yiğitlere.
Bir bakış.
Sadece bir bakış.
O fotoğrafı çeken muhabir; ödülü hak etti.
O bakışı gazetesinin manşetine çeken yayın müdürü de övgüyü.
İnternet, o bakışla yıkıldı.
Paçavra bayrak ve bebek katilinin posteri karşısında teröristlerle pazarlık masası resimleri ile kırılan
Onurumuz, gururumuz o bakış ile onarıldı.
Cesaret dolu bir yüreğin, yüze yansıyan öfkesi ile teröristin uzattığı eli geri çeviren Zihni Koç sayesinde Türk milletinin ilelebet payidar olacağını herkes bir defa daha öğrendi.
Bırakın tek bir insanı.
Tek bir bakış yetti bunun için.
Bebek katili;
ABD,
AB ülkeleri,
Türkiye’deki hainler bir bakış sayesinde boşa çabaladıklarını anladılar.
Bir uzman çavuş, generallere ders verdi.
Genel Kurmay Başkanlarına ders verdi.
—Yok, tanklar eksikti, güzergâhtan gittik, gibi laf kalabalığı yapanlara ders verdi.
Zor ve zorba karşısında nasıl dik durulacağını gösterdi.
Adam gibi adamın nasıl olacağını;
Kendisini unutan devleti;
—Asker olduğumuzu unutmadık, devletin bizi kurtaracağına adım gibi emindim, diyerek gösterdi.
Çünkü Zihni Çavuş bir askerdi.
Mesleğe girerken vatan için ölmek ve öldürmek gerektiğini biliyordu.
Esir düşmek ona ölmekten ağır geldi.
Bebek katili, İmralı zabıtlarında;
— Asker, MİT gibi dik duramadı, diyerek acı da olsa bir gerçeği açıkladı.
Zihni Çavuş, bir bakışı ile
Silivri’de yatan paşalar,
Onları Silivri’de unutan paşalar,
Emekli olup, ifade vermekten çekinen paşalar adına
“Bebek Katili”ne cevap verdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir askerin gerektiğinde nasıl dik duracağını gösterdi.
Bırakın Türkiye’yi dünyayı ayağa kaldıran bakışın sahibi Zihni Çavuş’un ilk işi, birileri adını ağzına almaktan çekindiği Türk bayrağını öpmek oldu.
Teröristler, esirleri tutanakla serbest bıraktılar.
Bu tutanak onların duvarlarını süsleyecek, sınıf atlatan bir diploma.
Teslim edilen 8 esir arasında kaymakam adayı, polis ve askerler vardı.
Hükümet, tutanakla serbest bırakılan 8 kişiyi kamu görevlisi olarak gösterdi.
Esir askerlerin ilk işi ailelerinin yanına koşmak oldu.
İlginçtir, askerlerin birliklerine teslim olmadan ailelerinin yanına koşmaları hoş karşılanmadı.
Doğu ve Güneydoğu’da askerlerin Kabul Toplanma Merkezi’nde toplandıktan sonra birliklerine teslim edilmesi öngörülmesine rağmen esir 6 askerin bu emre uymadıkları belirlendi.
Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri, askerlere” Emre itaatsizlik” ten ceza verilebileceği söyleniyor.
Aylarca yerin altında esir tutulan askerlerin aileleri ile hasret gidermeleri, kucaklaşmaları neden suç oluyor.
Tek bir açıklama var.
Kara mizah.
3 rehine hala kurtarılamadı.
Onlarla ilgili açıklama yok.
Acaba, korucu oldukları ve PKK’ya karşı savaştıkları için mi?
Onlar neden serbest değil.
“Bebek katilinin” Avrupa da ki yandaşlarına gönderdiği mektupların içerikleri açıklanmaya başladı.
Mektubun içeriği tüyler ürpertici.
Olsun önemli değil.
Önemli olan, aylarca esir tutulan askerlerin, birliklerine değil de ailelerine koşarak suç işlemeleri.
Bu arada, esir olmak askerden sayılmıyor.
Yani; askerler aylarca esaret altında tutulduktan sonra, tekrar askerlik yapacaklar.
Ruhiyat diye bilim dalı var.
Esir askeri, ruhen arındırmadan, olayın şoku atlatılmadan tekrar askere almak, belki de aynı yerde görevlendirmek…
Tek bir açıklaması var.
Kara mizah.
Beyler, TSK’nin sayısı 600 bin üzerinde.
Genel Kurmay daha yeni açıkladı.
6 asker eksik olunca TSK’nin gücü azalmaz.
Genel Kurmay Başkanı olsam;
Zihni Çavuş’un bakışını çerçeve yapar, birliklere asarım.
Zira 7 askeri şehit ettiren bir teröristin uzattığı eli geri çevirip, tüm nefretini bakışları ile anlatan Uzman Çavuş Zihni Koç, öz anlatımla Kahraman bir Türk askeri.
