14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kabir Ziyaret-i Sünnettir...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

"Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

"Ben size daha önce kabir ziyaretini yasaklamıştım.

Artık ziyaret ediniz.'' (Buhari)

Resulullah (s.a.v), ilk önceleri kabir ziyaretini yasaklamıştı;

çünkü bu, onlara tapınma kapısını açıyordu.

İslami esaslar yerleşip Allah'tan başkasına tapınmanın haramlığı insanların kalplerine iyice yerleşince yasağı kaldırdı ve kabir ziyaretine izin verdi.

''Gerekçe olarak, kabir ziyaretinin faydasının büyük olduğunu ve bir gün dünyadan göçüleceğini düşünmek için bunun iyi bir fırsat olduğunu söyledi.'' (Şeyh Veliyullah Dehlevi)

Kabir ziyaretinde bulunan kimse şöyle dua eder: ''Selam size ey mü'minler ve Müslümanlar diyarı! İnşaallah biz de sizlere katılacağız.

Allah'tan bize ve size afiyet dileriz.''

Kabir ziyaretinden amaç iki şeydir:

1- Ziyaretçinin ibret alması

2- Ziyaret edilenin ziyaretçinin duasından faydalanması.

Öyleyse ziyaretçi kendisi ve ölü için dua etmekten ve ibret almaktan gaflete düşmemelidir.

Ziyaretçi, ibret almak, ölünün durumunu tahayyül etmek, azalarının nasıl dağıldığını, organlarının nasıl lime lime olduğunu, nasıl diriltileceğini ve pek yakında kendisinin de bu kervanda yer alacağını düşünmelidir. Nitekim Mutarrıf b. Ebu Bekr el-Hüzeli şöyle anlatır: ''Abdülkays ailesi içinde kendisini ibadete vermiş yaşlı bir kadın vardı.

Geceleyin karanlık bastırdığında hazırlığını yapar, ardından namazgahına geçerek geceyi ihya eder, sabahleyin de kabristanlıklara gidermiş. Duyduğuma göre mezarlığa çok gidiyor diye kınanınca şöyle demiş:

''Katı yürek, katılaştığında onu ancak çürümüş organları görmesi yumuşatır.

Ben mezarlığa geldiğimde ölülerin mezarlarından sanki çıktıklarını, sararmış yüzleri, bozulmuş cesetleri, pörsümüş göz kapaklarını seyreder gibi oluyorum.

Bu ne yaman bir manzaradır! Kendilerini ibadete veren abidler bunu benliklerine sindirseler ruhları amansız acılar içinde kıvranır, bedenleri telef olur!''

(İmam Gazali)

Kabir Ziyareti İnsanları Kötülük Yapmaktan Meneder:

Kabir ziyareti; kişiye ölümü ve ölümün kendi başına da bir gün geleceğini hatırlattığı için, dünyevi arzuları ortadan kaldırmakta, kötü gidişatların önünü kesmektedir.

Kişinin büyüklenmesine mani olacak en büyük etkenlerden biridir kabir ziyaretleri.

Nereden geldiğini, yaratılışını unutan nefislere nereye gideceğini, dünyadayken çürümenin ahiretteyken de çetin bir hesabın bildiricisi ve hatırlatıcısıdır.

Bir keresinde Hz. Ali (ra)'a:

''Niçin kabirlere yakın yerde ikamet ediyorsun?'' diye sorulur.

Hz. Ali (ra) şu cevabı verir:

''Onlar ''kabirler'' benim en hayırlı, en sadık komşularım.

Onlar dirileri kötü konuşmaktan menederler, ahireti hatırlatırlar.''

Hz. Osman, bir kabre uğradığı zaman durur, ağlardı.

Öyleki, sakalı gözyaşlarıyla ıslanırdı.

Kendisine bunun sebebi soruldu ve; ''Cenneti ve cehennemi andığın zaman ağlamazsın, bir kabir başında durdun mu ağlarsın?'' denilince

Hz. Osman şu cevabı verir:

''Ben, Resulullah'dan işittim. Şöyle diyordu:

''Kabir, ahiret yolculuğunun ilk durağıdır.

Eğer kişi orada kurtuluşa ererse ondan ötesi kolaydır. Eğer orada kurtuluşa eremezse ondan ötesi daha sıkıntılıdır.''

İmam Gazali; ''Tefekkür, ibret almak, hazırlanmak ve cenazenin taşınması esnasında tevazu ile yürümek, ölen kişi fasık bile olsa, hakkında hüsn-ü zanda bulunmak cenazede hazır bulunmanın adabındadır'' buyurmaktadır.

Lokman-ı Hekimde oğluna insanın kısımlarını anlatırken şu ince noktalara temas etmiştir. ''Yavrucuğum! İnsan üç kısımdan oluşmaktadır. Bir kısmı Allah için, bir kısmı nefsi için, bir kısmı da kurtlar böcekler içindir.

Allah için olan kısmı ruhu, nefsi için olan kısmı ameli, kurtlar böcekler için olan kısmı ise, bedenidir.

Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır. ''Kahrolası insan! Ne de nankör! Allah onu neden yarattı?.

Bir nutfeden yarattı da ona biçim verip hayatını programladı. Sonra yolunu kolaylaştırdı.

Ana karnından kolayca çıkmasını sağladı.

Sonra onu öldürdü ve kabirde yaşattı.

Ondan sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltir.'' (Abese;17-22)

***

KABİRLERDEKİLER KONUŞMAZLAR

 

YALANCI DÜNYA'YA KONUP GÖÇENLER

NE SÖYLERLER NE BİR HABER VERİRLER

ÜZERİNDE TÜRLÜ TÜRLÜ OT BİTENLER

NE SÖYLERLER NE BİR HABER VERİRLER

***

KİMİNİN ÜSTÜNDE YEŞERİR AĞAÇLAR

KİMİNİN ÜSTÜNDDE SARARIR OTLAR

KİMİ MASUM KİMİ GÜZEL YİĞİTLER

NE SÖYLERLER NE BİR HABER VERİRLER

***

KİMİSİ DÖRDÜNDE KİMİSİ BEŞİNDE

KİMİSİNİN TACI YOKTUR BAŞINDA

KİMİSİ ALTI KİMİSİ YEDİYAŞINDA

NE SÖYLERLER NE BİR HABER VERİRLER

***

KİMİSİ BEZİRGAN , KİMİSİ HOCA

ECEL ŞERBETİNİ İÇMEKTE GÜÇ AMA

KİMİSİ AKSAKALLI , KİMİSİ PİR KOCA

NE SÖYLERLER NE BİR HABER VERİRLER

***

ÖLÜM DEDİĞİN BİR MEHENK TAŞI

İNSANA EMENETTİR EŞ VE YOLDAŞI

AKILLI İSEN KEFENİNİ YANINDA TAŞI

NE SÖYLERLER NE BİR HABER VERİRLER

***

YUNUS DER GÖR TAKDİRİN İŞLERİ

DÖKÜLMÜŞTÜR KİPRİKLERİ VE KAŞLARI

BAŞLARI ÜZERİNDE HECE TAŞLARI

NE SÖYLERLER NEDE BİR HABER VERİRLER

YUNUS EMRE...  

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *